TIBBIN TEZATLARI

Yazı Fontunu Büyült Yazı Fontunu Küçült Yazı Fontunu Sıfırla
kasa fişi

Dr. Ali Akben‘ in yazısı:

Sağlıklı olma ve uzun yaşama arzusu nerde ise tüm insanların ortak arzusu ve ilgisini çeker. Yarım asra yaklaşan hekimlik hayatımda hastalarımıza tavsiye niteliğinde yazıp çizdiklerime baktıkça, şifa yolunda aldığımız mesafenin çok da fazla olmadığını görmekteyim.

Şifa Allah’tandır sözü bazı insanların hoşuna gitmese de yaşanılan gerçekliklerden çıkan evrensel sonuç bu..

Özellikle öğrencilik yıllarımızda hocalarımızın aman ha dikkat diyerek kulaklarımıza küpe yaptığı, bugün yanılmışız dediğim o kadar çok tavsiye ve öneri var ki, bugünün olmazsa olmaz tavsiyelerimizin geçerlilik süresi ile ilgili hayıflanmamak mümkün değil.

Tereyağı, zeytinyağı, yumurta ve et gibi temel gıdalardan geçmiş yıllarda hastalarımızı mahrum bırakma günümüz tıbbında bilimsel gerçeklerle çürütülmüş durumda. O yılların modası olan nebati yağlar ve sıvı yağları ise, bugün evlerden uzak tutulması gereken listenin başında.

Başka tezatlar da elbette var.

Son yıllarda yeme kültürümüze giderek artan bir ilgi var. Ne yerseniz o olursunuz ya da yediğiniz ilacınız olsun gibi evrensel kabul görmüş gerçekliklerin dama atılmış pabuçları bugünlerde yeniden gündemde.

Yapılan çalışmalar ağzımızdan girenlerle ilgili yapılan affedilmez hataları su yüzüne çıkardı. Bugün biliyoruz ki, tedavisinde zorlandığımız birçok hastalığın zemininde yiyip içtiklerimiz var.

Özellikle yanlış beslenmenin de katkısı ile bağırsak florası bozulduğunda, depresyon, panik atak, anksiyete hatta psikotik bozukluklar alerjik hastalıklar, migren ve romatizmal hastalıkların görülme sıklığı artıyor.

İşin sırrını daha yeni yeni çözmeye başladık. Beyinle bağırsakların embriyolojik kökeni aynı. Çin tıbbında hâlâ önemini koruyan meridyen kavramında beynimize ait bir hattın olmaması ve bunu kalın bağırsak, mide ve safra kesesi meridyenleri ile yerine getiriyor olması da çok manidar ve araştırılması ve üzerinde çok çalışılması gereken bir konu.

Pratik hayatta karın krampları ile stres arasında çok yakın bir ilişkinin olduğunu bilmeyenimiz yoktur. 

Herkes kendi tecrübesi ile bu meseleden haberdar. Ne oluyor da stres mide ve bağırsaklarımızda aniden etkisini gösteriyor? Cevap bekleyen onlarca hatta yüzlerce soru ile meseleyi detaylandırmak mümkün.

Otizmden hiperaktiviteye, dikkat eksikliğinden hafıza sorunlarına, kişilik bozukluğundan davranış bozukluklarına kadar türetilerek çoğaltılan hastalıkların altında da bağırsak florasındaki bozulma olduğu artık herkes tarafından biliniyor.

Geçmiş yıllarda, Parkinson, epilepsi ve bazı dejeneratif hastalıklarda önerdiğimiz ketojenik diyet, günümüzde tekrar gündeme geldi ve denenen vakalardan olumlu sonuçlar alınıyor.

Gelişmeler ümit verici.

Ketojenik diyette yağ ağırlıklı proteinli gıdalar orantısız kullanılarak bağırsak florası doğallığını korur hale getiriliyor. Ayrıca bu diyetle oluşturulan asidik ortam da hastalığın iyileşmesine yardımcı olabiliyor.

Doğal turşu, ev yoğurdu, gezen tavuk yumurtası ve serbest dolaşan hayvan eti de bağırsak florasının sağlıklı olmasında yardımcı rol oynayabiliyor. 

Rafine şeker, buğday, katkı maddeleri ve koruyucu adı altında gıdalara katılan zehirlerinde bağırsak florasını bozuyor.

Bilimsel tezatlardan korunmak için geleneksel tıbbi tedaviler ,otacı tıbbı ve tıbbı nebevideki evrensel yaklaşımları referans olarak kullanabilir, teşhislerde ve tedavilerde at gözlüklerini çıkararak daha geniş açıdan sağlık bilincini geliştirebiliriz.

Sağlık bilinci sadece farkındalık oluşturmaz aynı zamanda sağlık ticareti yapanlara karşı da maddi ve manevi olarak kişisel korunma sağlar. 

Ahlâki çöküntü ve kazanma hırsı şifa arayıcılarına, şifa yerine maalesef hayal satmakta.

Uyanık olalım. 

Uyuyanları uyandıralım.

Bu haftalık da bu kadar.

Kalın sağlıcakla. 

Kaynak: https://www.yeniakit.com.tr/yazarlar/ali-akben/tibbin-tezatlari-45623.html

***

Yazı için 1 yorum yapılmış:

  1. Müderris Tabib dedi ki:

    Uyanmak istemeyenlere çare yok!

Siz de yorumunuzu paylaşın: