GÜZELLİĞİN ON PAR’ ETMEZ ŞU BENDEKİ AŞK OLMASA

Yazı Fontunu Büyült Yazı Fontunu Küçült Yazı Fontunu Sıfırla
güzelliğin on par etmez

Londra’ dan Dr. Yaşar Pekgöz isimli meslektaşımın mektubunu Sizden Gelenler bölümünde “Estetik cerrahi insan doğası ile mi oynuyor?” başlığı altında okuyabilirsiniz. Aşağıda benim kendisine cevabım yer alıyor:

Değerli meslektaşım,

Mektubunuz ve yorumlarınız için teşekkürler. Nasıl insanların görünümleri birbirinden farklı ise fikirlerinin de farklı olması o kadar normal. Önemli olan herkesin başkalarının fikirlerine saygı göstermesi.

Sizin ve hocanız Kutlu Sevin’ in görüşlerine de elbette saygı duyuyor ama hiç mi katılmıyorum.

Estetik ve güzellik çok izafi kavramlar. Altın oran da buna dâhil. Bence güzellik kesinlikle oranlarla ilgili bir şey değil. Kemerli bir burun, çarpık dişler, kepçe kulaklar bir yüze inanılmaz “güzellikler” katabilir. Sonra, hiçbir ölçüyle ifade edilmesi mümkün olmayan “cazibe”yi de unutmamak lazım.

Her yeri düzgün, ideal ölçülerde olan, altın orana sahip hiçbir kadın bana ne güzel görünür ne de cazip gelir. Altın oran gibi bir kavram benim için saçmalıktan öte bir şey değildir.

“Güzellik yarışması” gibi bir olay da benim asla akıl erdiremediğim ve de nefret ettiğim bir soytarılıktır. O altın orana sahip “güzellerin” o aptal bakışları, yürüyüşleri, kırıtışları tahammül edemediğim şeylerdir.

İnsanlar birbirilerinden farklı oldukları için özel ve güzeldirler.

Herkesin altın oranlara sahip bir dünyada yaşıyor olsaydık inanıyorum ki bu sefer o insanlar altın oran dışı özelliklere sahip olmak için uğraşırlardı. Güzellik oranda değil farklardadır.

Vücudunun bir bölgesinden memnun olmayan birçok insanın da o bölgeyi istediği şekle sokturduğunda bu sefer yüzünün veya vücudunun diğer bölgelerine kafayı taktığına çok şahit oldum. “Keşke hiç bıçak dokundurtmasaydım kendime” diyen onlarca kadın ve erkek tanıyorum.

Organ bağışı konusundaki düşüncelerinize de hiç katılmıyorum. Din konusunda yetkili değilim ama İslam dininin organ nakline karşı olmadığını biliyorum. Birçok hocanın bununla ilgili açıklamaları medyada sık sık yer alır. İçlerinde “Organ bağışına karşı çıkanı” da hiç hatırlamıyorum. Organ bağışındaki eksiklerimizin tamamen bir eğitim ve bilgilendirme meselesi olduğu kanaatindeyim. Üstelik sizin yaşadığınız ülkede fanatiklerin alasına rastlayabilirsiniz. Bırakın organ naklini kan almayı reddedip ölen insanlar var orada.

Zaman gazetesi bahsi

Gazetede yer alan haberde de Prof. Dr. Kurul’ un sözlerinin çarpıtıldığını sanmıyorum. Haberde geçen cümlelerin aynen hocanın ağzından çıktığına inanıyorum. Sizin bir şüpheniz varsa Sıdıka Hoca’ ya yazabilir ve gerçeği de kolayca öğrenebilirsiniz.

“Plastik cerrahların konsültasyon yeteneğini sorgulamak demek, almış olduğumuz tıp eğitimini yargılamak demektir” cümlenizde tıp eğitimi de plastik cerrahların konsültasyon yeteneği de sorgulanamaz demek istiyorsanız; bu bence çok yanlış ve bilimle uğraşan bir kimseye de hiç yakışmayan bir düşüncedir.

Bilimin dinden farkı hiçbir şeyin doğruluğunun veya yanlışlığının kutsal kitapta yazdığı gibi kabul edilmesi değil, tam tersine her bilgiden şüphe duyulması ve sorgulanmasındadır.

Zaman gazetesi hakkında da maalesef çok önyargılısınız ve haksızsınız. Bahsettiğiniz yöntem bir gazetenin organ bağışı hakkındaki yaklaşımını yansıtmaktan çok uzak hatalı bir yöntemdir. İnşallah bilimi de “arama motorları” vasıtasıyla öğrenmiyor veya takip etmiyorsunuzdur.

Ben başka bir şey yaptım. Gazetenin sayfasına girdim ve oradaki arama bölümüne organ nakli yazıp tıkladım. Tam 1566 yazı çıktı karşıma (1). Hem de ne haberler. Bunların onda birinin sizin “tuttuğunuz” bir gazetede olabileceğine ihtimal veremiyorum.

Ben de bir Zaman gazetesi yazarıyım ve bununla da iftihar ediyorum.

Gelelim neticeye

En doğrusunu “Güzelliğin on par’ etmez bu bendeki aşk olmasa” diyerek Aşık Veysel söylemiş. Başka söze gerek var mı bilmem.

KAYNAK

http://www.zaman.com.tr/ara.do;jsessionid=3D8D48558C5C5DE0EE39470E45403792?method=home

Yazı için 3 yorum yapılmış:

  1. Dr. Yasar Pekgoz / Londra dedi ki:

    Saygideger Hocam,

    Altin oran kavramini aciklarken,bazi noktalari es gectiginizi goruyorum ne yazik ki. Insan,doga,sanat vs. durmadan kendini gelistirir.Bu dunden bugune,bugunden yarina devam edecektir. Biliminde destegi ile dogadaki tum guzelliklerin tanimlamaya baslariz. Elma denildigi zaman gozunuzde ilk canlanan nedir? Iste o an yaptiginiz sey altin orana sahip olan elmadir. Veya insan dendigi zaman gozunuzde canlanan sizin icin altin orana sahip olan insandir. Yazimda insanlarin altin orani belirlediginden bahsettim ozellikle,ama o noktayi es gecmissiniz.Yani tek tip bir canli grubundan bahsetmedim yazimda dikkatli okursaniz..
    Ikinci noktada,Guzellik yarismalari,o bayanlar hakkindaki yazilariniz donusunun oldugunu,yani o insanlarinda sizin tarziniz ile alopsi,obez,kisa,kemer burunlu vs vs insanlara asla tahammul edemiyorum deme ozgurlukleri olabileciginide es gecmiyoruz di mi?Belki de siz o ornegi bayanlarin kararlarinda ki yanlislari belirtmek icin yazdiniz?Sayet hatali yasama ornekse o cumleler,guzellik ile ne alakasi var anlayamadim.
    Ucuncu kisimda,Organ nakli konusunda sadece egitim ve bilgilendirme eksikligi oldugunu yazmissiniz.Ingiltere de her ehliyet alan kisi otomatik olarak donor olur.Kan almayipta olumu tercih eden bir hastam olmadi bugune kadar.Yani Turkiye’de insanlarimizin sorunu din kaynakli dogmatik dusunceler olmadigini soylemeniz tuhafima gitti.Islam dini,fikih ve mezhep alimlerinin hala cozemedigi bir konuyu Turkiye’de ki hangi hocalarin ne sekilde cozdugunu yazarsaniz,bende bilgilenmis olacagim.Tabii hele ki egitim eksikligi ile birakmaniz cok isabetsiz olmus hocam.
    Hocam yazimda ozellikle yazdim,hata yapabilecek cerrahlar elbette olacaktir,lakin bir hastayi konsulte ederken bircok asamadan geciyoruz.Bir cok test uyguluyor,hastalik hikayelerini ve databanklarini gozden gecirmeden operasyona karar vermiyoruz.Ve ayrica ameliyati olmamasi icin ikna ettigim bircok hastada mevcut.Bir gazete yazari yazi yazacaksa tam yazsin,eksik ve kafa kurcalayan noktalar birakirsa elestrilir ve bende acik bir sekilde elestirdim.”Konsultasyon Yeteneginin Sorgulanmasi” seklinde yazdim ozellikle..Hatali bir konsultasyonu herkes ama herkes yargilayabilir bunda bir SIKINTI yok.Benim belirttigim sey konsulte yetenegi idi.Konsulte yetenegi demekte benim icin almis oldugum tum tip egitimi demektir,hipokrat yeminimdir.Umarim bu noktayida acik bir sekilde anlatabildim.
    En son nokta da Zaman gazetesine gelelim..Zaman gazetesi su anda Turkiye de en cok satan gazete di mi? Nurcu diye adlandirilan ogrencileri veya kopruyu gecinceye kadar nurcu diye gecinen ogrencileri abone eden gazeteden bahsediyoruz.Evet birde esnaf tarafi vardir nurcu cemaatinin.Hocam ben bugun ogrenmiyorum nurculugun ne oldugunu,nerden kaynaklandigini ve nereye gittigini.Sevgili Fethullah Gulen bosuna ustune basa basa egitim ve medyadan bahsetmemisti bir vaazinda,Gazetede calisan arkadaslara da ricada bulunun o vaazi size izletirler hocam.Tavsiyen dikkatlice dinlemenizdir. ”Dervislik olsaydaki tac ile hirka,bizde alirdik 30’a 40’a”. diyerek bende sozlerimi bitireyim.
    Sizin gibi degerli hocalarimizin yazmasi Turkiye nin yarinina umuttur benim icin. Saygilar.

  2. Tuna Erinçler dedi ki:

    Gerçekten de örneğin burnunu küçülttüren bir hanıma bazen bakıyorsunuz da eski hali daha iyi idi diyorsunuz. “Gönül kimi severse güzel odur” diye boşuna söylememiş eskiler.
    Organ nakline gelince konu açıldığındfa hep bir Alman dergisinde (sanırım “Stern” idi)okuduğum, karaciğer nakli yapılan Arjantinli bir gencin dramını hatırlarım. Organ reddini önlemek için aldığı ilaçların yan etkilerinden öylesine bıkmış ki sonunda hepsini kesmiş ve kaderine razı olmuş. Bir ay kadar kendini cennette sanmış. Sonra karaciğer iflasının yeni belirtileri ortaya çıkmağa başlamış ama doktorların tüm uyarılarına rağmen o ilaçları almamış ve sonunu kabullenmiş.

  3. Esra Çelik dedi ki:

    Estetik cerrahi hem sanat hem de zanaattir. Çok maharetli, mucizeler yaratan ahşap ustaları, sedef ustaları vs.. olduğu gibi sıradan olanları da mevcuttur. Estetik cerrahi de buna benzetilebilir aslında. İyi iş çıkaran cerrahlar olduğu gibi vasat sonuçlara ulaşabilenlerimizde vardır. Bu sebeple biz estetik cerrahların hepsini, tek bir yorumla aynı kefeye koymanın doğru olmadığını düşünüyorum. Yapılan işin güzel olup olmadığını gösteren tek kriter de bence hastanın mutluluğudur. Kimin ne düşündüğü değil. Bu konuda sayfalar dolusu yazabilirim. Ama sanırım bunu kendi bloğumda yapacağım:)
    Saygılarımla

    Op. Dr. Esra Çelik
    Estetik, Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı

Siz de yorumunuzu paylaşın: