BU TUZAĞA DÜŞMEYELİM, N’ OLUR!..

Yazı Fontunu Büyült Yazı Fontunu Küçült Yazı Fontunu Sıfırla
kasa fişi

Haşmet Babaoğlu‘ nun yazısı:

Covid-19 bir virüs…
Yayılır, yıkar, hasta eder, öldürür.
Lakin bütün virüsler gibi bir an gelir, ya etkisini kaybeder ve geldiği gibi gider ya da bir çaresi bulunur.
Peki ya zihnimize enjekte edilen virüsler için de süreç böyle mi işler?
Maalesef, hayır!
Zihinsel tasavvurlarımızı etkileyen, bizi bölüp perişan eden fikir ve duygu virüsleriyle mücadele etmek çok daha zor.

***

Mesela yaklaşık 150-200 yıl önce aramızda yayılmaya başlayan o virüs…
Hani her sosyal problemi, her sıkıntıyı derhal “eziklenme”ye başlamak ve birbirimizi horlamak için bir fırsat olarak görmekten kendimizi alıkoyamama hastalığı…
Bir türlü etkisini kaybetmiyor.

***

Geçen gün sosyal medyada paylaşılan bir etiket çok rahatsız ediciydi…
Neymiş?
Vakalar hızla yeniden artmaya başlamış.
Bunun sebebi Sağlık Bakanı’mızın dediği gibi “aşırı iyimser tedbirsizliğimiz” değilmiş, doğrusunu zamanında Aziz Nesin söylemişmiş…
Yani “halkımızın yüzde 70’i geri zekalı“ymış!
Tabii bu etiketi paylaşanların yüzlerinde beliren üstenci ifadeyi kestirebiliyorum.
Herkesi aptal kendini akıllı sanan o ruhsal çürümenin sırıtkanlığını…
Ve Türkiye düşmanı odakların bu türden sosyal medya rüzgarlarından pek hoşlandıkları da açık.

***

Yapmayalım arkadaşlar!
Bizi buna iten içsel dürtülerimize set koyalım.
Makro gündem konusunda biraz daha sakin kalalım.
Bize manen diz çöktürmek için toplumsal tasavvurlarımızın içine zerk edilmiş bu virüsün yaşamasına izin vermeyelim.
Salgından kırılan ve şimdilerde deli gibi kendilerini her türlü tedbirden uzak halde sokaklara atan ülkelerde bu laflar edilmezken bizim birbirimize böyle yüklenmemizdeki tuhaflığı görmüyor musunuz?

***

Hele geçmişte sürekli “çomar“, “göbeğini kaşıyan adam” ve daha bir sürü hakaret yiyen kesimlerde şu sıralarda oluşan hallere inanmakta güçlük çekiyorum.
Seküler seçkinler yüklendiğinde dik durup “tamam kardeşim ben onurlu bir zenciyim!” diyenler şimdi maskesini burnundan aşağı indirmiş birini gördüğünde kibarca uyarmak yerine “seni çomar zenci!” diyecek hale gelecekse, yaşadıklarımızdan hiç ders almamışız demektir.
Eşimizi, dostumuzu, akrabalarımızı kurallara uymak ve tedbirli olmak konusunda uyarmaktan yorulmayalım.
Ama bir de salgın yüzünden kendi içimizde düşmanlaşma neyin nesidir?
Sakın!
Bu pis tuzağa düşmeyelim.

Kaynak: https://www.sabah.com.tr/yazarlar/babaoglu/2020/06/18/bu-tuzaga-dusmeyelim-nolur

Yazı için 2 yorum yapılmış:

  1. Alişan Yıldıran, Çocuk İmmünoloji-Allerji Mütehassısı dedi ki:

    COVID19 hastalığının mortalitesinin adi gripden farklı olmadığı, ağır hastalanan ve ölenlerin altda yatan primer ve/veya sekonder immün yetmezliği olduğu aşikar iken; yakın ve uzun süreli temasın olmadığı durumlarda, sıhhatli insanlara yetkili kişiler tarafından ‘maske takın demek’ ‘ben bu işi bilmiyorum’ demekdir.

    Asemptomatik kişiler virüs bulaşdırır demek de bir diğer saçmalıkdır. Asemptomatik kişilerde virüs bulunabilir, ama viral yük bakılmadan bunu söylemek bilimsel ve mantıklı değildir.

Siz de yorumunuzu paylaşın: