BALIK YAĞI KEMOTERAPİNİN ETKİSİNİ AZALTIYOR

Yazı Fontunu Büyült Yazı Fontunu Küçült Yazı Fontunu Sıfırla
kasa fişi

JAMA Oncology’ de yayınlanan araştırmada bazı balıkların ve balık yağının kemoterapiye direnç gelişmesine yol açabileceği ortaya kondu.

Bu araştırmada, çeşitli balık yağlarındaki yağ asitleri muhtevası değerlendirildi ve taze balık yeme veya gıda takviyesi almanın kanserli hastaları nasıl etkilediği incelendi.

Destek için sık olarak kullanılan balık yağlarında 12S-HHT’ nin değil ama 16:4 (n-3)’ in tümünde de bulunduğu belirlendi.

Sağlıklı gönüllülerin, balık (somon, ton, palamut ve ringa) yedikten veya piyasada satılan mevcut balık yağı desteklerinden bir günde tavsiye edilen miktar olan 10 mililitre aldıktan sonra kanlarında 16:4 (n-3) seviyeleri ölçüldü.

Balık yağı aldıktan hemen sonra 16:4 (n-3) kan seviyesinin yükseldiği ve 8 saat geçmeden normale dönmediği görüldü.

Balık yağı desteği, 50 mililitre alındığında ise 16:4(n-3) seviyelerinin normale dönmesinin daha uzun sürdüğü de ortaya çıktı.

Balıklar içinde 100 gram ringa veya palamudun da 16:4(n-3)’ ü artırdığı ancak somonun çok az bir artışa yol açtığı, ton balığının ise artışa sebep olmadığı belirlendi.

Çalışmaya gönüllüler yanında 118 kanser hastası da alındı.

Bunların yüzde 30’ unun düzenli olarak balık yağı desteği, yüzde 11’ inin ise omega-3 yağ asitleri bulunan destekleri aldıkları tespit edildi.

Kemoterapi gününden önce ve sonra balık yağından uzak durun

Araştırmacılar çalışmalarını şu ifadelerle değerlendiriyorlar:

Test edilen balık yağlarının hepsinin ve ringa ve palamut balıklarının, klinik öncesi modellerde kemoterapiyi negatif etkileyen 16:4 (n-3) yağ asidi bulunduğu görüldü.

Bu balık yağlarının gönüllüler tarafından içilmesi veya balıkların yenmesinden sonra 16:4 (n-3)’ ün kana geçtiği tespit edildi.

Buna göre, daha fazla bilgi edilene kadar kemoterapi alınan günde önce ve bir gün sonra balık yağı hapı içmek veya balık yemekten kaçınılması doğru olur”.

Bazı yağ asitleri kemoterapiyi etkisizleştiriyor

Daha önce yapılan farelerde yapılan çalışmalarda kısaca PIFA (platinum-induced fatty acids) olarak bilinen yağ asitlerinin pikomolar miktarda bile dalaktaki makrofajları aktive ettiği ve bunun da kemoterapiye dirence sebep olduğu gösterilmişti.

Bu yağ asitleri 12S-HHT (12-S-hydroxy-5,8,10-heptadecatrienoic acid) ve 16:4(n-3) (hexadeca-4,7,10,13-tetraenoic acid)’ dir.

İnsan ve fare mezenkimal kök hücreler platinle uyarılmadan sonra bu yağ asitlerini salgıladıkları için bunlara kısaca (platinum-induced fatty acids) kısaca PIFA deniyor.

Farelerdeki araştırmalar, balık yağının kanser hücrelerinin duvarını daha katı veya daha geçirgen yapabileceğini, kemoterapide kullanılan ilaçların kanser hücresine girmesinin önlenebileceğini veya ilacın kolayca hücre dışına atılabileceğini düşündürüyor.

Balık yağı hapı modası var

Günümüzde kanser tedavisi gören hastaların birçoğunun balık yağı hapı ve diğer besin desteklerini de aldıkları biliniyor.

Bir araştırmaya göre kanseri teşhisi konanlarda gıda takviyesi alımı 3 misli artıyor ve omega 3 yağ asitleri de bunlar içinde en çok tercih edileni.

USA’ da kanser hastalarının yüzde 20’ sinin çoğu balık yağı formunda olmak üzere omega 3 hapları kullandıkları biliniyor.

Bizde de birçok insanın kimi doktor kimi arkadaş tavsiyesi ile avuç avuç balık yağı hapı içtiğini biliyorum.

Balık yağı hapları farklıdır

Balık yağı hapları, çok farklı balıklardan üretilir ve çok karmaşık standardize edilmemiş yağ asitleri ihtiva eder.

Genel olarak ürünle ilgili bilgilerde, total omega-3 muhtevası ile EPA (eicosapentaenoic acid) ve DHA (docosahexaenoic acid) miktarları yer alır.

FDA, 2 gramı gıda takviyesinden olmak üzere günde 3 gramın üzerinde EPA ve DHA kullanılmamasını tavsiye eder.

Omega 3 prostat kanseri riskini de artırıyor

Birçok risk faktörüne sahip olan hastaların her gün omega-3 hapları kullanmasının kalp-damar hastalıklarını ve buna bağlı ölümleri azaltmadığı ortaya konmuştu (2).

Daha önce de omega 3 hapı alanlarda prostat kanseri riskinin yükseldiği belirlenmişti (3).

Bu araştırma balık yağının insanlarda da farelerdeki gibi kemoterapinin etkinliğini azalttığını göstermiyor ama gene de dikkate alınması doğru olur.

Ayrıca böyle bir ihtimal karşısında kanser hastalarının iki gruba ayrılarak bir gruba balık yağı verilip diğerine verilmemesi de etik olmaz.

Gelelim neticeye

Gelişigüzel vitamin, mineral, omega 3 antioksidan almanın insan sağlığına bırakın faydasını, ciddi zarar verebileceğini, adam gibi beslenenlerin tüm bunları yeterince alabileceklerini savunduğumu bilirsiniz.

Kendim de bugüne kadar bu tür desteklerin hiçbirini ağzıma koymadım gibi, hiçbir sağlıklı insana da bunları tavsiye etmedim.

Siz de bunları faydası olmasa da zararsız sanmayın, paranızı çöpe atmayın.

Omega 3 meftunlarına önemle duyurulur!

Kaynak

1. http://oncology.jamanetwork.com/article.aspx?articleid=2212208&resultClick=3

2. http://www.nejm.org/doi/full/10.1056/NEJMoa1205409

3. http://jnci.oxfordjournals.org/content/early/2013/07/09/jnci.djt174.abstract

Araştırmanın medyadaki yankıları

http://www.dailymail.co.uk/health/article-3023275/Cancer-patients-eat-oily-fish-omega-3-supplements-resistant-chemotherapy.html

http://www.science20.com/news_articles/fish_oil_and_supplements_linked_to_greater_chemotherapy_resistance-154525

http://abcnews.go.com/Health/neccessity-fish-oil-supplements-debated/story?id=30061858

http://www.reuters.com/article/2015/04/03/us-omega3-cancer-chemotherapy-idUSKBN0MU1ED20150403

Yazı için 1 yorum yapılmış:

  1. leyla inceman dedi ki:

    hocam İyi Günler.Gazetede bu kremin varisi kökten çözdüğü ile ilgili bir yazı var.yorumunuz alabilirmiyiz.teşekkürler.(Planta-Fluid® Complex BC)

Siz de yorumunuzu paylaşın: