SAHTE HASTALIK İÇİN SAHTE VİTAMİN

Yazı Fontunu Büyült Yazı Fontunu Küçült Yazı Fontunu Sıfırla
kasa fişi

Şimdiye kadar bilimsel araştırmalarla elde edilen tüm delillerin değerlendirildiği çalışmada vitamin D’ nin kemik mineral dansitesine, kırıklara ve düşmeye faydası olmadığı ortaya çıktı.

Lancet Diabetes and Endocrinology isimli tıp dergisinde yayınlanan değerlendirme, daha önce yapılan 81 araştırmanın meta-analizi ile gerçekleştirildi (1).

Analizlerde şu sonuçlara ulaşıldı:

BİR: Vitamin D kırık ve düşmeleri önlemiyor ve kemik mineral dansitesi üzerine de anlamlı klinik tesiri de tespit edilmedi.

İKİ: Yüksek ve düşük D vitamini dozları arasında bir farklılık bulunmadı.

ÜÇ: Kas iskelet sağlığını sürdürmek veya iyileştirmek için vitamin D kullanmak için yeterli gerekçe yoktur.

DÖRT: Vitamin D sadece osteomalasi gibi riskin çok yüksek olduğu nadir durumlarda fayda sağlayabilir.

BEŞ: Bu sonuçlar klinik kılavuzlarda dikkate alınmalıdır.

D vitamini neden bu kadar popüler oldu

D vitaminin bu kadar popüler olmasının ve USA ve İngiltere gibi ülkelerde halkın yarıya yakınının D vitamini abonesi yapılmasının arkasında tamamen ticari sebepler yatıyor (2).

Daha çok D vitamini, D vitamini test kitleri ve bununla ilgili ticari ürünleri satmak ve insanları sağlıklı beslenmeden uzaklaştırarak diğer besin desteklerine de kapı açmak için bilinçli olarak pazarlama kampanyaları yapıldı.

D vitamini hayranlarının mâbedi olan Vitamin D Konseyi’ nin (Vitamin D Council) sitesini incelediğiniz zaman bu işin gerçek yüzünü yani nasıl aldatıldığımızı kolayca görebilirsiniz (3).

2000-2010 arasında Medicare’ in D vitamini testlerine harcadığı para tam 83 misli arttı (4).

Sahte hastalık için sahte vitamin

D vitaminin faydalı olduğunu gösteren gözleme dayalı araştırmalar dayanak gösterilerek tüm dünya kandırıldı; bu araştırmalardaki “birliktelik” (association) tıpkı kolesterol sahtekârlığında da olduğu gibi bir sahte illiyet bağı kurularak “sebep-sonuç ilişkisi” (causality) gibi sunuldu.

Neticede “sahte bir hastalık ve sahte bir vitamin” yaratıldı: Pseudo vitamin for a pseudo disease! (5).

Daha sonra yapılan randomize kontrollü çalışmalarda D vitaminin etkilerinin abartıldığı, yan etkilerinin küçümsendiği ve görmezden gelindiği ortaya kondu ama artık tüm dünyanın beyni yıkanmıştı ve yaratılan bu algının beyinlerden silinmesi çok zordu.

Kalp-krizi ve felçlerin sebebinin hayvansal yağlar değil şeker ve insülin direnci olduğu artık saklanamaz hâle gelmiş olmasına rağmen kolesterolün damarları tıkadığı algısı tüm dünyada bir miktar azalmış olmakla beraber hâlâ sürüyor ve görünen o ki belki de 1000 yıl sürecek.

Seneler önce de A, C ve E vitaminleri ile selenyum günümüzün D vitamini gibi popülerdi ama daha sonra bunların kanser ve kalp-damar hastalıkları riskini artırdığı ortaya çıkmıştı.

D vitamininde de durum bundan farklı değil!

2010’ da Tıp Enstitüsü (adı şimdi National Academy of Medicine) tarafından yapılan bir değerlendirmede 14 kişiden oluşan kurul halkın yüzde 97.5’ inin yeterli D vitaminini diyet ve güneşle aldıklarını açıkladı (6).

D vitaminin kemiklere etkisini araştırmak manasızdır

Araştırmanın uzmanlarından Mark Bolland şunları söylüyor (7):

Bundan sonra vitamin D’ nin kemik sağlığına etkileri üzerine araştırma yapmanın manası yoktur.

Tabii ki herkesin vitamin D’ ye ihtiyacı vardır ama soru şudur: Bunu besin desteği yani hap olarak mı almalıyız?

Vitamin D güneş ışınlarının tesiriyle vücutta tabii olarak üretiliyor ve bundan dolayı da kuzey ülkelerde ve kapalı giyinenlerde düşük oluyor.

Morina karaciğerinde, sakatat, yumurta sarısı ve somon, uskumru gibi yağlı balıklarda bulunuyor.”

Gelelim neticeye

BİR: D vitamini ne kadar yüksekse o kadar sağlıklı olursunuz iddiasının, kolesterol ne kadar düşükse kalp krizi riskiniz o kadar azalır iddiasından hiçbir farkı yoktur.

Biri ilaç endüstrisinin diğeri de besin desteği endüstrisinin pazarlama sloganıdır.

İKİ: Sağlıklı olmanın ve kronik hastalıklardan korunmanın ilaç ve besin destekleriyle hiçbir ilgisi yoktur, bunun tek yolu adam gibi beslenme ve doğru hayat tarzıdır.

Tüccarların ve kandırılan iyi niyetli doktorların oyununa gelmeyin!

ÜÇ: D vitaminin aslında bir vitamin değil vücutta yapılan ve kan seviyelerinin genetik kontrol altında olan bir hormon olduğunu, dışardan alınan fazla vitaminin vücudunuzun fabrika ayarlarını bozduğunu unutmayın.

Kaynaklar:

1.https://www.thelancet.com/journals/landia/article/PIIS2213-8587(18)30265-1/fulltext

2.https://www.nytimes.com/2018/08/18/business/vitamin-d-michael-holick.html

3.http://ahmetrasimkucukusta.com/2017/05/31/yazilar/tip-yazilari/besin-destekleri/vitamin-d-konseyi-halk-icin-mi-calisiyor-yoksa-ticaret-mi-yapiyor/

4.https://www.vox.com/2018/10/4/17933880/vitamin-d-health-sun-diet

5.http://theconversation.com/vitamin-d-a-pseudo-vitamin-for-a-pseudo-disease-101907

6.https://www.ncbi.nlm.nih.gov/books/NBK56070/

7. https://www.theguardian.com/society/2018/oct/04/vitamin-d-supplements-dont-help-bone-health-major-study-concludes

Yazı için 5 yorum yapılmış:

  1. Eymen Güven dedi ki:

    Aman Canan Hoca duymasın bu araştırmayı

  2. kübra dedi ki:

    bence bir vitamin modası var etrafımda herkes bir hatta birkaç vitamin falan içiyor. devlet bunların parasını ödüyor mu acab

  3. Kazım dedi ki:

    Bir vitomania var, vitamin almayan sağlıklı olmayacağım sanıyor. Önce yiyecekler karalandı, bunlar artık eskisi gibi değil diye. Bu algı çok iyi yaratıldı ve feci şekilde de kullanılıyor.

  4. Ahmet Hekimoğlu dedi ki:

    Sağolasınız.yazdıklarınızı HER zaman TÂKÎBEDİYORUM,tabî istilâda ettiğimi de söylemeliyim.

  5. Arda Terzioğlu dedi ki:

    Ahmet hocam haklı bana göre de. Vitamin içmek gerçekten salgın bir hastalık gibi yayıldı. Ben buna VİTAMİN İÇME HASTALIĞI diyorum. Aynen sigara içme gibi ondan bir farkı yok. Çevrenizde herkes içince siz de başlıyorsunuz ve bir daha da bırakamıyorsunuz

Siz de yorumunuzu paylaşın: