10 Patojene özel B ve plazma hücreleri hafızaya sahiptir, yani tamamen aynı veya benzer patojen ile tekrar karşılaşıldığında, hızlı bir şekilde antikor salgılayıp enfeksiyonun yayılmasını engellerler. Bunlar uzun ömürlüdür ve saklandıkları özel cepler vardır. Kanda ender bulunur.
11 T hücreleri 2 ana kategoriye ayrılır: CD4 ve CD8 CD4 ler “yardımcı hücre” olarak da adlandırılırlar, B hücrelerinin patojenlere karşı hassasiyet kazanmasına ve hedefe özel antikor üretmelerine yardim eder. Gerektiğinde yeni B hücrelerinin gelişimini yönlendirirler.
12 CD8 ler ise öldürücü lenfosit olarak adlandırılırlar. Virüsle enfekte olmuş veya kanserleşmiş hücreleri tespit edip öldürmek için uzmanlaşmışlardır. Bu sayede virüslerin hücre içinde çoğalması engellenir. Bu hücreler tüm vücut hücrelerine virüs kontrolü yapabilirler.
13 Antijen sunan hücrelerin görevi, mukozada veya vücut içinde tespit ettikleri yabancı yapıları lenf bezlerine götürüp CD4 yardımcı T hücrelere tanıtmaktır. Bunu bir tür istihbarat servisi gibi düşünebilirsiniz. Sistem birbirine bağlı bir zincir şeklinde çalışır.
14 Tek başına mukus ve akış kontrolü bile çok önemli bir bileşendir. Bu noktaya kadar, kişinin vücuduna virüs girememiştir, ama süprüntü testinde PCR pozitif çıkar. İçeriye giremeyip kalan virüsler parçalanır ve antijen sunan hücreler tarafından arşivlenir.
15 Yukarıdaki bileşenlerin herhangi birinde önemli bir bozulma, enfeksiyonlara karşı duyarlılığa yol açar. Bir bileşen başarısız olunca, işareti kandaki antikorlardır. Tam da bu yüzden, hastalık şiddeti ve virüsün sistemik yayılması, kandaki antikor seviyelerinin göstergesidir.
16 Birincil savunmalarla daha bir enfeksiyon başlamadan virüsü atlatmış insanlar daha düşük ve daha hızlı azalan sistemik antikor seviyesine sahip olacaktır, bu tamamen normal.
17 Fakat bu o kişileri kesinlikle korumasız bırakmaz. Artık solunum yolu mukozasinda bağışıklığın kendi hafızası oluşmuştur. Bu hafıza sadece B ve plazma hücreleri için değil, aynı zamanda CD4 ve CD8 T hücre tipleri için de mevcuttur.
18 Evet, bu hafızalı hücreler onlarca yıl solunum yolu duvarlarında oturup bekleyebiliyorlar, hangi düşmana saldıracaklarını biliyorlar. Beklediklerine oldukça benzer bir patojen bile geldiğinde harekete geçecekler. Bu kalıcı bir bağışıklık hafızası türüdür. Düşman unutulmuyor.
19 Kandaki antikorlar tamamen yok olsa bile hafızali B hücreleri varlığını sürdürür ve gerektiğinde yeniden antikor üretebilir.
20 Yeni koronavirüs hakkındaki en önemli sorulardan biri, enfekte olan kişilerin yeniden enfeksiyona karşı bağışık olup olmadığı ve eğer öyleyse bunun ne kadar sürdüğüdür. Yüksek sayıda denekle yapılan çalışmalar bu sürenin en az 6-7 ay olduğunu gösteriyor.
21 En son yayınlanan ve 30.000 den fazla katılımcı ile yapılan Newyork çalışması da hastalığı geçirenlerin yüksek miktarda bloke edici antikor ürettiğini gösterdi.
22 Yukarıdakileri okuduysanız, artık kandaki antikorların yalnızca sistemik hastalık durumuna karşı koruyucu olduğunu, üst solunum yolu semptomlarını ve hatta hafif bir zatürreyi bile önleyemediklerini biliyorsunuz; tabi bulaşıcılığı engellemelerinin mümkün olmadığını da.
23 “Genel olarak, bu bulgular enfeksiyondan altı ay sonra SARS-CoV-2’ye karşı güçlü bir hücresel (T hücresi) bağışıklık tepkisine işaret etmektedir. Bu bulgular, yalnızca SARS-CoV-2’ye karşı bağışıklığın nasıl çalıştığına dair anlayışımızı beslemekle kalmayacak, aynı zamanda…
24 gelecekteki aşı stratejilerine de yardımcı olacaktır. Bu hücresel bağışıklık tepkisinin uzun vadede devam edip etmediği ve yeniden enfeksiyon olasılığına nasıl karşılık vereceğimin araştırılmaya ihtiyacı vardır” https://uk-cic.org/news/cellular-immunity-sars-cov-2-found-six-months-non-hospitalised-individuals
25 Korku pompalama, endişe yaratma ile ne amaçlandığını anlamak mümkün değil. Bu noktada bağışıklık sistemi ve bulaşıcı hastalık uzmanlarının bile bu mekanizmaları görmezden gelip fantazi kıvamında açıklamalar yapmasını hayretle izliyorum. Bağışıklık inkarcılarına kulak asmayın!
26 En sona da bir video ekleyelim, bağışıklık sistemini basitçe anlatıyor. İngilizce ama konu çok güzel işlenmiş.
27 Prof. Iwasaki tarafından hazırlanmış ve oldukça sadeleştirilmiş şekilde bağışıklık sistemi etkileşimlerini açıklayan mükemmel bir zincir.
28 Zincire ilk başladığım tarihten 1 ay geçmiş. Bu süre zarfında 3 aşının Faz3 çalışmalarının erken sonuçları açıklandı. Bunlar bizim için ne ifade ediyor, aşı seçiminde bir kriter olabilir mi? Hayır! Bu bilgiyle gerçek hayatta aşı kimi ne kadar koruyacak söylemek mümkün değil.
29 Önemli olan aşının özellikle risk grubu için can simidi vazifesi görmesi. Bu aşamada, RİSK altındaki herkesin aşı olması en güvenli seçenek olacaktır. Çocuklara, gençlere ve sağlıklı bireylere uygulanmasında aciliyet yok. Eylül 2021’i beklemek mantıklı.
30 2021 yaz sonunda, şimdi yanıt bulamadığımız noktalar için daha net cevaplar almış olacağız. -Uzun dönem güvenlik ve gerçek koruyuculuk oranları -Hamilelik ve emzirme döneminde kullanım -Çocuklarda kullanım -Farklı kronik hastalıklarla etkileşim -Bulaştırıcılık
31 Yukarıda anlattığım solunum yolu bağışıklık unsurlarının Covid hastalığında tam olarak çalıştığı gösterildi. 8 ay devam eden koruyuculuk. Hafıza özelliğine sahip B ve T hücrelerinin mevcudiyeti.
32 Bu konuların daha önceden bilim insanları tarafından anlatılması tahmin veya öngörü değil, zaten mevcut olan bilginin aktarılmasıdır. “Bu virüs yeni, bağışıklık sisteminin nasıl yanıt vereceğini bilmiyoruz” diyenlerin bu anlatılanları öngörü zannetmesi son derece normaldir.
33 Hastalıktan 8 ay sonra bağışıklık durumunu anlatan çok güncel bir yayın. Zincirde okuduğunuz hafızalı B ve T hücrelerinin, virüs bloke eden IgA ve IgG antikorların 8 ay sonra koruyucu seviyede olduğu ve bunun yıllar boyu sürebileceği belirtilmiş.
Çok ama çoook yararlandım.
Korcan hoca sanıyorum yurt dışında görevli. Sayenizde tanımaktan çok memnunum. Tweetleri çok teknik ama biraz fen bilgisi olanlar için çok faydalı. Takip edilmesi gereken biri çok sık tweet atmıyor olsa da.
Çok beğendim bu diziyi devamını da bekliyorum