HABERİNİZ OLSUN
ETİBBA DİYOR Kİ
DERDİME BİR ÇARE
TABİBAN-I CİHAN İÇÜN
BENİM ŞARKILARIM
SOSYAL MEDYANIN TROL DOKTORLARI
Kalp ve damar cerrahisi uzmanı Op. Dr. Bülent Polat‘ ın tviti:
Sağlıkta şiddet sadece o barikatlarla tahkim edilmiş cam kapıları arkadan zorlayan vandallar tarafından yapılmıyor. Maalesef sosyal medyada da bazı hekimler bunun öncüsü durumundalar. Eleştiri ve uyarıyı gerektiriyorlar. 4 grupta görebiliyoruz:
1–Abartılı, terörize edici ama gerçek olmayan mesajlar verenler. Örn: “Akciğerlerinden oluk oluk kanayarak öldü çocuk, hepiniz katilsiniz.” COVID olup yoğun bakıma geleceklere doktorun mesajı: “Şu elimde gördüğünüz boruyu boğazınızdan sonuna kadar sokacağız.”
2–Yanlış bilgilerle dezenformasyon yapanlar. Örn: “Sağlık bakanlığının verdiği ilaçlar insanları öldürüyor, sakın kullanmayın.” Ya da gerçek olmayan videoları, fotoğrafları yayarak bir dehşet ve panik havası yaratma gayretleri.
3–Tehdit edenler. Farklı görüş veya inançları olanları, sanki kendileri bir cezalandırma kurumlarıymış gibi, tedavilerini reddetme, kaderlerine terk etme gibi sözlerle tehdit edenler. “Sakın elimize düşmeyin” “Arkamı döner onları kaderlerine terk ederim” “Bakmama hakkımız olmalı
4–Küfür ve hakaret edenler. Her meslek grubu farklı fikirler ileri süren insanlardan oluşabilir. Görüş farklılıkları için en ağır eleştiriler de yapılabilir. Ancak hakaretler ve ağıza alınamayacak küfürler asla kabul edilemez, o vandallardan hiçbir farkı kalmaz.
Kaynak: https://twitter.com/drbulentpolat/status/1329878992950845443?s=20
Çok yerinde tesbitler lakin eksik kalmış.
Hekim olmak için evvela insan olmak lazım-ı mutlakdır.
İnsan olmak içinse ahlak, seciye ve vicdan lazım-ı mutlakdır.
Bu da bir kadir-i mutlak’ın mevcudiyetini bilmek ile mümkün ve muhtemeldir.
‘Sakın elimize düşmeyin’ deme hakkı nereden çıkdı?
Hiç mi tıp tarihi okumadınız?