BAĞIŞIKLIK VİRÜSLERE KARŞI NASIL ÇALIŞIR

Yazı Fontunu Büyült Yazı Fontunu Küçült Yazı Fontunu Sıfırla
kasa fişi

Çocuk İmmünoloji-allerji mütehassısı Prof. Dr. Alişan Yıldıran‘ ın yazısı:

Muhterem Ahmet Rasim Hoca ‘KOVİD’de dikkate alınması gereken yeni risk faktörleri’ (1) başlıklı yazısında bazı insanların altda yatan bir risk faktörü olmadığı halde neden ağır şekilde koronavirüs enfeksiyonu geçirdiği hakkındaki isabetli mütalaâsında şöyle diyor;

“İKİ: Altta yatan hastalıklara (kanser, diyabet, hipertansiyon… gibi) sahip oldukları hâlde araştırılmamış olduğu veya belirti vermediği için bu hastalıkları henüz teşhis edilmemiş olanlar

ÜÇ: Yüksek virüs yüküne [dozuna demek lazım (AY)] maruz kalma ihtimalleri fazla olanlar (doktor, hemşire ve diğer hastane çalışanları, bilhassa da yoğun bakım ekibi)

DÖRT: Bilinmedikleri veya değer verilmedikleri için dikkate alınmayan risk faktörlerine sahip olanlar

Bu dört alt gruptaki ölümlerde olabildiği kadar fazla kişiye “otopsi”yapılmalı, vakalar retrospektif olarak da en ince teferruatlarına kadar incelenmelidir.

Viral yük konusu dışında her kelimesine iştirak etdiğim bir değerlendirme ki, bunu da kısaca izah etmeye çalışmışdım (2).

Bunun üzerine kendisinin şu haklı sorusu geldi;

“Alişan, sen görünüşte sapasağlam olan, bir risk faktörü ve hastalığı bulunmayanlarda ağır KOVİD tablosu gelişmesini nasıl açıklıyorsun, neye bağlıyorsun? “

Esasında bu sualin cevabını henüz efkâr-ı umumînin karşısına yeni çıkdığım bir yazımda vermişdim (3). O yazımda da belirtdiğim gibi, eğer bir kişi herhangi bir viral enfeksiyonu beklenmedik şekilde ağır geçiriyorsa; iyi bir anamnez, muayene ve bazı immünolojik tetkikler ile risk faktörleri büyük nisbette belirlenebilir. Mesela beslenme, ortam-partner değişiklikleri, anne baba akrabalığı, kardeş ölüm hikayesi, ailede genetik bir hastalığın mevcudiyeti, kısa veya uzun süreli ilaç kullanımı, bilhassa son beş yıl içinde yapılan aşılar [ki influenza (grip)], antiasit gibi ilaçlar, geçirilen ameliyatlar (tonsillektomi-bademciklerin alınması, splenektomi-dalağın alınması), diş müdahaleleri sorulur. Muayenede diş, tırnak, saç, cild nemi, BCG skarı, iz bırakan yaralar, tekrarlayan aftlar, bezeler, anomaliler, çocuk ise büyüme-gelişme durumunu değerlendirilir. İmmünolojik değerlendirme ile ise hipogamaglobulinemi, sitopeni, akut faz cevabı verememe, hücre fonksiyon bozukluğu, akciğer kapasitesindeki düşüklük gibi diğer risk faktörlerini belirlenir.

Başlıkdaki suale dönecek olursak; ağır hastalanan kişilerin ve bulundukları toplumun (herd immünite açısından) son bir kaç yılda geçirmiş oldukları üst solunum yolu enfeksiyonlarının mahiyeti de heterosubtipik immünite (yani daha evvel mevcud patojene benzeyen başka bir patojen ile karşılaşmış olmak) ve buna karşı gelişmiş hücresel immüniteyi ve Th1/Th2/Treg dengesini bozacak herhangi bir çevresel etkenle karşılaşmamış olmak ehemmiyet arzeder (3).

Peki, virüslere karşı bağışıklık nasıl çalışır?

Daha evvel de bahsetdiğimiz gibi immün sistem ‘Hazır’ ve ’Öğren/il/en’ olmak üzere iki kol şeklinde ele alınır (4).

Görüntünün olası içeriği: şunu diyen bir yazı 'nnate immunity Adaptive Adaptive immunity mmunity NK cells Type IFNs Virus- specific CTLs Antibody Virus 5678910111 Days after viral nfection Innate immunity Type IFN Adaptive immunity BoolY Virus Antibody Antiviral state Protection against infection NK Neutralization Killing of 3CDB+ Infected Infected coll cell infected CTL coll Eradication of established infection Killing of infected cell'

Virüslere ki, SARS-CoV2 de buna dahildir, immün sistem nasıl karşı koyar? Aşağıdaki şekilde zaman cetveli ile akut virüs istilâsına verilen hazır ve öğrenilen immünite cevapları gösterilmişdir (5). Kronik ve latent viral enfeksiyon bahs-i diğerdir, ayrıca ele alınması icab eder.

Virüsün ilk enfekte etdiği konak hücreleri bizatihi kendileri tip I interferon (IFN) salgılayarak, çoğalan virüsün başka konak hücrelerine girmesini bloke eder, bu antiviral IFN’un imalatını ise ise hazır sistemin reseptörleri olan TLR’ler temin eder. NK hücreleri ise en mühim antiviral hücreler olup, virüsün ele geçirdiği hücreleri imha ederek yeni virüs yapılmasını, yani VİRAL YÜKÜN artmasını, bloke eder.

Öğren/il/en immünite ise T hücrelere antijen sunumu yapan, onları yönlendiren en mühim hücre olmasının yanı sıra, kendisi de virüsün en belirgin antijenlerine karşı özgül antikor üreten B hücreleridir, bu özgül antikorlar ise virüsü bağlayarak etkisiz eleman (hücrelerarası çöp) haline getirir, bu olaya nötralizasyon denir.

Bu işlemin iki önemli basamağı vardır ki birisine somatik hipermutasyon (VDJ rekombinasyon=özgül antikor yapılması), diğerine de izotip dönüşümü (class switching) (özgül IgM’den özgül IgG ve A yapılmasıdır). Bu basamaklarda rol oynayan genlerden herhangi birinin germline mutasyonunda bir primer immün yetmezlik hastalığı ortaya çıkar ki, bu hastalık yaygın değişken immün yetmezlikde olduğu gibi bazen bir kaç onyıl boyunca belirti vermeyebilir.

Öğren/il/en immünitenin diğer antiviral faaliyeti ise CD8 sitotoksik T hücrelerinin NK hücrelerde olduğu gibi virüs ile istila edilmiş konak hücrelerini imha ederek viral yükü azaltmasıdır. CD8 T hücresi istila edilmiş konak hücresine MHC I reseptörü ile bağlanır ve ancak ikinci bir sinyalin (kostimülatör molekül) varlığında istila edilmiş hücreyi imha eder. Bir tarafdan da enflamasyon-iltihap dokuyu evvela tamamen tahrib eden, daha sonra yeniden yapmayı temin eden denilen, kompleman sistemi, pıhtılaşma sistemi gibi elemanları da ihtiva eden hayatî mekanizmayı harekete geçirir (6).

Yukarıdaki şekilde verilmeyen husus ise şudur; tabii yollardan alınan virüs hemen daima ortadan kaldırıldıktan sonra bu virüse karşı özgülleşmiş olan B, CD8 T ve nihayet NK hücrelerinin bir kaç tanesi apopitoz mekanizmalarını durdurarak ölümsüzleşir ve hafıza hücresi haline gelerek, kemik iliğinde uykuya dalar, aynı veya benzer (heterosubtipik) etkenle ikinci bir karşılaşmada (exposure) canlanır ve çok hızlı bir klonal expansiyon ile virüsü daha hastalık yapmadan ortadan kaldırır.

Yakın zamana kadar innate ‘hazır’ immünite elemanı olan NK hücrelerinin hafıza hücrelerine dönüşmediği zannediliyordu, ama doğru olmadığı gösterildi (7).

Aşılar bu işin neresinde? Güncel aşıların hemen hepsi sadece B hücrelerinin özgül cevap husule getirmesini ve dolayısı ile serum özgül antikor seviyesini kısa süreli arttırılmasını, Th1/Th2/Treg dengesi bozmak mukabilinde temin edebilmekdedir. NK ve CD8 hafıza hücresi gelişmesini temin edemedikleri gibi, daha evvel var olan heterosubtipik immüniteyi de negatif etkiledikleri için istenmeyen etkileri olabilmekdedir (8).

Bu noktada virüsün de konak müdafaasını zayıflatmak için tuzak reseptör, sitokin inhibe edici molekül, antijenik değişiklik, HIV’de olduğu gibi bizzat immün hücreyi istila etme, faktör H veya CD59 ile kompleman yani iltihabı inhibe etme gibi mekanizmalara da sahip olması konağın akıbetini belirleyen unsurlardır.

Buraya kadar virüsün vücud içine girebilmesi halinde verilen mücadeleyi anlatmaya gayret etdim. Yüce Allah, virüsün vücuda girmesine mani olacak pek çok mekanizmayı da eşref-i mahlûkat olan insanoğluna bahşetmişdir.

Bunlar, deri ve mukoza bütünlüğü ve florası, gözyaşı, sümük, mide asidi, solunum yollarındaki silyer (kirpik) faaliyet, bademcikler ve salgı IgAsı’dır.

İMMÜN SİSTEM ASKERİ BİR SİSTEMDİR VE ŞU VECİZE AYNI İLE VAKİDİR; ‘HATT-I MÜDAFFA YOKDUR, SATH-I MÜDAFAA VARDIR, O SATIH BÜTÜN VATANDIR’. Düşmanı vatanın içinde imha etmekdense, girişini bloke etmek daha kolaydır. Bilmem anlatabildim mi?!

Kaynaklar:

(1) https://ahmetrasimkucukusta.com/2020/08/02/yazilar/tip-yazilari/corona-virus/kovid-de-dikkate-alinmasi-gereken-yeni-risk-faktorleri/

(2) https://ahmetrasimkucukusta.com/2020/08/02/etibba-diyor-ki/virus-yuku/

(3) https://ahmetrasimkucukusta.com/2015/03/26/etibba-diyor-ki/grip-ten-mi-olduler/

(4) https://ahmetrasimkucukusta.com/2020/07/06/misafir-yazar/bagisiklik-sistemi-hazir-ve-ogrenilen-olmak-uzere-ikiye-ayrilir/

(5) Abbas, Abul K et al, Cellular and molecular immunology, 9. Baskı, 2017, immunity to viruses, sayfa 362-366.

(6) Robbins Basic Pathology, 10. Baskı, 2018, Inflammation and repair sayfa 57-93.

(7) https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC5601391/

(8) Mohr E, Siegrist CA. Vaccination in early life: standing up to the challenges. Curr Op in Immunol 2016, 41: 1-8.

Yazı için 5 yorum yapılmış:

  1. Adnan dedi ki:

    Sayın Hocam,
    Bir baba olarak sizin evlatlarımıza ilginizden, konunuza ait bilginizden ve özellikle temiz mantığınızdan çok etkilendiğimi söylemem gerek. Sizin bilebileceğiniz herhangi bir konu olduğunda, K-vitamini, aşılar, genel tıbbi konular, ilk işim bir yazınız veya açıklamanız var mı diye bakmak oluyor. Size itimadım çok fazla.
    Bu vesile ile sitenin sahibi hocamıza da bizlerle güncel ve doğru bilgileri derleyip bizlerle paylaştığı için teşekkür ederim.
    Hocam size sormak istediğim yeni Alişan Yıldıranlar yetişiyor mu?
    Gençlerin zihnini meşgul edecek şeylerin onlara zorla dayatıldığı bu günlerde, bilginizi ve hayata bakışınızı anlayıp uygulayabilecek öğrencileriniz mevcut mu?
    Cevabınız olumlu olması içimizi umutla dolduracaktır.
    İyi çalışmalar dilerim.

  2. nuzunalli dedi ki:

    Hocam sizin gibi meslektaşlarımın artması en büyük temennimdir…

  3. Talip dedi ki:

    Hocamızın dediklerini derste dikkatlice dinliyoruz. İnşallah hocamız okulda ders vermeye devam eder. Üslubu yüzünden okulda sevmeyen bir kesim olsada, biz düşüncelerine değer veriyor ve sağlık sistemine eleştirel bakmayı öğreniyoruz.

    Belki de Youtube üzerinden Tıp fakültesi öğrencilerine yönelik temel immünoloji dersleri vererek, tüm hekim adaylarına anlatmayı seçer. İngilizce altyazı desteğiyle tüm dünyaya ulaşabilir. Bence Alişan hoca immünolojiyi kavramış, her kavramı hazmetmiş ve artık başkalarına güzel ve anlaşılır bir türkçe ile aktarabilecek ender insanlardan. Belkide Türk millet için bu O’nun boynuna bir borçtur.
    Darılmaca, gücenmece ve eleştirilere karşı yılmak, pes etmek yok.

  4. Ali Galip dedi ki:

    Okumaya başladım ama anladım ki bu bizim için değil doktorlar için yazılmış ama şunu da anladım ki doktorların bir kısmının da bu yazıyı anlamayacaktır.

  5. Alişan Yıldıran, Çocuk İmmünoloji-Allerji Mütehassısı dedi ki:

    Boynumuzun borcudur.
    Gayret bizden, tevfîk Allah’dan!

Siz de yorumunuzu paylaşın: