CANAN KARATAY’ A CEZA KİMİ HEKİMLERİ MUTLU ETTİ

Yazı Fontunu Büyült Yazı Fontunu Küçült Yazı Fontunu Sıfırla
kasa fişi

Dr. Levent Kansız‘ ın yazısı:

Canan Karatay’ a ceza kimi hekimleri mutlu etti. Bir diğer kesim ise bir mağdurun sırtından asıl ile alakasız konjonktürün geçer akçesi yol yöntemlerle kanlıları ile hesaplaşmak yoluna gitti. Başka bir küçük gurup ise görevleri son bulmasına rağmen işlerini kaybetmemek için bu meslek ve erbabını devalüe ederek bu alanda yapılacak etkisi ileride çıkacak uygulamaların yolunu açmak için yazdı çizdi.

Yaşadığı ülkeyi sanırım herkes tanıyor. Herkes kendi meslektaşlarının ne yaptığını da biliyor. Medyada benzer çok daha ağır ve zararlı sonuçları olan suçlar dizi program halinde her gün işleniyor. Bunlar dava ve şikâyet edilmeyip edilse de yaptırıma maruz kalmayıp böyle bir insanın ceza alması biraz vurun abalıya olmuş.

Yine yaptırım uygulayan kurumun hekimler nezdinde saygınlığı malum çok daha elzem konularda vurdumduymazlığı ataleti kendisi ile alâkasız konularda meslek erbabını rahatsız eden şevk ve ataklığı ayrı bir konu.

Yapılan ne kadar yanlış ise herkesin kafadan konuya daldığı bilimin konusu olması gereken bir konunun şikâyet yargı ceza üzerinden tartışılıp çözülmesi de o kadar yanlıştır.

Herkes eline bir bilim sopası alıp yanıt vermeye çalışmış. Ancak büyük çoğunluk bir takip testi hakkında  abartılı beyânın zaten dayanılmaz olan günlük pratiği daha da zorlaştırmasından hırslanıp mutlu olmuş durumda.

Kimi meslek erbabı kazancının çok zor şartlarda çok düştüğü hatta o düşük kazancı işverenden tahsil edemediği bir ortamda bir kişinin aylar sonraya randevu verip 700-800 TL’ ye hasta bakmasına takılmış.

Kimi dogmanın ağa babasının salıncağında sallanıp oradan kazanırken bilime sadakat ve bilimin nimetlerini kullanıp hem davalıya hem davacıya vurmuş. Ki buradaki amaç tamamen bağcı dövmek. Zaten her konuda bu şekilde ardı arkası gelmez çaba mutlaka gerekli şekilde takdir ediliyordur. Bir cami hocası elinde bilimsel süreli yayınlar kaynak kitaplar gelenin gidenin kafasına onlarla vuruyor. Senin işin bu mu bunların yeri dogmanın ibadethanesi mi diye soran yok.

İddiayı ortaya atanın bilimselliği karşı koyanların bilimselliği arasında fark yok. Düşünün konu özgün dahi değil. Taklit. Fransa’da bu işi kullanıp nemalanan birinden ışık görüp bu karanlıkta o  ışıktan kendine yol bulmak.

Şikâyet yargı yoluna gitme vb şeyler ne kadar yanlış ise ülke pratiği düşünüldüğünde bilimsel dayanağı ve verileri olmayan bir iddianın aksinin ispatı da o kadar zor.

Kim aksini ispat edecek veya ikna edici uygulanabilirliği ispat edecek bunu nerede yapacak? Taşradan kariyermatik üniversitelerden devşirilmiş akademik kariyerleri apartmandan bozma varoş hastanelerinde nakde çevirenler mi bunu yapacak? Veya bunu o şartlarda o meczup ortamda hangi bilgi hangi donanım ve imkânlarla yapacak? Hadi onları geçelim ekonomik olarak eleman olarak iflas etmiş üniversiteler mi bunları yapacak? Çoğu günlük pratiğin elzem basit cihazlarının onarımı için ödenek bulamıyor. Hizmet günlerce aylarca aksıyor.

Bilimsel araştırma, büyük maliyet, zaman ve bununla kafası meşgul, can derdinde olmayan bilim adamı gerektirir.

Ülkenin en üst bilim kurumunun papaz eriği imam eriği tartıştığı bir ülkede bilim konusunu kurcalamayın bırakın mezarında rahat uyusun

Aslı ile arası uzak ara açılmış dogmaların peşinden koşan bir halktan kendinize geçim amaçlı mürit tedariki peşinde iseniz elinize dogmanın sopasını alın onunla birbirinize vurun. Bu hem çok daha kolay hem çok daha anlaşılır. Bu sopaların en albenillileri her köşe başında bolca satılıyor.

Bilimin yol ve yöntemi bu kesinlikle değil. Erbabı bunlar asla değil. Kullandıkları yol yöntemin ve mekânın bilimle uzak yakın alakası yok.

Konuyu hukuk üzerinden tartışmak ise çok farklı çok teknik bir konu. Hukukun konusu olmayan bir şeyi oraya intikal ettirip orada karşılık bulduğu terimlerle gerçekmiş gibi tartışırsanız tam da yapılan absürtlüğe hizmet etmiş olursunuz

Hastasını ameliyat masasında kaybetmiş bir hekim için  konu yargıya aksetmişse adam öldürmekten yargılanır. Yani katildir. O hekimin suratına katil dersiniz. Size hukuken bir şey diyemez. Biri size ne oluyor dediğinde savcı öyle diyor git ona sor dersiniz.

Belki çok kaba oldu ancak bazı şeyleri içinde bulunduğumuz muazzep süreç vesilesi ile çok zor anlıyoruz. Bu da yetmiyor konunun bize zararı yoksa bırak anlamayı görmeye tenezzül etmiyoruz. Şayet bize zararlı ise de tıpkı sokak kavgası gibi elimize geçirdiğimiz her şeyi değerine bakmadan hasmımız gördüğümüzün kim olduğuna dahi bakmadan kafasına vuruyoruz

Tartışmalar tam bir kara mizah. Asgari ücretle çalışan bir karı kocanın kıskançlık bazlı bir tartışma ve kavgada kadının nasıl aldığı meçhul bir son model pahalı android telefonu kocasının başında parçalaması gibi. Az sonra o telefon çok lazım olacak ve bir daha meşru yollardan asla alma şansları da yok maalesef.

 

 

Yazı için 1 yorum yapılmış:

  1. Mustafa Yiğit dedi ki:

    Bir vatandaş olarak hoca ne diyor vallahi pek iyi anlayamadım ama galiba herkese çakıyor.

Siz de yorumunuzu paylaşın: