Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta

ARGÜMANLARI TEMELSİZ

MALTEPE’deki mitinge katılanlar neşeyle Türk bayrakları sallıyor, o sırada sahnedekilerden biri ‘Akın akın geliyorlar’ anonsları yapıyor; dönüp bakıyor, ‘Hani’ diyorsunuz içinizden. İnanmıyorsanız buyurun izleyin YouTube’a yükledikleri videoları. Toplasınız 3 hadi taş çatlasın 4 bin kişiler. Prof. Dr. Sarp Üner “Tamamen dışarıdan toplanıp, buraya getirilmiş bir grup. Bazı pankartlar ile o pankartları taşıyanların inandıkları arasında fark olduğu çok belli. Birileri önceden pankartları yazıp, ellerine tutuşturmuş sanki” diyerek bana katılıyor. Çoğunluğu muhafazakârlar oluşturuyor gibi gözükse de aslında heterojen bir grup. Kendini Atatürkçü olarak tanımlayanlara kadar geniş bir yelpazedeler.

AKİT yazarı Abdurrahman Dilipak da konuşmacı. Komplo teorilerine dayandırıyor konuşmasını. mRNA aşısı için, ‘Aşı değil, gen terapisi. Ne idüğü belirsiz sıvı’ diyor, güvenli dünya çağrısı yapıyor. Konuşma bitince biri ‘Arkaya ses gelmiyor’ diye sesleniyor. Sunucu ‘Londra-ABD devreye girdi, engellediler’ diyerek topu yine ‘küreselcilere’ atıyor. Mitinge gelenlerin iddiaları benzer; alüminyum (Grafen Oksit) çip, 5g, Bill Gates, küresel çeteler, İllüminati gibi. ‘Büyük oyunu biz çözdük’ kafasındalar. Bunu aşı karşıtı bu insanları küçümsediğim için söylemiyorum çünkü iddialarının gerçek olmadığını biliyorum. Prof. Dr. Sarp Üner de “Söylediklerinin temeli yok. Sloganlarının altı boş! İddiaların hepsi çürütüldü ama ısrarla aynı söylemlerdeler. Amaç kafa karışıklığı yaratmak. Benim anladığım aşı karşıtlığından nemalanan bir grup var. Hem siyasal hem finansal anlamda. Siz ne derseniz deyin çıkarları uğruna aynı yalanı söylemeye devam edecekler. Küresel komplodan bahsediyorlar ama kendileri komplonun parçası. Aşı karşıtlarının argümanlarını aslında 12 kişinin uydurduğu ispatlandı” diyor.

KİM BU 12

Yeri gelmişken not düşeyim; yanıltıcı bilgilerle mücadele eden Dijital Nefretle Mücadele Merkezi ve Aşı Karşıtlığını İzleme Kurumu 1 Şubat-16 Mart 2021 tarihleri ​​arasında sosyal medyada tespit edilen 812 binden fazla gönderiyi analiz etti. Bulgulara göre Facebook ve Twitter’da paylaşılan tüm yanlış ve yanıltıcı bilgilerin yüzde 70’i 12 kişinin elinden çıkma. ‘Dezenformasyon düzinesi’ denilen ve aşı karşıtlığı üzerinden servet elde eden grubun içinde bitkisel hap satmaya çalışan doktorlar ile suikaste kurban giden ABD Başkanı John F. Kennedy’nin yeğeni Robert F. Kennedy de var.

Miting alanı girişinde lokum dağıtan Zahime Doğan, ‘Ortada aşı falan yok. Bunlar hep oyun’, Mustafa Zeytin de ‘Bill Gates’in oyunu. 3 ayda aşı yapıp insanlara vurmaya başladılar. Bizi robot yapacaklar’ diyor. Ne kadar doğru? Şu an dünyanın herhangi bir yerinde bu teoriyi destekleyen herhangi bilimsel bir çalışma yok. Stanford Health Policy araştırmacısı Dr. Christian Rose “Böyle bir şey mümkün değil. En küçük bilgisayar yarım milimetreye 1 milimetre büyüklüğünde. Aşıya konulsa bile vücuda enjekte etmek için fazla büyük. Aşı ile vücuda verilen madde 0,4 milimetre büyüklüğünde olabilir” diyor. Peki, aşının içerisinde Alüminyum, Grafen Oksit var mı? Prof. Dr. Sarp Üner, “Bu da yalan. Olmadığı sadece bir değil, onlarca farklı araştırma tarafından ispatlandı. Doğru olmadığını bile bile aynı yalana devam ediyorlar. Amaçları insanları uyarmak, çocukları korumak değil! Aşıların etkinliği ise gün gibi ortada. Aşılıların hasta olsalar da ölmediği, yoğun bakıma yatışın olmadığı bir gerçek. 100 aşısızdan 2-3’ünü ise kaybediyoruz. Aşı karşıtları bu söylemleriyle o sevmedikleri küresel sermayenin ekmeğine yağ sürüyor. Zira aşılama yetersiz kaldıkça virüs daha çok mutasyona uğruyor. Toplumsal bağışıklığı sağlayacak düzeyde aşı yapabilsek salgın kontrol altına alınacak ve yeni varyant olmayacak” diyor.

‘AŞI yapan hekimler yargılanacaklar’ diyen, bu sözleri nedeniyle İstanbul Tabip Odası’nın hakkında suç duyurusunda bulunarak, soruşturma başlattığı Dr. Bilgehan Bilge de mitingde. Bir hekimin aşı karşıtı olmasını gerçekten anlayamıyorum. Prof. Dr. Üner de ‘Sayıları öyle fazla değil, merak etme’ diyor, şöyle anlatıyor: “Sağlık çalışanları olarak bir milyon 100 bin kişiyiz. İlla aramızdan çürük elmalar çıkacaktır. Ancak meslek örgütlerinin yapabilecekleri belli. Duruma bakanlık el atmalı. Toplumla temasları olduğu için haklarında araştırma yapılmalı, temizlenmeli. İstemiyorlarsa aşı olmasınlar ama onlardan etkilenip aşı olmayanların vebali kime? 34 yaşında, hamile ebe arkadaşımız koronadan öldü. İnsan hayatı ile oynuyorlar. Gecesini gündüzünü mücadeleye adayan hekimleri hedef gösterip, yuhalatıyorlar. Bu nasıl bir akıl tutulmasıdır! Bunun hukukta bir karşılığı olmalı.”

KARARLI OLUN

“MİTİNGE nasıl izin çıktı? Onu da anlamadım. Toplum sağlığı ön plandayken kişilerin hak ve hürriyetleri ikinci plana itilebilir. Kalabalık yerlere girerken PCR yapılması zorunluluğu koyuyorsun ama mitingde yapmıyorsun. Önlemlerinin uygulanmasındaki tutarsız yaklaşımlar acilen ortadan kaldırılmalı. Salgın yönetiminde kararlı olunmalı.”

Kaynak: https://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/fulya-soybas/bir-garip-miting-41893379