BİLİM AKADEMİSİ’ Nİ ŞÜPHE DUYMAYA VE TARTIŞMAYA DAVET EDİYORUM -4

Yazı Fontunu Büyült Yazı Fontunu Küçült Yazı Fontunu Sıfırla
selfie

Bilim Akademisi’ nin (BA) aşı bildirisindeki yanlışları göstermeye devam ediyorum.

Enfeksiyonlar aşılarla mı önlenir?

Aşıların yan etkisini “sıfırlamakta” beis görmeyen BA, her yıl dünyada 2.5 milyon çocuğun aşılarla önlenebilecek hastalıklar nedeniyle öldüğünü söyleyip kızamık, kızamıkçık, kabakulak ve hepatitin komplikasyonlarını tek tek sayıyor.

Enfeksiyon hastalıklarını tek tek mikroplara karşı aşı yaparak önlemeye çalışmak akıl ve mantık dışıdır.

Enfeksiyon hastalıklarından ölen 2.5 milyon çocuğun hayatı aşılarla değil onlara temiz içme suyu, kanalizasyon, diğer hijyen tedbirleri ve sağlıklı beslenme imkânları sağlayarak kurtarılabilir, üstelik birçok enfeksiyon hastalığından da korunmuş olurlar.

Zaten kendileri de enfeksiyon hastalıklarının sadece aşılarla önlemeyeceğini şu cümleleriyle gösteriyorlar:

Verem, trahom, sıtma, frengi ve çocuk felci savaşları bu hastalıkların kontrol edilebilir düzeylere getirilmesini sağlayan halk sağlığı girişimleridir.”

BA, aşı methine harcadığı mesaisinin bir kısmını bu hastalıkların aşısız da önlenebileceğine ve aşıların prospektüslerinde yer alan yan etkilere de ayırırsa çok iyi eder.

Fahiş bir hata

BA şöyle diyor: “Ayrıca tüm araştırmalarda bu hastalıklara karşı aşılarla geliştirilen bağışıklığın doğal yolla geçirilen hastalıkların oluşturduğundan farklı olmadığı gösterildi”.

Evet, bu fahiş bir hatadır!

Tabii enfeksiyonların sağladığı bağışıklığın aşılarla sağlanan bağışıklıkla aynı olduğunu söylenmesi tam bir akıl tutulmasıdır.

Böyle bir iddiayı bugüne kadar aşı üreticileri bile dile getirmiş değildir.

BA’ nin bu bilgiyi hangi araştırmaya dayanarak söylediğini açıklaması şarttır!

Not: Bilim Akademisi’ nin aşı bildirgesinde tek bir bilimsel kaynak bile göstermemesi bildirgenin ne kadar “bilimsel” olduğunun iyi bir göstergesidir.

İşin hukuki tarafı

Bu mevzuda yetkili değilim, sözü Prof. Dr. Hakan Hakeri’ ye bırakıyorum (1):

Zorla müdahale, anayasal zorunluluk nedeni ile ancak bir kanun hükmüne dayanılarak yapılabilir. Biyotıp Sözleşmesi’nin 26. maddesine göre de, böyle bir düzenleme ancak kanun hükmüyle getirilebilir.

Koruyucu da olsa, aşı bir tıbbi müdahaledir ve bu nedenle tıbbi müdahalenin genel şartlarına ve bu arada da “rıza” şartına tabidir. Bu şartın aranmaması için açık yasal bir düzenlemeye gereksinim vardır.

Umumi Hıfzıssıhha Kanunu’nda çiçek aşısı gibi açık bir şekilde zorunlu olduğu belirtilenler dışında hiçbir aşı zorunlu değildir.

Aşının birçok yan etkisi ve yol açtığı başka hastalıklar nedeni ile tam tersine kişileri hasta yapması da söz konusu olabilmektedir.

O nedenle, sağlığa acil bir müdahale gerekmedikçe bu madde aşı gibi önleyici tıbbi müdahaleler bakımından yasal dayanak olarak kabul edilemez.”

Fanatik aşı taraftarları da aşılara zarar veriyor

Halk arasında yayılan aslı astarı olmayan şehir efsaneleri ne kadar zararlıysa, aşıları göklere çıkaran abartılı “bilimsel akademik” bildiriler de bir o kadar zararlı olabilir.

Diktatörce bir yaklaşımla aşı tartışmalarına ve aşılardan kuşku duyulmasına karşı çıkılması da yanlıştır.

Yersiz kuşkular ve bilim dışı iddialarla aşıların toplum sağlığına olan yararlı etkilerinin tartışmaya açılması insanlarımızı ölüme kadar gidebilecek risklere açık bırakmaktadır” diyen BA’ nin aşı bildirgesinin de aşı uygulamalarına benzer bir zararı olabileceği kanaatindeyim.

İnsanlar tam ve doğru bilgilendirildiklerinde değil tartışma ve kuşkuya yasak konan durumlarda huzursuz olurlar.

İnsanlarımızı bilimsel doğrular ışığında kişisel ve toplum sağlığını koruyacak ve gelecek nesillerimize sağlıklı yaşamlar sağlayacak yönde sorumlu davranışlarda bulunmaya, devlet kurumlarımızı da önümüzdeki gerçek sağlık tehdidine karşı hızlı ve akılcı önlemler alma davetlerine” kendilerinin de katılmasını diliyorum.

Gelelim neticeye

Çocukluk çağı aşılarının hangileri olduğunu bile sıralamadan tüm aşıları aynı kaba koymak, kimsenin itiraz etmediği birkaç aşıyı örnek göstererek her aşının aynı etkinlik ve emniyette olduğunu iddia etmek, aşılarla ilgili tartışma ve kuşkulara karşı çıkmak “bilimsel” de değildir “akademik” de.

Tartışma ve kuşkunun olmadığı yerde bilim de akademi de olmaz.

Bilim Akademisi’ ni çocukluk çağı aşılarıyla ilgili kuşku ve endişelerin giderilebilmesi için tartışmaya davet ediyorum.

Kaynak:
http://www.medimagazin.com.tr/authors/hakan-hakeri/tr-ulkemizde-zorla-asi-yapilabilir-mi-72-64-3571.html

Siz de yorumunuzu paylaşın: