STATİN MAFYASI… ENGİZİSYONUN BİLİM ADAMLARI..

Yazı Fontunu Büyült Yazı Fontunu Küçült Yazı Fontunu Sıfırla
cankat tulunay

Prof. Dr. F. Cankat Tulunay‘ ın yazısı:

İlaç dünyasının toz duman olduğu, eczacıların ve ilaç sektörünün iflasın eşiğine geldiği, hastaların ilaç bulamadığı, doktorların can derdinde olduğu, sağlık sisteminin dibe vurduğu, hastaların yabancı doktor ve hemşirelere emanet edileceği bir dönemde Türkiye’ nin gündemine birdenbire bir kolesterol meselesi düşüverdi.. Bir tarafta bağımsız ve dürüst bilim insanları, diğer tarafta bunları yargısız idam etmek isteyen engizisyon hâkimleri…

Bilimden nasip almayanlar ya bağıra-çağıra, onu bunu suçlayarak veya göbekten bağlı oldukları efendilerini memnun etmek için karşıt görüşlüleri mahkemeye vermekle, Sağlık Bakanlığını, Türk Tabipler Birliği gibi kurumları yardıma çağırarak korkutmaya çalışırlar.

Biz bu filmi daha önce gördük… Bu sayfanın okuyucular bunu çok iyi hatırlarlar.

İlk olay VIOXX olayı idi. Firmanın bu ilaçla ilgili ölümleri ve yan etkileri sakladığının ortaya çıkmasından sonra bütün dünyada kıyamet koptu. Biz önce ilgili firmaları ve Sağlık Bakanlığını bu konuda uyardık. Sonuç alamayınca basın toplantısı ile kamuoyunun dikkatini çektik. Bunun üzerine zamanın İlaç ve Eczacılık Genel Müdürü, (daha çete kurmak gibi sonra çok ciddi suçlarla yargılandı) başta olmak üzere (bu kişi bu konuda Sağlık Bakanını da yanıltarak),  diplomalarını ilaç firmalarına satmış sözde bilim adamları ve ilaç firmalarının kucağındaki bazı dernek yöneticileri Prof. Dr. F. Cankat Tulunay’ın yalan söylediğini, bu ilaçların hiçbir ciddi yan etkisi olmadığını yüzleri kızarmadan firma destekli basın toplantısında açıkladılar.

O sırada Sayın Uğur Dündar’ın ARENA programında konu gündeme geldi ve Türkiye’ de binlerce kişinin bu ilaçtan zarar görmüş ve hatta ölmüş olabileceği açıklandı. Bir süre sonrada VIOXX FDA tarafından ölüme sebep olabileceği için tüm dünyada yasaklandı…

Daha sonra NOBEL ilaç firması ilacını kötülediğimizi iddia ederek hakkımızda 100.000 TL lik tazminat davası açtı. Bizim iddiamız firmanın ilacın prospektüsüne olmayan endikasyon yazdığıydı. Adaletin şamarı bizim lehimiz oldu (bu konudaki mahkeme ve Yargıtay kararı arşivimizden temin edilebilir). …

Rimonabant için verdiğimiz kavgada yine firma yalakaları meydanlara çıktı ama ilaç yasaklandı!!!..

Avandia için yazdıklarımıza yine bazı anlı şanlı dernekler ve onların finoları karşı çıktılar ama ilacı yasaklamadan kurtaramadılar.. olsun varsın, nasıl olsa onlarda yüz yok, aldıkları paralar yanlarına kâr kaldı… Örnekleri daha artırabiliriz.

Statin veya kolesterol düşürücü ilaçlara tekrar dönersek bu konuda yazdığımız onlarca yazıyı arşivimizde bulabilirsiniz. Bu ilaçların sınırlı sayıda hastada kullanılması gerekirken bir taraftan ilaç firmalarının baskısı, diğer taraftan çok yüksek rant sebebi ile bu ilaçlar gerekli-gereksiz hastalara ve hatta sağlam insanlara ve çocuklara pazarlanmaya başlamıştır.

İş o kadar çığırından çıktı ki, bazı çıkarcılar MacDonalds, BurgerKing gibi “fast-food” zincirlerinde hamburgerlerin yanında statin verilmesini veya içine karıştırmasını tavsiye etmeye başladılar ve bunu 15 Ağustos 2010 da ciddi bir dergi olması gereken “American Journal of Cardiology”de yayınladılar.

Bunun üzerinde ABD ve İngiltere basınında oldukça alaycı yazılar yayınlandı ve garip bir tartışmayı başlattı. Fakat hiç kimse bu çalışmayı tenkit edenleri Türkiye’ de olduğu gibi asmaya, aforoz etmeye, sağa sola ispiyonlamaya kalkışmadı.

KAYNAK: http://klinikfarmakoloji.com/index.php?q=node/904

Yazı için 4 yorum yapılmış:

  1. Metin Uğurlu dedi ki:

    süper…

  2. tuna erinçler dedi ki:

    Yakında bu tür ilaç firmaları da “bir alana bir bedava” reklamına başlarlarsa şaşmamalı

  3. Hülya Erdem dedi ki:

    Bu ilaç işi sonuna kadar pisliğe bulanmış görünüyor. Kimin eli kimin cebinde belli değil.Allah bize hastalara yardım etsin.

  4. Mesut Kaya dedi ki:

    Dünya da üç mesleği icra edenlerin para ile işleri olmaması gerekir. Doktorlar, eğitimciler ve din adamları. Maalesef ülkemizde üç meslek gurubundakilerin tamamına yakınının dini, imanı para. Yozlaşmışlık yerlerde bile sürünmüyor, çukurlaşmış. Son 9 aydır annemi hastaneden hastaneye, doktordan doktora götürdüm. En modern cihazlara sahip olan hastane teşhis bile koyamadı. Bir günde röntgen, tomografi ve pet çektikleri halde, broskoskopi yaptıkları halde teşhis koyamadılar. Antibiyotiğe yanıt vermediği halde günlerce yoğun antibiyotiğe maruz bıraktılar. Yavuz Dizdar, Ahmet Rasim Küçükusta, Canan Karatay gibi kıymetli bilim insanlarını günah keçisi yapmaya kalkıyorlar. Sayın hocalarım, biliyorum toplumumuz çok duyarsız. Sizlere yapılan bu tür haksızlıklarda yeterince destek olmuyorlar. Lütfen bu erdemli davranışlarınızdan vazgeçmeyin. Tabipler odası aba altından sopa göstereceğine meslek mensuplarını sorgulamalar.

Siz de yorumunuzu paylaşın: