PFİZER’IN AŞISINDA ŞOK: İLK AŞIDA YÜZDE 50 KORUMA, MUTASYONLARA ETKİSİZ

Yazı Fontunu Büyült Yazı Fontunu Küçült Yazı Fontunu Sıfırla
kasa fişi

Dikkat: Yazının sonunda ek var!

***

Koronavirüs aşısı yapılanların sayısı arttıkça faz 3 çalışmalarında bildirilen etkinlik ve emniyetle ilgili verilerinin doğru olmadığı ortaya çıkıyor.

İkinci dozdan sonra etkinliğin daha yüksek olacağı beklenmekle birlikte ortaya çıkacak etkinlik bilgileri şu anda belli değil.

Aslında hiç de şaşırtıcı olmayan hatta “beklenen” bu durumun başlıca iki sebebi var:

BİR: Faz 3 çalışmalarına katılanların neredeyse tamamı 18-65 yaş arasında sağlıklı insanlardı. Oysa aşılar şimdi risk gruplarına yani ileri yaşta ve altta yatan hastalıkları olanlara yapılıyor. Bunlar bağışıklıkları yerinde olmadığı için ağır hastalık ve ölüm riskleri yüksek olan insanlar. Aşıların bu grupta sağlıklı katılımcılardaki kadar etkili olmaması zaten bekleniyordu.

İKİ: Koronavirüsler sürekli mutasyona uğruyor ama aşı şirketleri bu mutasyonların aşıların etkinliğini değiştirecek boyutta olmadığını söylüyorlardı.

Güneş balçıkla sıvanmıyor: Yavaş yavaş bu mutasyonların aşıların etkinliklerini azaltmasının ihtimal dahilinde olduğu fakat aşı muhtevasında kolayca ve kısa sürede yapılacak değişikliklerle bunun bir sıkıntı yaratmayacağı dile getirilmeye başlandı.

Bir süre sonra, belki birkaç ay içinde bu aşıların artık koruyucu olmadıkları -tıpkı gripte de olduğu gibi- yeni mutasyonlara göre hazırlanan aşıların yapılması gerektiği söylenecektir.

Bu aşılarla pandemi önlenemez

Aşılarla pandeminin önlenmesinin mümkün olmayacağını ta salgının başından beri dile getirenlerin haklı oldukları giderek daha geniş bir kesimde kabul görmeye başladı.

Pandeminin aşılarla önlenebilmesi için, etkinliği (%95 üzerinde) ve emniyet yüksek aşıların kısa zamanda (aylar içinde) tüm dünyada yaygın olarak uygulanması gerekiyor.

Elimizde bu hususiyetlere sahip ve kâfi miktarda aşı olmadığı gibi üreticiler daha şimdiden zaten yeterli olmayan doz taahhütlerini yerine getiremeyeceklerini açıklamaya başladılar.

Ve tabii bir de aşıların enfeksiyonu ve bulaşmayı önlemesi çok önemli. Bugün uygulanan aşıların böyle bir özellikleri olduğuna dair hiçbir bilgi yok ve bu beklenmiyor da.

Çünkü… aşıların enfeksiyonu önlemesi için “lokal bağışıklık” sağlamaları şart ve bu da ancak “lokal” yani buruna ve boğaza uygulanan aşılarla mümkün olabilir. Nazal aşılar üzerinde çalışmalar olmakla beraber bunlar çok yeni, henüz faz 1 veya 2 çalışmaları yürütülüyor.

Gelelim neticeye

BİR: Sürekli mutasyona uğrayan virüslere karşı etkili bir aşı geliştirmek çok zordur ve hatta mümkün değildir dense yeri vardır.

İKİ: Bugün uygulanmakta olan aşılar risk grubunda olanların bir kısmına “şahsi fayda” sağlayabilir.

ÜÇ: Bu pandeminin virüsün bulaşıcılığı ve hastalık yapma gücünü kendi kendine azaltmasıyla yani mutasyonla yani bize bir “kıyak yaparak” yavaşlayıp sonlanması ihtimalini artmış görüyorum.

DÖRT: Her virüse karşı aşılarla korunma sağlamak mümkün olmadığına göre esas yapılması gereken şeyin virüsten korunmak için gerekli tedbirlere uymak ve bağışıklığın yerinde olmasını sağlayan uygulamaları (adam gibi beslenme ve adam gibi hayat tarzı) yerine getirmek olduğunu Sağır Sultan’ ın da duyması lâzım.

Bilmem anlatabildim mi?

***

Sözcü’ de Ali Gülen‘ in haberi:

BioNTech aşısını yoğun olarak kullanan İngiltere, İsrail ve İsviçre, ilk dozda korumanın “beklenenin çok altında ve yüzde 50’ler seviyesinde” olduğunu açıkladı. Aşının ayrıca Brezilya ve Güney Afrika mutasyonuna karşı korumadığı saptandı. İsviçre’de, ikinci aşıyı olan yaşlıların 4’te biri, iki hafta sonunda yine corona kaptı.

Aşı şirketleri ve dev ilaç sektörü, kendi aşısını pazarlamak için her yolu denerken, gelen ilk sonuçlar aslında hiçbirinin de mucize olmadığını gösteriyor. Çin aşısının ilk dozunun yüzde 50’ler seviyesinde etkili olduğu belirtilmişti. Benzer sonuçlar Pfizer/BioNTech aşısı için çıktı.

İngiliz The Guardian, Alman Frankfurter Rundschau ve İsrail’in Times of İsrail gazeteleri, Pfizer/BioNTech aşısının ilk dozdaki korumasının “açıklanan ve düşünülenden” daha az olduğunu yazdı.

Tüm bu gelişmeler olurken, Almanya Başbakanı Merkel’den ilginç bir hamle geldi. Rus aşısının Almanya’dan onay alması halinde, ortak üretim için Rusya ile görüşeceklerini söyledi. Rus aşısı, Pfizer/Biontech gibi mRNA değil, zayıf virüsle üretilmiş, klasik aşı.

İSRAİL’İN DANIŞMANI: EVET ÖYLE
Bu, yapılan aşılamalardan çıkan sonuçlara göre bir değerlendirme olurken, ülkenin corona virüsü danışmanı Nachman Ash da doğruladı ve ilk aşılamadan sonraki etkinliğin yüzde 52 olduğunu vurguladı.

İkinci dozda, koruma oranının yüzde 95 olacağı belirtiliyor ama bu koruma ikinci dozun 14 gün ardından ortaya çıkabiliyor. İkinci dozdan henüz o kadar çok sayıda yapılmadığı için bu oran da tam değil.

Ancak sağlık görevlilerindeki aşının yüksek oranda antikor ürettiği ve bunlarda aşılananların yüzde 98’inin vücudunda antikor oluştuğunun görüldüğü belirlendi.

LABORATUVARDA DA SAPTANDI

Pfizer/BioNTech’in aşısının İngiltere’deki corona mutasyonu, B.1.1.7’ye karşı etkili olduğu ancak Brezilya ve Güney Afrika mutasyonuna karşı hiç de aynı sonuçları vermediği laboratuvarda da saptandı.

İsrail’de yüksek aşılamaya rağmen Salı günü 10.000’den fazla yeni vaka tespit edildi ve aşılanmış kişilerden sadece 30 ile 40’ı İngiltere mutasyonunu gösterdi.

İngiliz mutasyonuna karşı koruma rakamla iyimser bulunur ve tıbbi olarak desteklenirken, Brezilya ve Güney Afrika mutasyonu için benzer sonuçlar çıkmadı. Bir İngiliz- Hollanda araştırma ekibi, aşıdan sonra vücudun oluşturduğu antikorların Güney Afrika ve Brezilya mutasyonunu nötralize edemediğini saptadı. Pfizer/Biontech ise, şimdi mRNA aşısını buna göre yenilemekten söz ediyor.

İSVİÇRE’DE AŞIDAN SONRA CORONA

İsviçre’nin Valais Kasabası’nda ise, Steg VS’deki yaşlılar yurdunda 54 kişi, ikinci doz Pfizer/BioNTech aşısını da yaklaşık iki hafta önce almıştı. Ancak bunların 15’i yeniden corona virüsüne yakalandı.

Tesisin yöneticisi Martin Kalberattker, “Bu çok sinir bozucu bir durum” açıklaması yaptı. Bölgedeki doktorlar da hayal kırıklığı yaşıyor.

İlk aşılamadan sonra, düşük koruma nedeniyle virüs bulaşmasına şaşırmadıklarını ancak ikinci aşıdan sonra çıkan bu yüksek sayının şaşırtıcı olduğu belirtiliyor. Semptom gösteren kişilerin ileride yeniden aşılanacağı açıklandı.

Kaynak: https://www.sozcu.com.tr/2021/dunya/pfizerin-asisinda-sok-ilk-asida-yuzde-50-koruma-mutasyonlara-etkisiz-6225902/

***

EK 1 (25.1.2021): Avrupa Birliği, AstraZeneca firmasına yeni tip koronavirüs aşılarının tedarikinde yaşanan gecikmeden ötürü tepki gösterdi. Kaynak: https://www.aa.com.tr/tr/koronavirus/abden-asi-teslimatini-geciktiren-astrazenecaya-tepki/2122529

***

EK 2 (3.2.2021): Pfizer, yalnızca COVID-19 aşısından bu yıl içinde yaklaşık 15 milyar dolar gelir bekliyor. Şirketin 2020 genelindeki gelirine ilişkin verilerin de yer aldığı açıklamada, Pfizer’ın gelirinin 2020’de bir önceki yıla kıyasla yüzde 2 artarak 41,9 milyar dolara ulaştığı bildirildi. Kaynak: https://www.aa.com.tr/tr/koronavirus/pfizer-kovid-19-asisindan-2021de-yaklasik-15-milyar-dolar-gelir-bekliyor/2131470

***

Yazı için 4 yorum yapılmış:

  1. Zafer Kandemir dedi ki:

    Sayın Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta,
    üzülerek belirtmek zorundayım ki, kaynak gösterdiğiniz sözcü haberi dezenfermasyon dolu yönlendirme hedefli bir haber. Mantık ve bilimsel yalanlarına gitmeden sadece ismi geçen “Martin Kalberattker” i Google da aradığınızda bu ismin sadece belli Türkçe sayfalarda (yeni nesil havuz medyası türevi bir skandal) geçtiğini görürsünüz. Google uyarısı ile doğru ismin Martin Kalberattker değil Martin Kalbermatter olduğunu görüp aramaya devam edince de alıp çarpıtıp yaydıkları haberin bir kaynağında aslında bu 15 hastanın henüz 2.dozu almadıklarını, şubat başında planlandığını okuyabilirsiniz…

    Bilginize

    https://www.gmx.ch/magazine/news/coronavirus/impfung-15-corona-faelle-walliser-altersheim-35466458

  2. Fuzûlî dedi ki:

    Sars-Cov-2 RNA virüsü olup, adi grip virüsü gibi sık mutasyon geçirmeye meyyaldir.

    Sık mutasyon geçiren grip virüsleri için yaygın aşılama yapmak ise en azından yanlışdır..

    Biontech’in mRNA aşısı da rus ve çinlinin inaktif aşıları gibi başarısız olmaya mahkumdur.

    Bakınız conflicting results:

    https://www.scmp.com/news/china/science/article/3118897/coronavirus-mutations-pose-challenge-vaccine-makers

    Türk tıbbı aşıları yaşayarak öğrenme yolunu tercih etmişdir.

    Görelim mevlam neyler, neylerse güzel eyler!

  3. Ahmet Mithat CAN dedi ki:

    NEREYE KADAR BÖYLE DEVAM EDECEK

    Covid-19 tartışmaları maalesef hep aşı üzerinden sürüyor.
    Güçlü bağışıklığa sahip olma konusunu hep gözardı ediyoruz.
    Aşıyı olalım, keyfimize bakalım istiyoruz.
    Farzedelim aşı %100 etkili oldu. Covid-19’dan kurtulduk.

    Peki Covid 20, 21, 22, … ne olacak?
    Oluruz bi aşı onlardan da kurtuluruz…

    Virüs bitince herşey bitecek mi?
    Hayat sadece virüslerden mi ibaret?
    Kronik hastalıklar, insülin yüksekliği ne olacak?

    Tansiyon hastası olduk, git doktora versin ilacı tansiyonu düşürsün.
    Diyabet olduk, git doktora versin ilacı şekeri düşürsün.
    Biz hiç önlem almayalım, diyetimize dikkat etmeyelim, hatalı beslenmeye devam edelim.
    Yanlış yaşam tarzını uygulamaya devam edelim.
    NEREYE KADAR BÖYLE DEVAM EDECEK

    Tansiyon düşünce, şeker normale gelince herşey düzeldi mi olacak?
    Sadece çöpleri (sorunları) halının altına süpürüyoruz haberimiz yok.
    İNSÜLİN YÜKSEKLİĞİNİ düşürmedikten sonra tansiyon, şeker gibi değerleri ilaçlarla normale getirmek aldatıcıdır, etkisi geçicidir.
    Sivrisinekleri öldürmek çözüm değil, bataklık kurutulmazsa sonuç alınamaz.
    Sebebi ortadan kaldırmadan sonucu ortadan kaldırmaya çalışan tedaviler, faydasız olduğu gibi zararlı da olabilirler.

    Kronik hastalığı ve insülin yüksekliği olanların virüs için kolay lokma olduğunu unutmayalım. Bütün bunlar için yani virüsler, kronik hastalıklar, insülin yüksekliği için yardımda bulunmak üzere çırpınan hekimlerimiz var.

    Ömürlerini halk sağlığına adamış, kolay hekimliği tercih etmeyen, karşılıksız çıkarsız öğütler veren bu hekimlere (Prof.Canan Karatay, Prof.Ahmet Rasim Küçükusta v.b.) kulak verelim.

    Kronik hastalıklar ve insülin yüksekliği için yıllardır verdikleri öğütler dinlense bu Covid-19 pandemisinde çok daha güçlü olurduk. Yine de tüm öğütlerinin yanında bu virüs için D vitamini, Gargara, Kelle paça gibi tedbir önerilerinin hayata geçirilmesi önümüzde bir fırsat olarak duruyor.

    Virüsler, kronik hastalıklar ve insülin yüksekliği tehdidini güçlü bağışıklık sistemine sahip olarak önleyelim. Bunun reçetesi hazır: TAŞ DEVRİ DİYETİ, KARATAY DİYETİ, ADAM GİBİ BESLENME.

  4. Burak Ünsal dedi ki:

    Her şeyden evvel, karakteristik özelliği sürekli geçiregeldiği mutasyonlar olan grip türevi bir virüste aşı işe yarar mı yaramaz mı diye de sormadan evvel, ilk sorulması gereken soru mRNA aşıların güvenli olup olmadığıdır. İnsanlık üzerinde ilk kez denenen bir ucube teknolojiyi savunmak ya cahilliktir ya da başka niyetler taşındığından şüphe edilmelidir. %99,96 kişi korona virüs kapıp ölmediği biliniyorken oturup bu aşılar %50 mi %90 mı etkili diye tartışmak da ayrıca akıl tutulmasına işaret eder. Yahu zaten %99 sıkıntısız atlatılıyor hastalık. Problem yaşlılarda ki onlarda aşılar da ciddi ölümlere yol açmıyor mu? Ölüm sebebi virüs mü aşı mı yaşlılık mı?

Siz de yorumunuzu paylaşın: