Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta

Sabah’ ta Haşmet Babaoğlu’ nun yazısı:

Aslında acı acı gülmek yakışır ama insanın içinden gelmiyor…
Tarihe bakın!
14 Şubat’la 16 Şubat arasında Münih’te Hotel Bayerischer Hof’da toplandılar.
Kimler mi?
Batının önde gelen liderleri, siyasi partilerin ve sivil toplum kuruluşlarının yöneticileri falan…
Nancy Pelosi ve Pompeo da oradaydı hatta…
Peki ne konuştular dersiniz?
Batı’nın artık yeryüzünün çekim ve güç merkezi olmaktan çıkışını konuştular.
“Westlessness/ Batısızlaşma” adını verdikleri süreç karşısında duydukları üzüntüyü anlattılar.

***

Tarihe bir daha bakın!
Geçtiğimiz ay…
14-16 Şubat…
Çin, salgınla boğuşuyordu o sırada.
Virüs, Avrupa’da kol gezmeye başlamıştı.
Ama konferansa gelen liderler birbirleriyle öpüşüp koklaşıyor, “hadi ayağa kaldıralım şu Avrupa’yı!” diye birbirlerinin sırtlarını sıvazlıyorlardı.
Nasıl bir aymazlık, nasıl bir kendini bilmezlik içinde olduklarını şimdi anlamışlardır.

***

Öyle ibretlik günler yaşıyoruz ki...
Tek tek kendimizi geçtim ama dünyayı en baştan tanıyoruz…
Söküklerini, yamalarını, onca şatafatın arkasındaki çamurları görmemek mümkün mü!
Münih Güvenlik Konferansı’nda “dünya bizsiz olamaz, olmamalı” diye atıp tutan liderlerin devletleri bir buçuk hafta sonra karaya vurdu.
Önce İtalya basit hijyen maskeleri istedi, Almanya “bana lazım, veremem” dedi ve sonrasını biliyorsunuz.
Yılbaşında “Avrupa ordusunu kuralım, ben nükleer gücümle destek vereceğim” diyen Macron, ortalarda yok!

***

“Üstün değerler“miş, “evrensel insan“mış…
Avrupa Birliği, Avrupa kültürüymüş…
Ara ki bulasın!
Şu anki tabloyu biliyorsunuz…
İtalya, Yunanistan’ın satın aldığı binlerce solunum cihazına el koydu.
Almanya’nın satın aldığı milyonlarca maske kayboldu.
Çekya ve Almanya, Çin’den İtalya’ya gönderilen sağlık malzemelerine el koydu.
İspanya günlerdir NATO’yu yardıma çağırıyor, “ben tükendim” diyor.
Liste uzayıp gider, yerim yetmez.

***

Avrupa’da Avrupacı kalmadı…
Esas perişanlık bu günler gelip geçince anlaşılacak.
Hiç şüpheniz olmasın, acı günlerde yalnızlık çekmenin siyasi sonuçları çok sert olacak.
Geriye bir tek bizdeki “Avrupacılar” kalacak.
Bizim eğitimli robotlarımız…
Otoparka kurulmuş sahra hastanesini öven sersemler yani…

Kaynak: https://www.sabah.com.tr/yazarlar/babaoglu/2020/03/27/avrupa

Siz de yorumunuzu paylaşın: