Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta

Alerji uzmanı Prof. Dr. Küçükusta “Hazır gıdalar alerjiyi tetikliyor, mevsiminde ve doğal gıdalar tüketin. İyi havalandırılan, nemsiz ortamlarda alerjen olmaz” dedi.

Baharın gelmesiyle birçok kişi için alerji kâbusu başladı. Araştırmalar, modern toplumlarda her üç kişiden birinin alerjik olduğunu söylüyor. Alerjenler kimi zaman vücuda deri, sindirim veya solumum sistemi yoluyla giriyor, kimi zaman da inek sütü, yumurta, soya, yerfıstığı, fındık, balık, kabuklu deniz hayvanları, domates, çilek gibi besinler sebebiyle oluşuyor.

Alerji ve Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta “Kullandığmız birçok üründe 8 binden fazla kimyasal madde yer alıyor. Bunların insan sağlığına olan etkilerini bilmiyoruz. Türkiye gibi bir ülkede kutuda meyve suyu içmek ayıptır. Açık sütün doğru bir satış organizasyonuyla insanlara ulaştırılması gerek. Yediğimiz gıdarlarda bulunan katkı maddeleri alerji oluşumumun baş sebebi. İşin anahtarı mevsiminde çıkan meyve sebzeyi tüketmek. En önemli alerjen olan ev akarlarını (maytlar) ortadan kaldırdığını iddia eden yüzlerce ürün de işin ticari boyutu. Çünkü alerjik hastalıklar ancak çevre kontrolüyle önlenebilir. Doğal ve mevsiminde tüketilen yiyecekler, sürekli havalandırılan ve nem olmayan bir ortamda alerjenler olmaz” diyor.

Alerji nasıl oluşur?

Alerji ya genetik olarak doğuştan bir yatkınlıkla ya da çevresel faktörlerle oluşuyor. Son yıllarda alerjik hastalıklardaki artıştan sorumlu tutulan faktörlerden biri sezaryen. Birçok araştırma, sezaryenle doğan bebeklerin alerjiye daha yatkın olduklarını gösteriyor. Bazı alerjenleri soluduğumuz hava ile alırız. Tozlar, küfler, polenler gibi. Bazı alerjenler ise derimiz, göz veya burnumuzdan vücudumuza girer. Bilezik, kolye gibi takılar, çocukların emzikleri, bulaşık eldivenleri, prezervatifi örnek olarak gösterebiliriz. İlaçları da unutmamak lazım elbette.

Evlerdeki alerjenler neler?

Ev akarları, kedi, köpek gibi hayvanlara ve hamamböceğine ait alerjenler, küf mantarları ve polenler. En önemli alerjen ev akarlarıdır. Akarlar çıplak gözle görülemeyen, besin kaynağı insan derisi ve kepek olan canlılardır. Akarlar, evlerimizin doğal misafirleridir; her hangi bir hastalık mikrobu taşımaz ve bulaştırmazlar. İdeal üreme şartları 20-25 ºC ısı ve nemdir. Halı, koltuk, kanepe gibi tekstil eşyalarının çok olduğu, iyi havalanmayan, karanlık ortamlar akarların en sevdiği yerlerdir. Çocukların tüylü ve yünlü oyuncakları akarların üremek için çok sevdiği ortamlar.

ÇOCUKLAR VE ALERJİ

Her geçen gün sanki daha fazla çocuk alerjik oluyor?

Çocuklar küçük yaşlarda ne kadar çok mikropla karşılaşırsa, bağışıklığı da o kadar kuvvetliyor. Alerjiye çok çocuklu ailelerde az rastlanması, kalabalık ortamda yaşayan çocukların daha fazla enfeksiyon geçirmeleriyle açıklanıyor. Kızamık, kızamıkçık, suçiçeği, kabakulak, A tipi hepatit, nezle gibi hastalıkların bağışıklığı güçlendirdiğini gösteren birçok araştırma var. Hatta bunlara tüberkülozu da ekleyebiliriz.

Alerjik kişiler kedi-köpekten uzak kalmalı mı?

Yakın zamanlara kadar, biz doktorlar alerjik olanlara “Aman, kediden köpekten uzak dur, evin içine alma” derdik. Bugün biliyoruz ki, dünyaya geldiği günden itibaren evcil hayvanların bulunduğu ortamlarda büyüyen çocuklarda alerjiye daha az rastlanıyor. Küçük yaşta, hayvanlarla bir arada bulunmak çeşitli mikroplarla erken karşılaşarak bağışıklık sistemini kuvvetlendiriyor.

KAYNAK: http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=HaberYazdir&ArticleID=1083515