BENİM GİBİ DÜŞÜNENLER DE VARMIŞ

Yazı Fontunu Büyült Yazı Fontunu Küçült Yazı Fontunu Sıfırla

Geçen yıl tamı tamına 1 milyar 272 milyon kutu ilaç kullanmışız. Elbette insanların daha sağlıklı ve daha uzun yaşamalarına imkân sağlayan ve yerinde kullanılan ilaçlara diyecek sözümüz yok. Bunlara verilen para da helâl-i hoş olsun.

Ama, bir de madalyonun diğer yüzü var. İlaç tüketimindeki ve ilaca ödenen paradaki artışın çok önemli bir kısmı ‘gerçek ihtiyaçtan değil’ gereksiz yere yazılan ilaçlardan, şişirme reçetelerden kaynaklanıyor.

Tüm dünya ülkelerinde olduğu gibi ülkemizde de ‘inanılmaz boyutlarda’ bir ilaç israfı var. Her yıl milyarlarca lira çöpe, daha doğrusu ilaç firmalarının cebine gidiyor.

İlaç endüstrisinin ilaç tüketimini artırmada en büyük yardımcıları ise doktorlar, çünkü birçok ülkede olduğu gibi bizde de halka ilaç reklâmı yapılması yasak.

Doktorlar, çeşitli hediyelerle… artık çığırından çıkan ve turistik gezilerden farkı kalmayan kongre, seminer… davetleri ile gereksiz ve pahalı ilaçları yazmaya teşvik ediliyor.

Bu yönlendirmenin farkında olan, olmayan veya farkında olup da seslerini çıkarmayan doktorlar var.

Ama, ne mutlu ki sayıları az da olsa, bu oyunları, dümenleri gören ve görmeyenleri uyaran hekimlerimiz de var:

Geçen gün www.saglıginsesi.com internet sitesinde benim gibi düşünen bir meslektaşımın olduğunu görünce çok mutlu oldum.

Sağlık Bakanlığı Merkezi Etik Kurul üyesi ve Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Medikal Onkoloji Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Süleyman Büyükberber’ in yazısını sizlere de aktarmak istiyorum:

‘’İlaç piyasası bugün silah sanayinden daha güçlü ve çok daha karlı

hale geldi. Büyük ilaç devleri hızla tekelleşiyorlar. 8-10 kat daha pahalı ilaçlar, yüzde 3-5’ lik yararlar (?) için fütursuzca yazılıyor. Birileri bize daha çok ilaç kullandırtıyor…

Ülkemizde son 3-5 yıl içinde en hızlı gelişen meslek kollarından biri organizasyon şirketleri oldu. Öyle ki artık bir çok devlet kurumu bile her organizasyonuna sponsor ve organizasyon firması temin eder hale geldi. Bu çok ciddi şekilde etik yozlaşma yaratacaktır inancındayım. Sponsorlar da bıkmış durumda ancak halen harcamaları vergiden düştükten sonra bunu sakıncalı bulmuyorlar.

Ülkemiz ilaç harcamasında dünya 13. sü ancak ben kayıt sistemlerine güvenmediğimden ilk 10’da olduğuna inanıyorum. Bu harcama nüfusumuz ve ekonomik gücümüzle uyumlu değil. Birileri bize daha çok ilaç kullandırtıyor.

Hastalık isimleriyle, marker isimleriyle, viral ajan isimleriyle kongre düzenlenmesi artık tabiri yerindeyse kantarın topuzunun kaçtığını gösteriyor.    İlaç firmalarının daha pahalı ilaçları daha çok hastalıkta ve daha erken evrelerde reçete ettirmesini kolaylaştıran her türlü girişime destek vermeleri normaldir. Hekimlerimizin sağ-duyulu davranması ve basit istatistik oyunlarına aldanmaması ve araştırma makalelerini derinlemesine okuyarak sorgulamaları gerektiğine inanıyorum. 

Çok ufak sekonder kazanımlar için ülke kaynaklarını heba etmemek vicdani bir sorumluluktur. Ülkemiz ilaç geri ödemeleri konusunda dünyadaki en serbest ve en sosyal ülkelerin başında gelmektedir. Eğer eldeki sınırlı bütçeyi uygun dağıtmazsak bugün çok az ilaçta görülen geri ödeme sıkıntılıları ileride daha da artacak ve korkarım endikasyonunda ilaç kullanımında bile zora düşeceğiz. ‘’

 
 

 

 

    Yazının Yayınlandığı Gazete

  • Yayınlandığı Mecra: Basılı Gazete

Siz de yorumunuzu paylaşın: