BİR DÜNYA HARİKASI: BALLICA MAĞARASI

Yazı Fontunu Büyült Yazı Fontunu Küçült Yazı Fontunu Sıfırla
ballıca mağarası

Ballıca Mağarası milyonlarca senelik geçmişi olan ama ancak 1980’ li yılların sonunda farkına varılan ülkemizin mutlaka ziyaret edilmesi gereken tabii harikalarından biri.

Rehberimizin anlattığına göre mağara aslında köylüler tarafından çok önceden biliniyormuş. Hatta buranın bir süre eşkıya tarafından kullanıldığı da söyleniyor.

Bunlar doğru mudur bilemem fakat gerçek olan şu ki Ballıca Mağarası 1995 senesinde ziyarete açılmış.

İyi bir tanıtım yapılırsa burası tüm dünyanın ilgisini çeker. Yabancı ülkelerde uyduruk heykellerin, çeşmelerin, taşların etkili tanıtım faaliyetleriyle nasıl para basan yerler hâline geldiğini çok gördüm.

Mağarada ve hemen yanındaki çay bahçesinde 3 saate yakın zamana geçirdik. Turizm mevsimi olmakla beraber gelenlerin sayısı çok değildi. Tek tek saymadım ama 50-60 kişiyi geçmezdi gelenlerin sayısı.

Bilet satan görevli buraya tatil günlerinde ortalama 500 kadar ziyaretçinin geldiğini söyledi. Böylesine eşi benzeri olmayan bir mağara için hiçbir şey değil bu.

Hele de etrafta bir tek yabancı turist bile görmemek beni üzdü. Hemen yanda dağ manzaralı çay bahçesinde otururken bilet gişesinin önünde ta aşağılara kadar uzayan bir ziyaretçi kuyruğu hayal ettim. Burası ellerinde kameraları ile heyecanla mağaraya alınmayı bekleyen Japon, Alman, İngiliz, Rus turistlerle dolup taşmalıydı.

Ballıca Mağarası Tokat’a bağlı Pazar ilçesi sınırları içinde yer alıyor. Biz de Tokat’ tan Turhal’a giderken uğradık mağaraya. Pazar ilçesi Turhal’ dan hemen sonra geliyor. Ana yoldan sanırım 10 km kadar içeride, deniz seviyesine göre 1.085 metre yükseklikte bulunan mağarada çalışmalar 1987’ de başlamış.

Gelenlerin rahatça gezebilmeleri için yürüme yolları, merdivenler, köprüler ve ışıklandırma yapılarak 1995’ den itibaren de ziyarete açılmış.

Giriş ücreti büyükler için 6, küçükler için 3 lira idi.

Astıma iyi geliyormuş

Mağaranın ortalama sıcaklığı 18 ve nemi de yüzde 55 imiş. Bizim ziyaret ettiğimiz gün (18 Haziran) hava sıcaklığı 30’ a yakın ve nem de herhalde yüzde 65’ den fazla idi. Mağarada derinlere doğru yürüdükçe ferahladık.

Rehberimiz “Astım hastalarının buraya çok sık gelmeye başladıklarını ve birçoğunun bu ziyaretlerden sonra çok iyileştiklerini ve ilaç ihtiyaçlarının yarı yarıya azaldığını” söyledi.

İçimden güldüm: Astımın Ahmet Rasim Küçükusta’ nın eli değmeden iyileştiği nerde görülmüş Allah aşkına?

Mağaranın uzunluğu 680 metre ve derinliği de girişe göre 75 metre kadarmış. Mağaraya girdikten sonra sürekli olarak ya merdivenler ya da hafif meyille aşağı doğru iniliyor.

Mağaranın “salon” tabir edilen birçok geniş bölümleri var: Havuzlu Salon, Büyük Damlataşlar Salonu, Çamurlu Salon, Fosil Salonu, Yarasalı Salonu, Çöküntü Salon, Sütunlar Salonu, Mantarlı Salon gibi.

Mağaranın gerçek uzunluğunun 680 metreden çok fazla olduğu, bir rivayete göre 25 km olduğu söyleniyormuş; ne kadar doğrudur bilinmez tabii.

Biz hiç yarasa görmedik. Bunlar gece olunca mağaranın demir parmaklıklı kapısından dışarı çıkar, ne bulurlarsa yerler ve sonra mağaraya geri dönerlermiş. Ben iyi ki yarasaya rastlamadık, iyi ki çığlıklarını duymadık diye sevindim. Allah günah yazmasın ama sevilecek bir hayvan değil şu yarasalar.

Mağaradan çıktıktan sonra hemen yanındaki bahçede nefis yayık ayranı eşliğinde peynirli gözleme ve haşhaşlı katmer yedik. Üzerine de bir taraftan karşıdaki yemyeşil dağları seyrederken çaylarımızı yudumladık.

Yiyip içtiklerimizin bahçenin zarif, güler yüzlü, güzel işletmecileri Leyla ve Mine Hanım’ların ellerinden çıkmış olduğunu da özellikle belirtmek isterim.  

Gelelim neticeye

Ballıca Mağarası her sene binlerce yerli yabancı turist çekebilecek, gerçekten görülmeye değer bir tabiat harikası. İyi bir tanıtım kampanyası yapılması şart; yoksa kim, nereden bilsin, bulsun bu muhteşem mağarayı.

Buraya kadar gelmişken görmeniz gereken iki şey daha var. Birincisi, mağaradan dönerken ilk sağa saptıktan 2 km kadar sonra bir şelale var. Arabanızda mangalınız ve gerekli malzeme de varsa şelale başı daha da keyifli bir durak olur.

İkincisi de Pazar ilçesinde 1238 senesinde yapılan Mahperi Hatun Kervansarayı. Burayı da görmeden geçmeyin derim.

Ballıca Mağarası hakkında ayrıntılı bilgiye ulaşmak için: http://www.ballicamagarasi.org/ballica-magarasi-tanitimi/

Siz de yorumunuzu paylaşın: