Şahin, aşının üçer hafta arayla koldan iki doz halinde yapılacağını ve böylece en az bir yıllık koruma sağlayacağını kaydediyor.

‘Kafamızdan büyük bir yük kalktı’

Aşı denemelerinin sonuçlarını Pazar akşamı aldıklarını belirten Şahin, “kafamızdan büyük bir yük kalktı” diyor.

“İlaç araştırmaları asla siyasi bir araç olmamalı… Bilgi gizlemek etik olmazdı. Bizim için önemli olan aşı geliştiriyor olmamız ve siyaset yapmıyor oluşumuz.”

Pazartesi günü sonuçların açıklanması ardından BioNTech şirketinin hisseleri hızla arttı. Şirketin değeri 30 milyar dolara yaklaştı. Ancak Şahin paranın şimdilik sadece “kağıt parçaları üzerindeki rakamlar” olduğunu söylüyor.

“Paramızla ilerde ne yapacağımızı düşüneceğimiz zaman gelecek. Genellikle yeni bir şey yaratan insanlar tekrar yeni bir şey daha yaratmak ister. Bunun ne olduğuna karar vermemiz gerekecek, bir vakıf mı yoksa özel bir proje mi olacağına.”

Şahin, eşi ve şirketin baş tıp danışmanı Özlem Türeci ile haberi aldıklarında “çay eşliğinde oturup biraz sohbet ettiklerini” anlatıyor. “Rahatlamak çok iyi bir histi” diyor.

Kaynak:   https://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-54919704

***

EK 1 (16.11.2020):Daha önce “aşının salgını bitireceğine eminim” diyen Uğur Şahin “salgının yayılmasında büyük bir azalma” sağlayacağını söyleyerek kendi kendini “down-grade” etmiş. Aşının ileri yaştakilerde gençlerdeki kadar etkili olup olmadığının, aşının ikinci dozunun vurulmasından sonra bağışıklığın ne kadar süreceğinin bilinmediğini, ancak bağışıklığın bir yıl içinde düşmesi halinde ek bir aşı yapmanın “çok da zor olmaması gerektiğini” söylemiş. Aşı yerinde birkaç gün süren ağrı ve bazı deneklerde yine birkaç gün süren hafif ateş oluyor demiş (Ne kadar kulağa yakın sözler!). Peki, ya uzun vadedeki yan tesirleri?

BBC’ nin haberi:

BBC’de yayınlanan Andrew Marr Show programına katılan Şahin, aşının hastalığın bulaşmasını azaltacağına ve aşı vurulmuş bir kişideki semptomların gelişmesini engelleyeceğine inandığını söyledi.

Şahin “Ben böyle yüksek etkili bir aşıyla insanlar arasındaki bulaşmanın azalacağına inanıyorum. Belki yüzde 90 değil, belki yüzde 50 oranında. Ancak bunun salgının yayılmasında büyük bir azalma getireceğini de unutmayalım” dedi.

İlk etkili koronavirüs aşısının bulunduğu açıklamasının ardından, Oxfor Üniversitesi Profesörlerinden John Bell de hayatın bahar aylarında normale dönebileceğini söylemişti.

Ancak Şahin, bunun daha uzun süreceğini belirtti.

Şahin, her şey yolunda giderse aşının dağıtımının yıl sonunda ve gelecek yıl başlarında başlayabileceğini vurguladı.

Şahin amaçlarının Nisan ayı itibariyle dünya genelinde 300 milyon doz dağıtmak olduğunu ve bunun sadece “etkili olmaya başlamamızı” beraberinde getireceğini belirtti.

Daha büyük etkinin daha sonra görüleceğini belirten Şahin “Enfeksiyon oranlarının düşmesiyle yaz ayları da bize yardımcı olacak ve gelecek yılın sonbahar/kış aylarında yüksek düzeyde aşılanma oranı yakalamamız kesinlikle çok önemli” dedi.

Şahin, tüm aşılama programlarının gelecek sonbahar aylarından önce bitirilmesinin çok önemli olduğuna da işaret etti.

Şahin, aşının ileri yaştakilerde gençlerdeki kadar etkili olup olmadığı sorulduğunda, bu konuda gelecek üç hafta içinde daha iyi bir fikre sahip olmayı beklediklerini vurguladı.

Prof. Şahin, aşının ikinci dozunun vurulmasından sonra bağışıklığın ne kadar süreceğinin ise bilinmediğini, ancak bağışıklığın bir yıl içinde düşmesi halinde ek bir aşı yapmanın “çok da zor olmaması gerektiğini” anlattı.

Şahin, aşının başlıca yan etkilerinin ise, aşı yerinde birkaç gün süren ağrı ve bazı deneklerde yine birkaç gün süren hafif ateş olduğunu belirtti. Kaynak: https://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-54950314

***

EK 2 (16.11.2020): Bill Gates diğer 3 aşı üreticisi ile birlikte Türk Şirketi BioNTech’e de yatırım yapmış. Bill Gates ve eşinin yönettiği Gates Vakfı’nın 4 aşı üreticisi şirkete yatırım yaptığı belirlendi. Bu şirketler arasında önceki gün üçüncü aşamadaki klinik çalışmalarının ilk sonuçlarına göre, ürettikleri Korona virüs aşısısın yüzde 90 etkili olduğunu açılayan BioNTech firması da yer alıyor. Kaynak: https://www.ntv.com.tr/galeri/teknoloji/iste-bill-gates-ve-esinin-yatirim-yaptigi-4-asi-ureticisi,JODOJP4x3Eug0eeB0oAPrw/zndxLGCRmEWWfJAlEC58WQ

***

EK 3 (16.11.2020): BioNTech Pfizer’ın Korona aşısı ne kadar güvenilir?

BioNTech ve Pfizer ortaklığı sonucu dünyaya dağıtılacak olan corona virüsü aşısı bir haftadır tüm dünyanın gündeminde. Aşıyı geliştiren firma ve firmanın kurucularına dair birçok şey yazılıp çizildi. Geldiğimiz noktada aşı hakkında merak edilen birçok soru mevcut. Corona virüsüne karşı yüzde 90 oranında etkili olan aşı hakkında hazırladığımız bu derleme, insanların kafasındaki soru işaretlerine yanıt arıyor.

1) Uzun vadeli yan etkisi olup olmayacağını nereden bileceğiz?

Tüm dünyada insanların içinde bu soruya dair bir şüphe oluştu. Öncelikle şunu söylemek gerekiyor. Imperial College London’da bağışıklık bölümü başkanı olan Prof. Robin Shattock, aşılarla ilgili olumsuz olayların çoğunun aşı yapıldıktan aylar veya yıllar sonra değil, çok kısa bir süre sonra meydana geldiğini belirtiyor. BioNTech’in geliştirdiği corona virüsü aşısına dönecek olursak, aşının güvenilirliği binlerce gönüllü üzerinde yapılan klinik deneylere dayanıyor.

Aşıların güvenilirliği, bağışıklık tepkisi üretme yetenekleri, klinik deneylerden elde edilen verilere dayanarak lisanslanıyor. BioNTech Pfizer aşısı da böyle bir süreçten geçiyor. Bugüne kadar 43 binden fazla kişiye uygulanan aşı, ilk olarak Nisan ayında test edilmeye başlanmıştı. East Anglia Üniversitesi’nde tıp profesörü olan Paul Hunter, yepyeni bir aşı türünün söz konusu olduğunu belirterek şunları söylüyor: “Birisinin aşının bir bileşenine alerjisi olması imkansız değil. Ancak bu, aşının uygulanmasından kısa bir süre sonra ortaya çıkacaktır.”

2) Bilinmeyen sağlık sorunları için risk yaratır mı?

Aşı ruhsatlandıktan sonra bile bilim insanları, klinik araştırmaların nadir yan etkilerini belirlemek için aşının güvenliğini izlemeye devam edecek. Prof. Shattock, konuyla ilgili şu ihtimale de dikkat çekiyor: “Eğer arka planda aşıya ters tepki vermenize neden olacak bir sağlık sorununuz varsa, muhtemelen aynı hastalık Covid-19’a çok daha kötü bir tepki verecektir.” Shattock bu noktada insanların bir karar vermesi gerektiğini söylüyor. Ancak o karar aşaması için henüz zamanımız var.

Aşının bulunmasının corona virüsü salgını açısından insanları heyecanlandırdığından eminiz. Ancak bilinmeyen bir kalp rahatsızlığına ya da otoimmün bozukluklara karşı nasıl tepki vereceğini bilmiyoruz. Herhangi bir aşı onaylanıp piyasa sürüldüğünde bu sorulara zaten yanıt aranmış oluyor. Sonrasında da sağlık sorunu olan kişilerin özellikle takip edildiği biliniyor. Eğer belirli bir grubun aşıdan olumsuz etkilenebileceğinden şüphelenmek için herhangi bir neden varsa, aşı konusunda dünyada yetkili olan kurum ve kuruluşlar, söz konusu gruptaki güvenliği değerlendirmek için bir alt çalışma yapılmasını istiyor.

3) Aşı gerçekten normale dönmemizi sağlayacak mı?

Şu ana kadar yalnızca 5 milyon insanı aşılamaya yetecek kadar doz üretildi. Bu miktar normale dönmek için yeterli değil. Aşı sayesinde toplumun bir gecede normale dönmesinin mümkün olmadığını söyleyen Prof. Shattock, “Bu kademeli bir süreç olacak ve benim tahminime göre herhangi bir normallik derecesinin geri dönmesi en azından yaza kadar sürecek” diyor. Ayrıca henüz dünyadaki hiçbir ülkenin aşılama stratejisi ortaya çıkmadı. Bu açıdan Türkiye de dahil nasıl bir yaklaşım benimseneceği bilinmiyor. En yaygın görüş ise şu yönde: “Yaşlılara ve savunmasız kronik hastalığı olanlara öncelik verilecek gibi görünüyor. Aşılananların sayısı arttıkça, belki de hayatın normale dönmeye başladığını görebiliriz. Çünkü böylece ağır hasta sayısının azalacağı ifade ediliyor. Daha az kişinin yoğun bakıma ihtiyaç duyacağı ve daha az sayıda insan olduğu için, hastaların daha kaliteli tedavi alacağı bir gelecek bizi bekliyor gibi gözüküyor.

4) Corona virüsüne yakalandıysanız aşı olmanın bir anlamı var mı?

Bir soru işareti de corona virüsüne yakalananlarla ilgili olarak karşımıza çıkıyor. Örneğin Madrid’den emekli bir fizik öğretmeni olan Bill Dixon şu soruyu sormuş: “Altı hafta önce Covid-19 olmuştum. Bu yüzden bağışık olabilirim veya olmayabilirim. Aşı olmanın bir anlamı olup olmadığı hakkında hiçbir fikrim yok.”

Şimdiye kadar aşı denemeleri, corona virüsüne maruz kalmamış kişilere odaklandı. Bu yüzden aşılamanın virüse maruz kalan insanlar üzerindeki etkisi belirsiz. Virüse karşı bağışıklık zamanla azaldığı için, geçmişte enfekte olanların da aşı olabileceği belirtiliyor. Prof. Shattock, “Doğal enfeksiyon sonucu gerçekleşen bağışıklık seviyesi değişkendir. Bu nedenle bazı insanlar çok güçlü bir bağışıklık kazanırlar. Bazıları da oldukça zayıf bir bağışıklık geliştirir” diyor. Shattock, aşının bağışıklık tepkisini artıracağını söylüyor. Ayrıca insanların aşı olduktan sonra bile bağışıklıklarını güçlendirmek için ek takviye dozlarına ihtiyaç duymalarının olası olduğu söyleniyor.

5) Doğru sıcaklıkta taşımak ve depolamak için nasıl bir altyapı gerekli?

Aşıya dair en önemli soru işaretlerinden biri de taşıma ve depolama mevzusu. Çünkü aşının -70C’nin altında saklanması gerektiği belirtiliyor. Geleneksel aşıların dahi buzdolabında depolanması ile ilgili sorun yaşanabilirken dünyanın -70C sorununun nasıl üstesinden geleceği merak konusu. Prof. Dr. Uğur Şahin, geçtiğimiz günlerde bu konuyla ilgili açıklama yapmış ve aşının normal buzdolabında beş gün kadar muhafaza edilebilmesi için çalıştıklarını söylemiş olsa da henüz net bir sonuç yok.

Aşının taşınması, depolanması ve uygulanması pek kolay olmayacak. Şu anki görünüm bu yönde. Ancak altyapı için çalışmalar başladı. Pfizer’ın, aşıyı hastaneler gibi yerel veya bölgesel depolama tesislerine naklederken gerekli sıcaklıkta 1.000-5.000 dozu on güne kadar tutabilen bavul boyutunda nakliye konteynerleri tasarladığı bildirildi. Muhtemelen bu konteynerlerden hemen kullanılmak için çıkarılacak. Aşının dondurucudan çıktıktan sonra 24 saat geçerliliğini koruyacağı belirtiliyor. Prof. Shattock ise özellikle yoğun kullanımın olduğu dönemde çok sayıda aşı yapabilecek merkezlerin kurulmasının olası olduğunu söylüyor.

BioNTech Pfizer’ın aşısı dışında soğuk depolama gerektirmeyen başka aşılar için çalışıldığını da belirtmekte fayda var. Bu yüzden tek umudumuz BioNTech Pfizer’ın aşısı olmasa da şu an onaylanmış olan veya bu kadar güvenilir olan başka bir corona virüsü aşısı bulunmuyor.

BioNTech aşısı için 7 büyük risk

Aşıyla ilgili güvenlik ve etkinin yanı sıra tedaviyi yavaşlatabilecek engeller de mevcut:

Güvenlik

Henüz güvenlikle ilgili bir endişe yok. Ancak Pfizer’ın aşıyı üretmesi için gerekli olan tüm güvenlik verilerinin toplanması gerekiyor. Yaşlılar gibi yüksek risk grubunda olan bireyler için daha fazla veri gerekli. Bu verilerin önümüzdeki hafta yayınlanması bekleniyor.

Etki

BioNTech Pfizer’ın aşısının küresel ilaç denemelerinde on kişiden dokuzunda etkili olduğu kanıtlandı. Ancak etkinlik düzeyi için bağışıklık açısından nihai analiz gerekebilir. GlobalData’da analist olan Philipp Rosenbaum, aşının ciddi Covid-19 vakalarını ne kadar iyi önleyebileceği sorusunun cevaplanmasının aylar alacağını söylüyor. Ayrıca aşının yaşlı nüfusta ne kadar etkili olup olmayacağına dair de bir soru işareti var.

Üretim

Uzmanlara göre aşıda kullanılan mRNA teknolojisinin avantajı, bir aşıyı potansiyel olarak daha hızlı ve daha kolay üretebilmek. City of London Üniversitesi’nden profesör André Spicer, aşının nasıl üretileceğini öğrenmek ve bilgiyi paylaşmak konusunda da zorluk yaşanabileceğini söylüyor: “Aşı üreticileri uzmanlık bilgilerini koruma eğilimindedir çünkü bu onlara rekabet avantajı sağlar. Ancak bu teknik bilgiyi rakipler arasında paylaşmak üretimi büyütecektir.”

Lojistik

İngiltere Sağlık Sekreteri Matt Hancock, aşının üretim tesisinden hastalara taşınmasıyla ilgili lojistik karmaşıklıkların komplikasyonlara sebep olacağını itiraf etti. Birmingham Üniversitesi’nde soğuk ekonomi profesörü Profesör Toby Peters’e göre, şu anda dünyanın hiçbir yerinde aşıları bu sıcaklıkta geniş ölçekte dağıtmak için lojistik kapasite yok.

Dağıtım

Aşının dağıtımı ve aşı için nasıl eşit erişim sağlanacağı konusunda problem yaşayabiliriz. Aşının kullanımdan önce birkaç gün önce -70 dereceden daha sıcak bir soğuklukta çözülmesi ve saklanması gerekiyor. Bu durum sağlık hizmetlerinin buzdolabına erişemediği yoksul bölgeler için sorun yaratabilir.

İletişim ve eğitim

Halkın güveni, aşıların alımı için kritik öneme sahip. İnsanları aşılamanın faydaları hakkında eğitmek ve iletişim kurmak her zamankinden daha önemli. City of London University’den Spicer, aşı ile ilgili eğitim kampanyaları yürütmenin önemine dikkat çekiyor.

Rekabetçi tehdit

BioNTech Pfizer corona virisüyle savaşmak için aşı sunan tek oyuncu değil. BioNTech Pfizer’a kadar Oxford Üniversitesi ile aşı geliştiren AstraZeneca, bitiş çizgisini ilk geçecek öncü olarak görülüyordu. BioNTech Pfizer’ın aşısının dağıtımıyla ilgili karışıklık önümüzdeki haftalarda çözülemezse rakip firmalar BioNTech Pfizer’a üstünlük sağlayabilir.

Kaynak: https://www.sozcu.com.tr/2020/saglik/biontech-pfizerin-asisi-ne-kadar-guvenilir-5-soruda-yaniti-6125057/

***

EK 4 (16.11.2020): Yeni KOVİD aşısı normale dönüş yolumuz mu? Kaynak: https://www.theguardian.com/society/video/2020/nov/13/is-the-new-covid-vaccine-our-way-back-to-normality-video-explainer

***

EK 3 (9.12.2021): Şahin: Gelecek yaz normale dönebileceğimize inanıyorum. Kaynak: https://www.sozcu.com.tr/2021/yazarlar/deniz-zeyrek/sahin-gelecek-yaz-normale-donebilecegimize-inaniyorum-6802422/

***