BİR ASPİRİN İÇTİM HAYATIM DEĞİŞTİ

Yazı Fontunu Büyült Yazı Fontunu Küçült Yazı Fontunu Sıfırla
aspirin

Aspirin, Afrika’dan Asya’ya, Amerika’dan Avrupa’ya dünyanın her ülkesinde, 7’den 70’e herkes tarafından bilinen, tanınan bir ilaçtır.

Hem de tam 110 yaşında bir ilaç. Bugün kullandığımız saf ve bozulmaz aspirin, 1899 yılında Bayer Laboratuvarları’nda Felix Hoffman tarafından sentez edildi.

Politikacılarımızın ‘Hükümet, ameliyat edilecek hastaya, aspirin tedavisi yapıyor’ sözüyle aspirini küçümsemelerine sakın inanmayın, kanmayın. Aspirin, mükemmel bir ilaçtır! Ağrı kesicilerin ve romatizma ilaçlarının kralıdır. Çok iyi bir ateş düşürücüdür. Damar sertliğine bağlı hastalıklarda kanı sulandırmak için en çok kullanılan ilaçtır. Hatta son yıllarda aspirinin çeşitli kanserleri, özellikle de kalın bağırsak kanserlerini önlediği iddia edilmektedir. Evet, bu dünyaya gelen herkes, günün birinde Fenerbahçeli olmayabilir, ama mutlaka aspirin kullanacaktır.

İstatistikler, bir Amerikalının yılda, ortalama olarak 60 adet 300 mg’lık aspirin tableti içtiğini gösteriyor. Buna göre, bu ülkede bir yılda tüketilen aspirin miktarı 50 bin tondur. Küçük bir Amerika olan Türkiye’de ise yılda 20-25 milyon adet aspirin satılıyor. Eh, fena rakam değil, ama Avrupa Topluluğu’na girebilmemiz için daha pek çok aspirin içmemiz lazım.

Aspirin alerjisi kadınları sever

Aspirin iyidir, hoştur, yerinde kullanıldığında mucizeler yaratır ve fakat çok ciddi yan etkileri de vardır. Bunların en önemlileri, mide-bağırsak ülserleri ve buna bağlı kanamalar, böbrek bozukluğu, hipertansiyon, hepatit, aspirin zehirlenmesi, kan tablosu bozuklukları ile aspirin alerjisidir.

Aspirin alerjisi, normal insanların yüzde 1’inden daha azında görülürken, bu oran astımlılarda yüzde 20’ye kadar çıkar. Alerjik nezle, burun polipleri veya sinüziti olanlarda, kronik ve kortizona bağımlı astımlılarda aspirin alerjisi riski daha da yüksektir. Aspirin alerjisi, kadınlarda erkeklere göre daha sık, çocuklarda ise daha seyrektir.

Aspirin alerjisi belirtileri, o güne kadar pek çok kere aspirin kullanmış olan ve fakat hiçbir anormallik gelişmemiş bir kişide günün birinde aldığı bir aspirinle başlar. Bu sebeple, astımlı hastalar ‘Ben yıllardır aspirin içiyorum, bana dokunmuyor’ diye övünmesinler, böbürlenmesinler. Alerji, zamanı gelince onların da kapılarını çalabilir; onlar da Hızır Acil’in kapısını!

Alerji belirtileri, ilaç alındıktan yarım ilâ 3 saat sonra ortaya çıkar. Tüm vücutta yaygın kaşıntı ve yanma ile karakterize ürtiker, göz kapakları ve dudak gibi yumuşak dokularda şişme, bulantı, kusma, tansiyon düşüklüğü ve ağır astım krizleri ortaya çıkar. Aspirine bağlı astım krizleri, tedaviye dirençlidir ve genellikle kortizon verilmeden de düzelmez. Solunum makinesine bağlanması gereken hastalar bile olabilir. Bazı hastalarda astım krizi olmadan akut ürtiker ve anaflaksi de gelişebilir.

Bir hastam, ‘Almancı eniştesinin getirdiği aspirinin bile alerji yaptığını’ üzgün bir sesle anlatmıştı bana. Hayretler içindeydi. Belli ki, kafasındaki o her türlü Alman malı güvenlidir, sağlamdır imajı artık yıkılmıştı.

İster Fransa’da, ister Nijerya’da yapılmış olsun aspirin aspirindir ve duyarlı kişiye bütün aspirinler dokunur. Hatta bir romatizma ilacı olan indometasin ihtiva eden göz damlaları bile alerjiye yol açabilirler. Evet, gözünüze bir göz damlası damlattıktan sonra vücudunuz şişebilir, nefesiniz tıkanabilir.

Aspirinin bayatı olur mu?

Aspirin alerjisinin ilacın tazeliği veya bayatlığı ile hiçbir ilgisi yoktur. Fabrikadan yeni çıkmış aspirin de alerji yapabilir, yıllarca raflarda beklemiş olanı da. Rahmetli babaannem, tarihi geçmiş aspirinleri saksıların toprağına karıştırır ve bunun çiçeklere çok iyi geldiğini söylerdi. Yabancı malı aspirinin alerji yapmayacağını sananlar olduğu gibi, bazıları da suda eriyen, bağırsakta çözünen, C vitamini destekli aspirinin dokunmayacağına inanırlar.

Aspirin, duyarlı olan insanlarda, aç veya tok karnına, suyla veya limonatayla, ne ile ve nasıl ve ne miktarda alınırsa alınsın alerji yapar. Aspirin alerjisi olanların, tartrazin (sarı boya), glutamat (bir çeşit baharat) ve sülfitler (besinlerin bozulmasını önler) gibi katkı maddelerine duyarlı olma ihtimali de çok yüksektir.

Bir de iyi bir haberim var

Aspirine alerjisi olan bazı hastalarda, bu duyarlılık zamanla ortadan kalkabilir, yani aspirin artık dokunmaz olur. Bunun sebebini, kimlerde ve ne zaman ortaya çıkacağını bilmek ya da tahmin etmek, şimdilik maalesef mümkün değil. Bu bir şans işi.

Aspirine alerjisi olanların diğer ağrı kesici ve romatizma ilaçlarına karşı da duyarlı olma ihtimalleri çok fazladır. Hatta bunlara içinde antiromatizmal maddeler bulunan pomatlar bile dokunur. Pomadın sürüldüğü deride kızarma, kabarma ve kaşıntı oluşabilir; deriden emilen fazla miktardaki ilaç sistemik reaksiyonlara yol açabilir. Bundan dolayı da astımlılar gelişigüzel ilaç almaktan kaçınmalıdırlar.

Aspirin alerjisi nasıl teşhis edilir?

Aspirin alerjisi teşhisi için hastanın verdiği bilgiler çoğu zaman yeterlidir. Bu hastaların deri testlerinde ya da kanda IgE ölçümlerinde herhangi bir anormallik bulunmaz. Hastanın verdiği bilgiler net değilse ve hastanın mutlaka aspirin veya romatizma ilaçları kullanması gerekiyorsa, aspirin provokasyon testi yapılabilir. Bu test, mutlaka hastane ortamında ve her türlü acil girişimin yapılabileceği şartlarda yapılmalıdır, çünkü test sırasında ağır astım krizi veya anaflaksi (alerji koması) gelişme riski vardır.

Aspirin provokasyon testine, hastaya 30 mg aspirin verilerek başlanır. Herhangi bir reaksiyon gelişmiyorsa, aspirin dozu 2 saatte, 60, 100, 325, 650 mg olarak artırılır.

***

Alerjisi olanlar dikkat etmeli

Aspirin alerjisi olanlar, aspirin, ağrı kesici ve romatizma ilaçlarını doktorlarına danışmadan kullanmamalıdırlar.

Astımı, alerjik nezlesi, sinüziti, burun polipleri, ürtikeri olan hastalar, o güne kadar dokunmamış da olsa yukarıda adı geçen ilaçlardan uzak durmalıdırlar.

Mutlaka aspirin kullanması gereken hastalara duyarsızlaştırma tedavisi yapılmalıdır.

***

İlaca karşı duyarsızlık oluşabilir

Bu tedavi, küçük dozlardan başlanan ve giderek artan miktarlarda aspirin verilen hastalarda, ilaca karşı tolerans gelişmesi prensibine dayanır. Bu yöntemle bir hafta içinde elde edilen aspirine duyarsızlık hâli, hasta aspirini aldığı müddetçe devam eder, fakat aspirin almaya ara verilirse 2-5 gün içinde aspirine duyarlılık hali tekrar ortaya çıkar.

Bu tedavinin bir özelliği de, aspirine karşı oluşan duyarsızlığın diğer romatizma ilaçları ve ağrı kesicilere karşı da gelişmesidir. Hatta bazı araştırmalarda, duyarsızlaştırma tedavisinden sonra astım belirtilerinin gerilediği ve hastanın ilaç ihtiyacının azaldığı da saptanmıştır.

Yazı için 2 yorum yapılmış:

  1. Yasemin Kaya dedi ki:

    Benim de hayatım değişti..

  2. Ahmet Gokce dedi ki:

    Limon portakal mandalina yedikten sonra aspirin alirsam ellerim dirseklerime kadar şisip kaşınıyor.Bu aspirin yada agrı kesici allerjisi mi?

Siz de yorumunuzu paylaşın: