AŞI MUHALİFLERİ

Yazı Fontunu Büyült Yazı Fontunu Küçült Yazı Fontunu Sıfırla
kasa fişi

Çocuk İmmünoloji-Allerji Uzmanı Prof. Dr. Alişan Yıldıran‘ ın “İMMÜNOGENETİK VE TARİHî AÇIDAN AŞI İLLÜZYONU…” başlıklı makalesinin üçüncü bölümü:

Anti-vaccination league, Aşı muhalifleri…

Okumadan, kulakdan dolma bilgiler ile allâme olan meslekdaşlarımız ve diğerleri, aşılara muhalefetin yakın zamanda bir takım gericiler tarafından başlatıldığını ve yurdumuza özgü olduğunu zannetmekdedirler. Halbuki, daha 1870’de mecburî aşılamanın çok büyük bir malpraktis (hatalı ve zararlı uygulama) olduğu ve ölümlere sebep olduğunu, çiçek aşısının tetanoza yol açdığını yazan kitaplar  yayınlanmakda idi (30). 

RT’nın hakim olmasından önce yazılmış olan bazıları şunlar;

  • CGG Nittinger … Evils of vaccination (1856)
  • William Tebb ….  Sanitation, not Vaccination the True Protection against Small-Pox (1881)
  • William White ….   The Story of a Great Delusion (1885)
  • Alfred Russel Wallace … Vaccination Proved Useless & Dangerous (1889)
  • Tenison Deane …..  The Crime of Vaccination (1913)
  • Charles M. Higgins ….. Horrors of Vaccination exposed and Illustrated (1920)

RT bütün bu muhalefete rağmen hem para hem de medya desteğine sahip olduğu için bu uygulamaları gitdikçe arttırdı ve 1976’da başkan Gerald Ford’un bizzat aşı olması ile başlatılan kitle aşılamaları ile çok sayıda sebebi bilinmeyen o zamana kadar rastlanmamış hastalıklar ortaya çıkmaya başladı ve hızla artdı (31). Aşı olduktan sonra hastalandığını farkeden insanların açdığı davaları kazanarak büyük mikdarlarda tazminatlar kazanmaları ise RT’nı farklı bir strateji uygulamaya yöneltdi.

Başkan Ronald Reagan’a 1986’da National Childhood Vaccine Injury Act (NCVIA-Millî Çocukluk Aşısı Zararı Kanunu) çıkarttırılarak, aşıdan zarar gören insanların aşı firmalarına dava açmaları yasaklandı (32). Aslında bu kanun oldukça insancıldı! Geçen yıl İtalya’da büyük toplumsal muhalefete rağmen çocuklara bütün aşıların yapılması mecburî hale getirildi (33). Bu hamle İsveç’de ise akamete uğradı, aşıların ciddî yan etkileri olması sebebi ile mecbûrî olması yasaklandı (34).

Ülkemizde de aynı hamle denendi ancak şimdilik önüne geçilebildi (35). Halbuki, 2011’de, ABD yüksek mahkemesi aşıların ‘kaçınılmaz şekilde emniyetsiz-güvenilmez’ olduğunu, aşı firmalarının aleyhine dava açılamayacağına, aşıların yol açabileceği riskleri tamamen ailenin üstlenmesi gerekdiğine, utanmadan karar verdi (36), behey nâbekar; hem mecbur tutacaksın, hem de riski üstlenmeyeceksin, buna adalet denebilir mi?!

Mahkemenin yüzde yüz haklı olduğu konuyu ise, meşhur tıp kütüphanesi pubmed’in sahibi Amerikan milli sağlık enstitüsü başkanlığını uzu süre yapan Dr. James R. Shannon (37) şöyle ifade etmişdi “En emniyetli aşı, hiç yapılmayan aşıdır”!

Geçen sene bir Avrupa mahkemesi ise “Aşıların bilimsel delil olmadan da suçlanabileceği” kararını alarak ABD’ye gol atmışdı (Ergün Diler’in kulakları çınlasın) (38).

1976’dan sonra neler oldu?

Yukarda belirtildiği gibi kitle aşılamalarının yaygınlaşdırılması ve aşağıda anlatılacağı üzere millî aşı üretimlerinin iptal edilmesi ile daha önce bilinmeyen ve hiç görülmeyen hastalıklar ortaya çıkdı.  Otizm bunların başında gelmekdedir, aşağıdaki grafikde durum açıkça görülmekdedir;

Şekil 3. Kitle aşılamalarının başladığı 1976’dan itibaren otizmin geometrik olarak artması tesadüf müdür?

Prematürite, tip 1 diabet, multipl skleroz, dikkat eksikliği hiperaktivite sendromu gibi hastalıklar da geometrik olarak artmakdadır.

Halbuki, aşılarla önlendiği iddia edilen pek çok bulaşıcı hastalık gerçek (natürel) herd immünite (sürü bağışıklığı) sayesinde çok uzun sayılmayacak sürelerde sönümlenmekdedir, bu durum ise gözlerden kaçırılmakdadır. Aşağıdaki grafikde çok ölümcül ve bulaşıcı olduğu biline Ebola hastalığının bir yıldan kısa bir sürede aşı olmaksızın kendiliğinden sönümlendiği rahatça görülebilmekdedir (39). Bu grafiklerin gerçek rakamlarla çizildiğini, bir takım sanal hesaplarla ‘yılda şu kadar ölüm engellendi’ gibi bilimsel (!) yanıltmaların olmadığının da altını çizelim.

Şekil 4. Gerçek ‘herd immünite’ nasıl da aşısız ortaya çıkmış, hayret!

Ülkemizin aşı hikayesi nasıl?

Tek kelime ile acıklı! Şimdilerde gündemde olan, eskiden yerin dibine batırılan fakat büyük alman imparatoru Bismarck’ın bile takdir etdiği bir şahsiyet olan Sultan II. Abdülhamid’in (40) üstün öngörüsü ile avrupadan bile önce ülkemizde pek çok aşı üretilmeye başlamışdı (41). Bu fakire Allah’a şükürler olsun ki, bu ülkede devletimizin üretdiği sadece difteri, tetanoz ve verem aşıları yapılmışdı.

Ülkemizde çocuklara yaygın aşılama, millî olmadıkları tescillenen 12 Eylül darbecilerinin Rockefeller’in emrine uyması ile 1985’de yapılmaya başlandı;

Kupür 1. Kendi ürettiğiniz aşıları bırakıp, ithal aşılarla aşı kampanyası yapın! Aferin!..

Aşıların dışarıdan geldiğine, kampanyanın başını UNICEF ve RT’nın desteklediği Hacettepe’nin çekdiğine dikkat ediniz.

Üç yıl sonra, Rockefeller’in bizzat darbecilere teşekkür ziyaretine geldiğini de görelim;

Kupür 2. Bu ziyaretde devlet başkanına bu hizmetinden dolayı madalya takıldığını da duydum ancak, belgesine ulaşamadım.

Hemen ardından nerede ise yüz yıldır millî aşılarımızı üreten ve bu konuda büyük tecrübe ve birikim sağlamış olan Hıfzıssıhha enstitüsünün aşı üretmesinin engellenmesini görelim;

Kupür 3. Yerli aşı ile birlikde yerli  ve millî aşı teknolojisi de, birikimi de doğru çöpe!…

O yıllardaki ‘aşı bilim kurulu’ herhalde bugünkiler kadar becerikli değilmiş! Aşılama oranları %8’lere kadar düşmüş;

Kupür 4. Aşılama oranları %8’lere kadar düşmüş, acaba aşısızlıkdan ölen çocukların sayısı kaç? Yüksek oranda olsa idi herhalde duyardık değil mi?

Gazetenin öngörüsü ise takdire şayan doğrusu. Hiç bir şekilde özelleştirilmemesi gereken askeri-stratejik bir ürün olan aşıların ithal edilmesini “FELAKET” olarak adlandırmış!..

Millî bir insan olduğu taa 2003’de, bugünleri görerek yazdığı ‘Uluslararası sermaye ve bağışıklama pazarı’ başlıklı ve her satırının Sağlık Bakanlığı tarafından tek tek ele alınması gereken yazısından (42) anlaşılan muhterem Prof. Dr. Gazanfer Aksakoğlu’nun giriş cümlesi ‘Bağışıklama da, aşı üretimi de devletin elinden ve kamu görevi olmaktan çıkarıldı, sermayeye teslim edilerek tatlı karlar için yatırım aracına dönüştürüldü. Artık bebeklerin ve erişkinlerin bağışıklanmaları üzerinde kişisel, kurumsal ve sınıfsal çatışmalar, uluslararası sermayenin kanlı çıkar oyunları yer alıyor’. O dönemin aşı bilim kurulunda yer alan Gazanfer hoca herhalde hepatit B aşısının yenidoğanlara uygulanmasını önleyemediği için görevini bırakmış olmalı. Yenidoğanın immün sisteminin bu aşıya uygun cevap gelişdiremeyeceğini hâlâ anlayamayanlara yapılması gereken (!) hpv aşısı bile az gelir.

Mevzû-u bahis yazıdan iki paragrafı ne yalanlar söylendiğinin anlaşılabilmesi için yorumsuz aktarıyorum;

‘Uygulamanın temel yaklaşımı aşı ile sağlanan yararın abartılmasıydı. Tayvan’da HBV aşısı gereksinmesi olduğu ileri sürülürken yaş ve cins grupları arasında Hepatoselüler Karsinoma riski yüksek olanlar ön plana çıkarılıyor, CVI’nin elemanları tarafından abartılı ölüm riskleri öne sürülüyordu (Miller MA, Kane M, 2000; Miller A, McCann L, 2000). Hib aşısı için gereksinme yaratmak amacıyla Hindistan çocuklarının yılda 500 milyon doz aşıya gereksinmesi olduğu ileri sürülüyor, bu ülke çocuklarının doğal bağışıklığı oluştuğu yönündeki araştırmalar (Puliyel JM et al, 2002) ve Türkiye’den bu savı destekleyen bulgular (Tastan Y et al, 2000) yok sayılıyordu. Üstelik Hindistan’da Hib’in yaygın bir tehlike oluşturmadığı dört büyük araştırma hastanesinde ileriye yönelik sürdürülen bir araştırmada 3,441 menenjit, pnömoni ve sepsis olgusundan yalnızca 58’inde Hib üretilebilmesinden anlaşılıyordu (Beri RS, Ojha RK, 2002). HBV aşısının maliyet-3plm etkin olduğu kanıtlanmaya çalışılırken Hindistan’da yılda Hepatit B’ye bağlı 200,000 ölüm olduğu -aynı CVI elemanlarınca- öne sürülüyor (Miller MA, Kane M, 2000; Miller A, McCann L, 2000), Hindistan Tıbbi Araştırmalar Enstitüsü’nün bu ülkede yılda yalnızca 4,935 kişinin Hepatit B’ye bağlı Hepatoselüler Karsinoma’dan öldüğü hesapları (Dhir V, Mohandas KM, 1998) unutulmuş görünüyordu. Kapitalizm pazara insanların gereksinmesi olmayan ürünler sunuyor, konu sağlık olduğu için bu ürünleri uluslararası sağlık kuruluşlarına ve hükümetlere kabul ettirmekte güçlük çekmiyor, pazar giderek büyüyordu. Pahalı bulunan aşının fiyatının ucuzlayabilmesi için Hib aşısı dozunun 4’e çıkarılması bile önerilebiliyordu (Nossal G, 1998)’.

‘… tüm dünya çocuklarına Kızamık başta olmak üzere temel aşıların yapılması ile yılda 3 milyon çocuğun yaşamının kurtarılacağı savlanıyor (Brown P, 2003), oysa bu çocukların beslenme yetersizliği, uygun olmayan barınma koşulları, eğitimsizlik gibi nedenlerle ve pnömoni, ishal, kaza gibi sonuçlarla öleceği gözardı ediliyordu. Örneğin Kasongo, Zaire’de 1981’de Kızamık aşısı uygulanan ve uygulanmayan iki grup çocukta izleyen yıllarda ölüm hızlarında farklılık bulunmamıştı. Honduras’ta 1984-5 ORT kampanyasının hemen ardından Polio salgını gelişmişti (GLoyd S, Roy K, 2000)’.

Dr. Aksakoğlu’nu görevden alıp, sözde bilim kuruluna altı büyük ilaç firmasının temsilcisini kim, hangi özellikleri sebebi ile dahil etdi? Geçen sene bu isimler internet ortamında kendi kendilerini ifşa ediyorlardı, artık bundan neden vaz geçdiler? Sağlık Bakanlığı bunları kuruldan çıkarmak için neyi bekliyor? Her şeyi muhterem Cumhurbaşkanı’na şikayet etmek mi gerekiyor?

Bu kişiler hala ilaç firmalarının koltuğunda bu milletle alay eder gibi açıklamalar yapabilmekde ve Bakanlık nezdinde itibar görebilmekdedirler (43).

Bu konuyu fakirden daha önce daha geniş olarak ele alan muhterem Asena Devlet’in yazısını da okumak gerekir (44).

Biraz aklı eren, İngilizce bilen herkesin webde , ingilizce bilmeyenlerin de geçenlerde RT’nin diğer marifeti olan gıda terörü üzerine Soner Yalçın’ın yazdığı ‘Saklı Seçilmişler’ (Bu ismi meşhur gizli tarikat Skull and Bones’u (45) çağrıştırdığı için verilmiş olmalı!) kitabında bunları bulabileceğini de  hatırlatmalıyım.

Enfeksiyoncu arkadaşlar (hâlâ !) bana inanmıyor olabilirler, belki aşağıdaki kupürdeki bilgi gözlerinin açar;

Kupür 5. Günümüz teknolojisi ile üretilen aşılar ‘özellikle’ yenidoğan çocuklar, yaşlılar ve bağışıklık sistemi baskılanmış (mesela gebeler) insanlarda etkili OLAMIYOR!

Bu başlık altında son olarak şunu da ilave etmeliyim, gen işleme (gene-editing, CRISP-R, organizmaya istediğin geni ekleme, istediğin geni susturma) (46) teknolojisinin yaygın olarak kullanıma girdiği son yıllarda uluslararası sermayeye, RT’na ASLA güven olmayacağını, çocuklara onların üretdiği HİÇ BİR aşının yapılmamasının bile İSTİKBÂLİMİZ için çok daha güvenli olacağını buraya not olarak naçizâne düşüyorum.

Depopulation ‘nüfusun azaltılması’ konusu

Depopulation konusu, benim alanımın dışında ama, buradan yükselen pis kokuları konuyu immünogenetik ve tarihi açıdan ele alan yazıda hatırlatmam yerinde olacakdır.

Evvelâ baş aktörler ile ilgili bir kaç nokta; dünyada şu anda aşı konusunda, dolayısı ile immünoloji konusunda bir numara kabul edilen Emory Vaccine Center ABD’nin Georgia eyaletinde, Atlanta şehrinde bulunmakdadır. Ne tesadüf, meşhur ‘hastalıkları önleme dairesi-CDC’, Ahmet Rasim hocanın deyimi ile (47) komedi merkezi buraya sadece bir dakika mesafede (hiç gitmedim ama Google maps sağolsun).   Aşı merkezinin bu eyaletde olması bir anlam ifade etmez ama, Washington, Boston veya New York’da olması daha makul olan CDC’nin burada olması ilginç! Daha ilgincine gelince; 1976’da kitle aşılamasına geçildikden kısa bir süre sonra 1980’de kim tarafından ve neden yapıldığı bilinmeyen, aşı merkezine 2.5 saat mesafede ve aynı eyaletde yer alan taş ocağında tuhaf bir abide yapıldı (48). Bu abideyi en azından bendeniz için ilginç kılan şey ise üzerinde yer alan yazıların ilk cümlesinin ‘insanlığı tabiat ile uyumlu olacak şekilde beş yüz milyonun altında tutun’ emrinin (!) yer almasıdır. Ülkemizde pek iyi tanınmayan yayın kuruluşu CNN’in kurucusu Ted Turner’ın buna benzer cümlesi ve GAVI (Aşılar ve bağışıklama için küresel birlik)’yi kuran minicik yumuşak (!)’ın sahibi Bill Gates’in ‘Aşılar nüfusu kontrol etmenin en iyi aracıdır’ (49) sözleri çok uyumlu bir komplo teorisi teşkil ediyor galiba!… Bunlar komplo ise 2014’de Kenya’da DSÖ’nün tetanoz aşısında bulunan kısırlaştırıcı hcg’yi kim oraya koymuş acaba? (50).

Cevaplanması gereken sorular

Konu ile ilgili olarak daha önce de şu soruları sormuş ve tabii ki yetkililerden cevap alamamışdım;

  1. Neden 1990’lara kadar olduğu gibi, kendi aşımızı üretemiyoruz?

  2. Neden ülkemizde 1990’lara kadar pek görülmeyen alerjiler artık bu kadar sık görülüyor?

  3. Aşıların stratejik ürünler olduğunu, silah olarak kullanılabileceğini biliyor musunuz?

  4. Aşı bilim kurulu neden 1/3 oranında ticarî firma temsilcileri ihtiva ediyor?

  5. Her yıl 1.300.000 bebeğin doğduğu ülkemizde, her birine 46 doz aşının yapıldığı bir abonelik sistemi ne kadarlık bir ticarî pazar oluşturur, bunlar başka sağlık sorunlarına yol açarsa bu sektörün büyüklüğünü fehmedebilir misiniz?

Bu vatanın, bu milletin evladlarına iyilik adı altında yapılan uygulamalar şeffaf ve makul olmalıdır. O halde, muhatabı kim ise şu soruları da net olarak cevaplamalıdır;

  1. Aşı uygulamasının sorumluluğu kimdedir? Aşı bilim kurulunun mu, Sağlık Bakanlığı’nın mı?, her ikisinin mi?
  2. Tamamı yabancı ülkelerden alınan, tıbbî ve invasif (girişimsel) bir uygulama olan aşıların yan etkileri neden takib edilmemekdedir? Kimse ediliyor demesin, daha önce de yazdım, ülkemizde VAERS benzeri bir sistem yokdur. Yan etkiyi anlamak için göz ve zihin açıklığı gerekir. ABD’nde son on yılda kızamık aşısından 108 ölüm bildirildiğini (51), gerçek rakamın ve diğer yan etkilerin bundan kat kat fazla olduğu düşünüldüğünde bu takib sistemi kurulmadan bu uygulamayı yapanlar kendilerini vicdanen rahat hissedebiliyorlar mı?
  3. Ülkemizde aşıların sektirmeden yapılması için uygulanan performans sistemini kim akıl etmiş ve nasıl bu kadar sistematik çalışabiliyor? Performans için ödenen para ne kadardır ve nereden karşılanıyor? Bu uygulamadan zarar gören çocuklar olduğuna göre bu uygulamayı yaparak alınan para helal midir?
  4. Mevcut bilimi ve ürünlerini mutlak hakikat kabul edip, hür iradesi olan insanları, devlet mekanizmasını ele geçirmiş bir takım bürokratlarla, ‘çocuklarını elinden alırım’ gibi engizisyonu hatırlatan bir takım safsatalarla aşı yapdırmaya zorlamanın yukarda bahsetdiğim hukuk skandallarının sonuçlarının nereye varacağı hakkında bir fikriniz var mı?

Sizi bilmem ama, bu fakiri bu konuda yalnızca Yüce Yaratıcının sözleri bağlar;

‘…onlar yeryüzünde ortalığı fesada vermek, EKİNLERİ (gıda?) tahrip edip NESİLLERİ (depopulation?) bozmak için çalışır….’ Bakara-205.

En doğrusunu Allah (cc) bilir!….

 KAYNAKLAR

1. https://www.facebook.com/media/set/?set=a.644462025684284.1073741834.350017531795403&type=3

2. http://ahmetsimsirgil.com/fatih-sultan-mehmed-han-zehirlendi-mi/

3. Ramuzu’l-Ehadis, 478/5; Krş. A. Yardım, Türk’ün Şeref Madalyası: Fetih Hadisi, Kubbealtı Akademi Mec., Sayı 3 Temmuz 1979, Sayfa :64

4. http://www.who.int/mediacentre/factsheets/fs319/en/

5. https://www.sipri.org/research/armament-and-disarmament/arms-transfers-and-military-spending/military-expenditure

6. https://ourworldindata.org/child-mortality

7. http://www.thelancet.com/journals/lancet/article/PIIS0140-6736(10)60549-1/ppt

8. https://www.corbettreport.com/rockefeller-medicine-video/

9. http://www.who.int/immunization/research/forums_and_initiatives/1_ABatson_Global_Vaccine_Market_gvirf16.pdf

10. https://www.amazon.com/Rockefeller-Medicine-Men-Capitalism-America/dp/0520042697

11. http://www.medicine.news/2016-04-15-what-is-the-rockefeller-foundation-and-how-has-it-oppressed-natural-medicine-for-nearly-a-century.html

12. Cumhuriyet, 15.02.1965, sayfa 3.

13. http://www.milliyet.com.tr/1998/09/19/haber/hab02.html

14. http://www.radikal.com.tr/turkiye/aihm-33-yillik-intihal-tartismasina-noktayi-koydu-1191058/

15. https://www.rockefeller.edu/about/awards/

16. http://www.mnwelldir.org/docs/history/biographies/louis_pasteur.htm

17. https://en.wikipedia.org/wiki/Louis_Pasteur

18. Cabrera-Perez J et al. Experimental Biology and Medicine. 2017. 242: 127-139.

19. https://www.nature.com/news/2010/101124/pdf/468492a.pdf

20. https://www.the-scientist.com/?articles.view/articleNo/47125/title/Bacteria-and-Humans-Have-Been-Swapping-DNA-for-Millennia/

21. https://www.theguardian.com/science/2012/sep/05/genes-genome-junk-dna-encode

22. http://www.bbc.com/earth/story/20150619-there-is-alien-dna-inside-you

23. https://www.quora.com/Would-removing-useless-junk-DNA-change-humans-significantly

24. PMID: 20335054

25. https://en.wikipedia.org/wiki/Virus

26. https://academic.oup.com/cid/article/49/9/1405/301441

27. http://learninggnm.com/SBS/extdocs/Lanka_Bardens_Trial_E.pdf

28. https://www.cdc.gov/mmwr/preview/mmwrhtml/00056803.htm

29. https://childhealthsafety.wordpress.com/graphs/

30. https://archive.org/details/39002086344398.med.yale.edu

31. https://worldmercuryproject.org/news/diseases-with-unknown-etiology-trace-back-to-mass-vaccination-against-influenza-in-1976/

32. https://en.wikipedia.org/wiki/National_Childhood_Vaccine_Injury_Act

33. https://www.thelocal.it/20180116/italy-election-compulsory-vaccine-law

34. http://yournewswire.com/sweden-mandatory-vaccinations/

35. https://tr-tr.facebook.com/dralisanyildiran/posts/728566017348229

36. http://www.hutchnews.com/a1f84eca-2bf8-5839-b94b-d0a0d1c6e7f6.html

37. https://www.nytimes.com/1994/05/24/obituaries/james-a-shannon-89-is-dead-ex-director-of-health-institutes.html

38. http://ahmetrasimkucukusta.com/2017/06/24/yazilar/elestirel-yazilar/saglik-sistemi/avrupa-adalet-divani-asilar-bilimsel-delil-olmadan-da-suclanabilir/

39. https://en.wikipedia.org/wiki/Epidemic

40. http://yedikita.com.tr/ikinci-abdulhamid-han-hakkinda-7-itiraf/

41. http://www.oncevatan.com.tr/abdulhamit-ve-pastor-makale,32673.html

42. http://webb.deu.edu.tr/halksagligi/doc/yazilar/ga-uluslararasibagisiklamapazari.pdf

43. http://ahmetrasimkucukusta.com/2018/03/18/hakkimda/asi-sayesinde-turkiyede-her-yil-14-bin-296-cocuk-olumu-engelleniyor/

44. https://lilliputian.me/2014/01/mehtapin-asilarla-imtihani-bolum-2/

45. https://eksisozluk.com/skull-and-bones–214646

46. https://www.chemistryworld.com/opinion/should-we-allow-genetic-vaccination-with-crispr/2500116.article

47. http://ahmetrasimkucukusta.com/2013/09/29/yazilar/tip-yazilari/grip-tip-yazilari-yazilar/ccdc-hastalik-kontrol-ve-komedi-merkezi/

48. https://en.wikipedia.org/wiki/Georgia_Guidestones

49. http://www.healthfreedoms.org/bill-gates-vaccines-are-the-best-form-of-population-control/

50. https://www.lifesitenews.com/news/a-mass-sterilization-exercise-kenyan-doctors-find-anti-fertility-agent-in-u

51. https://www.globalresearch.ca/measles-vaccines-kill-more-people-than-measles-cdc-data-proves/5429736

Yazı için 7 yorum yapılmış:

  1. İbrahim dedi ki:

    Yerli ve milli aşı olmadan olmaz.

  2. Bekir Özdemir dedi ki:

    Bu bir sistem sorunudur. Kapitalist düzenin içindeyseniz ve onun nimetlerinden (!) faydalanıyorsanız faturasını da ödetirler. Öyle ben bu aşıyı istemem falan gibi bir şey olmaz, adama kendi aşısını da ürettirmezler.

  3. Alişan Yıldıran dedi ki:

    Muhterem okuyucular,
    Ahmet Rasim hoca hamiyetperverlik gösterip fakirin yazısını üç parça halinde yayınladı.
    Resimlerle ilgili sorunu far etmişsinizdir.
    Yazının tamamı ve resimlere, Cumhuriyet gazetesinin kupürlerine şu linkden erişebilirsiniz;
    https://asihakkinda.com/2018/04/01/immunogenetik-ve-tarihi-acidan-asi-illuzyonu-prof-dr-alisan-yildiran/

  4. Atilla Kurt dedi ki:

    Alişan Hocam, emeğinize sağlık, çok faydalı bir yazı lakin bunu okuması gerekenlerin okumayacağını, okusalar da burun kıvıracaklarını düşünüyorum, haksız mıyım.

  5. uzman doktor dedi ki:

    Aşılar için cır cır edenler, aşıların yan etkilerini takip eden bir sisteminiz neden yok.

  6. recep a dedi ki:

    güzel bir yazı olmuş

  7. Hayati Binler dedi ki:

    Alişan hocam sizi tebrik ederiz. Küçükusta hocamla birlikte sizlere katılıyoruz, minnettarız. Çok şükür az da olsa hakikatleri haykıran insanlarımız var. Maşaallah.

Siz de yorumunuzu paylaşın: