BİSFENOL A KROMOZOMLARA DA HASAR VERİYOR

Yazı Fontunu Büyült Yazı Fontunu Küçült Yazı Fontunu Sıfırla
rhesus maymunu

Maymunlar üzerinde yapılan yeni bir araştırma bisfenol A (BPA)’ nın kadınların üreme sistemlerini olumsuz etkileyebileceğini, kromozom hasarları, doğumsal gelişim kusurları ve düşüklere yol açabileceğini ortaya koydu.

Proceedings of the National Academy of Sciences’ da yayınlanan araştırma birkaç bakımdan son derecede önemli.

Birincisi, bu araştırmanın DNA’ larının yüzde 95’ i insanlarla eşit olan ve üreme sistemleri insanlarınkine çok benzeyen rezus türü maymunlar üzerinde yapılmış olması.

İkincisi ise, BPA’ nın bu etkilerinin insanların maruz kaldıkları BPA seviyelerinde ortaya çıkmış olması.

BPA iki aşamada zararlı etki gösteriyor

Washington ve Kaliforniya Üniversitesi genetik uzmanları bu araştırmalarını BPA’ nın gebe maymunlardaki etkilerini sadece annenin değil doğmamış yavruların yumurtalarını da inceleyerek yaptılar.

Dişiler dünyaya sahip olabilecekleri yumurtalarla beraber geliyorlar ve bu yumurtalar ana rahminde iken gelişiyor.

Araştırmada ya günlük tek doz veya daha düşük dozda sürekli şekilde verilen ve BPA’ nın iki aşamada hasar oluşturduğu tespit edildi.

BPA’ nın ilk zararı, gebeliğin erken döneminde henüz fetüsün yumurtaları gelişirken yumurtaların uygunsuz bölünmelerinin ortaya çıkması şeklindeydi.

Bu tür bir zarar daha önce fareler üzerinde de gösterilmiş olduğu gibi fetüste Down sendromu gibi bir takım doğumsal gelişim kusurlarına yol açabiliyor.

BPA’ nın ikinci zararı ise gebeliğin daha geç döneminde yumurtaların geliştikleri foliküller içinde uygunsuz paketlenmesi şeklinde idi. 

Böyle bir durum ise canlı yumurtaların sayısını sınırlayarak kısırlığa yol açabiliyor.

Tüm bu hasarlar BPA’ nın gebe anneyi, onun doğmamış yavrusunu ve bu yavru dişi ise onun yumurtalarından gelişecek olan neslini de etkilemesi manasına geliyor.

Araştırmanın uzmanlarından Hunt şunları söylüyor:

“Bu sonuçlar insanlar üzerinde yapılmamış olsa bile gerçekten endişe verici; çünkü daha önce kurtçuk ve farelerde yapılan araştırmalar da maymunlardakine benzer sonuçlar vermişti. Aslında, insanlarda BPA ve üreme sistemi arasında bu tür bir sebep-sonuç ilişkisini ortaya koyacak bir araştırma yapmak da mümkün değil.”

Kısa zaman önce BPA’ nın rezus maymunlarında meme dokusunun gelişimini etkilediğini ispat eden bir araştırma yayınlayan Tufts Üniversitesinden Ana Soto “ Bu 19 maymunla yapılmış küçük bir araştırma olmakla beraber çok kaliteli bir araştırma” diyerek meslekdaşlarına övgüler yağdırıyor.

Endüstri itiraz ediyor

Maymunlar üzerinde yapılan bu araştırmaya endüstriden itirazlar da gecikmedi.

Amerikan Kimyacılar Birliği tarafından yayınlanan bildiride araştırmadaki denek sayısının azlığı ve yöntemi tenkit ediliyor ve bu sonuçların insanlar için geçerli olmasının iddia edilemeyeceği vurgulanıyor.

Gelelim neticeye

Bu araştırmanın tenkit edilecek pek çok tarafı olduğuna ben de katılıyorum ancak vücudumuzda hiçbir işi olmayan BPA’ ya maruz kalmamızın da hiçbir haklı gerekçesi yok.

Endüstri, hormon bozucu kimyasallardan biri olan BPA’ nın obeziteden diyabete, meme ve prostat kanserinden kalp hastalıkları ve astıma kadar pek çok hastalığın riskini artırdığını gösteren onlarca araştırmaya da itibar etmiyor.

Kadınların yumurtaları üzerinde ‘BPA tarafından bozulduk ey halkım’ şeklinde bir uyarı yazısı çıksa bile bunlar gene bir bahane bulurlar, bunu da unutmayın.

Tüm yiyecek ve içecek kaplarındaki BPA’ ya hayır, hayır, hayır!

KAYNAK

http://www.pnas.org/content/early/2012/09/18/1207854109.abstract?sid=85c5a5e5-416a-4857-ab4e-a6e038b893c7

Yazı için 1 yorum yapılmış:

  1. HASTA OLMAK KÖTÜ KADERİMİZ, HASTALIĞA MAHKUMUZ

    Bu maddenin sağlık için çok tehlikeli olduğu kesin. Bunun gibi yüzlerce madde bedenimizde dolaşıyor. Derelere akıtılan zehirler, kimyasal atıklar, içme suyuna karışan kanalizasyon suları, oksijenimizi tüketen kirli sanayi, ekzos ve partiküller, filtresiz bacalardan üstümüze çöken dumanlar, devasa gemilerle ülkemize sokulan radyasyonlu hurdalar, GDO’lu, hormonlu, katkı maddeli, tarım ilaçlı gıdalar her çeşit kanser, hastalık ve ölümlere yol açıyor. Kirlenmiş akvaryumda önce hastalanan, sonra da tedavi için çırpınan zavallı bir toplumun içler acısı hali.

    Sorun şu: Sağlığa zararlı maddelerle kuşatılmış bir çevrede önce hastalanmak ve sonra da sağlık taramalarıyla teşhis ve tedavi olmak bizim kötü kaderimiz. Bu kadere mahkumuz.

    Neyse ki sağlık taramalarıyla kanserimizi erkenden teşhis ve tedavi eden, köy köy erken teşhis taramaları yapan fedakar doktorlarımız ve modern zincir hastanelerimiz var. İlaç bedava, hastane bedava, doktor bedava. Size sadece hasta olmak kalıyor. Daha ne? Biraz da siz fedakarlık yapıverin de hasta edip cebini dolduran sistem çökmesin. Herkes bir şekilde bu sistemden payını alsın, beslensin. Sağlıklı yaşamamıza bu yüzden izin verilmiyor.

Siz de yorumunuzu paylaşın: