AHENK MUSİKİ TOPLULUĞU KONSERİ

Yazı Fontunu Büyült Yazı Fontunu Küçült Yazı Fontunu Sıfırla
MİTHAT ÖZYILMAZEL

Ünlü şairimiz Yahya Kemal Beyatlı’ nın dediği gibi, gerçekten de müzik kültürümüzün en önemli parçası:

‘’Çok insan anlayamaz eski musikimizden
Ve ondan anlamayan bir şey anlamaz bizden
Açar bir altın anahtarla ruh ufuklarını,
Hemen yayılmaya başlar sada ve nur akını’’

 ROMANTİK İSYANIN MAKAMI

 Konserin ilk bölümü suzidil eserlere ayrılmıştı. Yılmaz Öztuna, müziğimizin bu çok sık kullanılmamış olan makamını ‘’Aşk ızdırâbı, mazi hasreti gibi duyguları bâriz şekilde tebliğ eden çok değerli ve kudretli bir makam’’ olarak tanımlıyor. Ben de bilmeyenlere suzidili ‘’mutluluk veren zarif bir hüznü’’ ve ‘’romantik, efsunlu bir isyânı’’ anlatan nağmeler dizisi olarak anlatmak isterim.

Suzidil diyince akla ilk gelen bestekâr tartışmasız Tanburi Ali Efendidir. 1836 yılında Midillide doğan, 7 yaşında hafız olan ve sevdiği kız kendisine verilmeyince İstanbul’ a kaçan, 20 yıl kadar sarayda müezzinlik ve imamlık yapan, uğradığı bir iftira nedeniyle saraydan uzaklaştırılan ve ömrünün kalan yıllarını İzmir ve Manisa’da geçiren Ali Efendi’ nin bu ünlü suzidil takımı bir ramazan ayında bestelediği rivayet olunur.

Koro, bestekârın suzidil peşrev, ağır semai ve yürük semaisini icra ettikten sonra Şemsettin Ziya Bey’in ünlü eseri ‘’Ey gonca açıl, zevkini sür faslı baharın’’ sözleriyle başlayan şarkısını ve ardından da Tanburi Ali Efendi’ nin mi, Servet Efendi’nin mi olduğu tartışmalı olan muhteşem eseri söyledi:

Yandıkça oldu sûzan kalb-i şerer feşânım
Oldu yine alevriz dağ-ı gamı nihânım
Nâr-ı lehibi aşkın sûzânıyım anınçün
Mahsul-i sûzidildir, sûzişlidir figânım

Solistlerden diş hekimi Nurettin Mazlumoğlu’ndan,  Zeki Duygulu’nun ‘’Ayrıyım senden uzak yerde bir öksüz gibiyim’’, doktor Adnan Oflazer’ den Emin Ongan’ ın ‘’Kiminle hasbıhâl eyler nigâhın bilmek isterdim’’ ve Necati Hakoğlu’ ndan da Ali Rıza Avni’ nin ‘’Açmıştı alevler gibi çehrendeki güller’’ sözleriyle başlayan ve hiç bilinmeyen, icra edilmeyen şarkılarını dinledik.

Münip ve Ceyda Utandı’nın kızları Merve de Ahenk Topluluğu’nda. Bu kendi güzel, tavrı güzel, sesi güzel sanatçı da Nuri Halil Poyraz’ ın şarkısını usta bir yorumcu gibi seslendirdi. Tabii, Münip Utandı’ nın kızı olmak öyle kolay değil.

Sevim Okay ise Yesari Asım Arsoy’ un, birçok profesyonel sanatçının kolay kolay okumaya cesaret edemediği eserini, bestenin güzelliğine güzellikler katarak okudu. Sesinin rengi de, tekniği de mükemmeldi Sevim Okay’ ın.

Yüzyıl o güzel gözlere baksam yine kanmam
Devrolsa bu âlem yine aşkından usanmam
Bir başka gülün, goncanın efsûnuna yanmam
Devrolsa bu âlem yine aşkından usanmam

Solistlerin sonuncusu da gene bir doktordu. Hadi gelin de, ‘’Tıbbiyeden her şey çıkar, bazen de doktor’’ sözüne inanmayın. Dr. Arda Kayhan’ ın okuduğu, belki de günümüzde en çok bilinen… tanınan suzidil  makamındaki şarkıydı. Avni Anıl, gene yapacağını yapmıştı:
        

Unutamıyorum, unutamıyorum
Gecem yok artık, gündüzüm yok
Tek sen varsın
Senin saçların var, dalgın ıslak gözlerin var
Güneş seninle doğuyor her gün
Her yerde seni anıyorum
Her şeyde seni arıyorum
Bırakma ellerimi, bırakma
Unutamıyorum

Konser bizi suzidile doyuran diğer şarkılarla sürdü: Cânâ gam-ı aşkınla perişân gezer oldum/ Sevmişim bir kaddi mevzûn/ Her bir bakışında neş’e buldum/ Gül olsam sızsam imbiklerinden…

ADNAN MUNGAN KONSERİ VE KÖÇEKÇELER

Konserin ikinci bölümünde Adnan Mungan her zamanki zarif ve romantik üslubu ile hicaz ve hüseyni şarkılar söyledi. Yorum yapıyoruz diye eserin usulünü de melodilerini de bozanlar, şarkıları rezil edenler, bu konseri dinlemiş olsalardı da, yorumun ne olduğunu öğrenselerdi keşke.

Topluluğun seslendirdiği gerdaniye-gülizar ve karcığar makamındaki köçekçelerle de bu doyamadığımız konser sona erdi. Köçekçeler, çengi ve köçeklerin oynaması için bestelenen oyun havalarıdır, insanın kanını kaynatan eserlerdir. Çeşitli türkü ve havaların birbiri ardına çalınışı ile oluşturulur. Lavtacı Andon ve kemençevi Nikolaki bugünkü köçekçelerin ilk tertipçileridir. Çoğu köçekçenin bestekârı ise belli değildir.

Koronun okuduğu Dede Efendi’ nin ‘’Benli’’ eseri ile koro da salonu dolduran yüzlerce dinleyici de coşkunun doruklarına çıkmıştı:

Benliyi aldım kaçaktan
Görünmez oldu saçaktan
Arzum almadım köçekten
Olur benli, olmaz benli
Niçin olmaz
Eller kınalı, gözler sürmeli
Nerede bulmalı, satın almalı
Benli, âh, gel sürmelim gel.

HEZARFEN HOCA MİTHAT ÖZYILMAZEL

Gelelim bu muhteşem konserin ve Ahenk Musiki Topluluğu’ nun hocası Mithat Özyılmazel’ e. Mithat Hoca, önce Hafif Batı Müziği alanında çalışmış, 1970 yılında Hürriyet Haftasonu Altınses Yarışması’nda birincilik kazanmış. Türkiye’ de ilk kez sergilenen Hair müzikalinde Engin Cezzar, Gülriz Sururi, Neco ve Füsun Önal ile baş rollerde yer almış. Bu arada, bilmeyenler için söyleyelim, Mithat ve Neco kardeşler. Kabare oyunculuğu ve showmanlik yapmış. Eurovision yarışmalarına sesiyle katılmış.

Ama, Batı Müziği gönlündeki ateşi söndürememiş olmalı ki, daha sonra tamamen Türk Müziğine yönelmiş ve bence çok da iyi etmiş. Önce Türk Musikisi Devlet Konservatuarı’ na  girmiş ve burayı bitirdikten sonra da ses sanatçısı olarak sınavla Kültür Bakanlığı Devlet Klasik Türk Müziği Korosu’ na katılmış. Halen de bu toplulukta ses sanatçısı olarak görevli.

Mithat Özyılmazel, tam anlamıyla ‘’hezarfen’’ biri, yani bin sanat sahibi. Sakın abarttığımı sanmayın, özelliklerini saydıkça bana hak vereceğinize inanıyorum.

Ahenk Musiki topluluğu’ndan başka, İzmit Musiki Derneği, Üsküdar Mithatpaşa Kız Meslek Lisesi, Rumeli Türkleri Kültür ve Dayanışma Derneği’ nde koro şefliği yapmış. 20 yıl süreyle İTÜ Türk Müziği Devlet Konservatuarı’ nda üslup ve repertuar öğretim görevlisi olarak çalışmış, Türk Musikisi Vakfı mütevelli heyetinde görev almış. Ayrıca, hâlen Yeditepe Üniversitesi Türk Müziği Korosu’nun şef ve hocalığını da yapmakta.

Hem TRT’de hem de birçok özel televizyon kanalında ve radyolarda, kiminde yapımcı, kiminde sunucu, kiminde solist… olarak yer aldığı Türk Müziği ile ilgili pek çok programı yayınlanmıştır.

Mithat Özyılmazel, profesyonel olarak sunuculuk ve şiir yorumculuğu da yapmaktadır. Onun şiir okumaktaki mahareti çok ünlüdür. Özellikle de İstanbul şiirlerini yorumlamada eşi benzeri yoktur. Sevenlerine, yakında çıkacak olan şiir CD’sinin müjdesini de şimdiden verebilirim.

O her ne kadar ‘’hobi’’ olarak adlandırsa da usta derecesinde kanun ve kudüm de çalmaktadır. Devlet Korosu’nda Mevlevi ayinlerinin kudümzeni de ondan başkası değildir.

Mithat Hoca’ nın Türk Müziğine olan çok önemli bir başka hizmeti de notistliği, yani nota yazıcılığıdır. Yüzlerce, belki de daha fazla notayı tek tek yazmıştır. Altlarında ‘’Mithat’’ yazan notalar biliniz ki, ona aittir.

Mithat Özyılmazel’ in bestekâr tarafını söylemeden de geçemeyeceğim. Şarkı formunda ve saz eserleri olmak üzere pek çok bestesi olduğunu biliyorum.

Ben Mithat Özyılmazel’in çalıştırdığı korolarda görev almadım, ancak gerek ev toplantılarındaki ve gerek bazı televizyon programlarındaki fasıllarda pek çok kere beraber olduk. Onun, giderek kaybolmakta olan fasıl musikimizdeki şefliği ve serhanendeliği de çok önemlidir.

 AHENK MUSİKİ TOPLULUĞU

Devletin maalesef yeterli ilgiyi göstermediği müziğimiz, amatör korolar sayesinde ayakta duruyor. Eskiden evlerde, konaklarda yapılan fasılların, meşklerin yerini bu korolar dolduruyor şimdi.

Bu korolardan biri olan Ahenk Musiki Topluluğu da 1998 yılında kurulmuş. Şu anda 80’e yakın aktif üyesi var. Gönülleri musiki ateşi ile yanan bu amatör sanatçıların çoğu yüksek okul ve üniversite mezunu. İçlerinde doktor, diş hekimi, mühendis, mimar, eczacı, avukat… tüccar, işletmeci, ekonomist, sanayici… doçent, profesör… gibi çok farklı meslek gruplarından kişiler var, ama hepsinin ortak tarafı Türk müziğine olan tutkuları. Pazartesi ve perşembe akşamları düzenli olarak toplanıyorlar ve adeta bir konservatuar disiplini içinde çalışıyorlar.

Hem topluluğun konserlerinden haberdar olmak isteyenler ve hem de topluluğun çalışmalarına katılmak isteyenler  0216 346 19 65 ve 0532 262 87 89 numaralı telefonlardan bilgi alabilirler.

BİR TEŞEKKÜR DE BEDRETTİN DALAN’A

Konser, İstanbul’un efsane başkanı Bedrettin Dalan’ın yarattığı Yeditepe Üniversitesi’nin Kayışdağı’ ndaki 26 Ağustos Yerleşimi İnan Kıraç Kongre Salonu’nda yapıldı.

Bu salon gerek büyüklüğü, gerek akustiği ve gerekse de ses düzeninin mükemmelliği ile İstanbul’ un çok önemli konser mekânlarından biri. Gerçek bir Türk Müziği aşığı olan Başkan’ ın da hem bu konser salonunu ve hem de üniversitenin tüm imkânlarını müziğimiz emrine vermekten ne kadar mutlu olduğunu yakından biliyorum. Sağ olasın, var olasın Bedrettin Dalan. 3o.12.2005

Siz de yorumunuzu paylaşın: