Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta

Gün geçmiyor ki yeni bir “VİRÜS” daha orta yere çıkmasın sevgili okuyucular!..

Olay adeta şuna dönüştü; “Patlat bi virüs, koy bi panik..aşılanıyoruz bu gece..pardon bu sene!”

Malumunuz bu kış, biz envai çeşit virüsle boğuşurkene bir de “ZİKA” virüsü peyda oluverdi..

Bu durum bana 2009 senesindeki “DOMUZ” gribi (H1N1) patlamasını hatırlattı nedense ???

O kış çok zordu biz hekimler ve sağlık çalışanları için.. Düşünsenize; uzman hekim arkadaşların bile bir sabah panikle Acil’e gelip “Ben çok kötüyüm, galiba domuz gribi oldum, napıcam?” dediği günler.

Hiç unutmuyorum; birgün Çocuk Acil kliniğimize bir bayan gelmişti, yanında ağlamaklı küçük oğluyla birlikte.. Hanımefendi mealen ve özetle şunları söyledi hiper(!) heyecanlı bir tavırla:

“1 ay önce Bodrum’daydık..bizim çocuk bakıcının çocuğuyla bir saat kadar oyun oynamıştı.. Bugün de öğrendik ki; o bakıcının çocuğu ateş(!)lenmiş!”

Peki ya hanımefendinin oğlu ne durumdaydı?..Ateşi yok, genel durumu gayet iyi, hastanee geldiği için ve çocuk acilin ağlayan bebek sesleriyle doğal olarak ağlamaklı halde bir yavrucak!..

Ben yaklaşık 3 saniyelik bir tefekkür(!) sonrası, bu kadar telaşlı ve panik olduğu için suçlayamadığım, bu bayana şöyle dedim; “Bakın hanımefendi, anlattıklarınıza ve oğlunuzun mevcut bulgularına göre, şu anda H1N1 olduğuna dair en ufak bir şüpheli bulgu yok! Lakin, burada kaldığı her dakika bu virüse yakalanma riski daha da artıyor..zira sizin oğlunuzdan önce ve halihazırda, domuz gribi olma ihitmali yüksek onlarca çocuk girip çıkıyor buraya..yaani..” derken beraber, hanımefendi oğlunun kolundan sıkıca kavrayıp hızla çıkışa yöneldi ve “Tamam anladım, çok teşekkür, iyi günler” diyerek Acil kliniğimizden çıkıp uzaklaştı.

Hergün sabah akşam, memleketin dört bir yanından grip vaka sayıları ve bazı ölümler zikredildiği bir hengamede, o hanımefendi ve onun gibi binlerce insanı yadırgamak mümkün değildi.. Bir taraftan 43 milyon aşı siparişi verdiğimizi duyuyor; diğer taraftan tüm spekülasyonlara rağmen bizler aşılanıyorduk sağlık çalışanları olarak…

Daha sonra meraklı bir doktor arkadaş, üşenmeden, aşısının tutup tutmadığına baktırıyor ve “tutmadığını” öğreniyordu ilginç bir durum olarak…

Peki neydi tüm bu olanlar?..

Aslında bu paniğin baş mimarı olan Dünya Sağlık örgütü (WHO), iki (2) yıl sonra şu itirafta bulunacaktı; “Biz vakt-i zamanında fazla abartıp paniğe sebep olduğumuz için üzgün(!)üz”…

Şimdiiii.. başlıktaki sorumuz daha manidar oldu sanırım..

Acaba bu yeni virüs ZİKA virüsü mü.. yoksa ZOKA virüsü mü?.. yutarsanız..

Uzm.Dr. Dinçer ERDİNÇ

(Tamamlayıcı-Alternatif Tıp & Aile Hekimliği Uzmanı)

Siz de yorumunuzu paylaşın: