SAĞLIKTA REKLÂM YASAĞINA BYPASS

Yazı Fontunu Büyült Yazı Fontunu Küçült Yazı Fontunu Sıfırla
gizli reklam

Son günlerde, bazıları çok tanınan bazılarının adı az duyulmuş kişiler kalp şeklinde “kırmızı yastıklarla” televizyonlarda, gazetelerde boy gösterip duruyorlar.

Yastıkların üzerinde de bir takım –kusura bakmasınlar ama çoğu çok sıradan, çok zorlama ve bazıları saçma sapan- sloganlar yer alıyor.

İşte rastgele birkaç misal:

SEDA SAYAN: KALBİME dikkat ediyorum, çünkü içinde “Oğulcan” var!…

MÜJDE AR & MEHTAP AR: Aysel’i düşün, KALBİNİ koru!…

METİN UCA: KALP-azanda bile KALP var! Gerisini siz düşünün!…

MURAT DALKILIÇ: KALBİN zamanı “müzik”le akar!…

OYLUM TALU: KALBİNİZİ koruyun, melek olmayın!…

DEMET AKALIN: Kalbim kalbim, canım kalbim!…

EMRE ERTÜRK-EMRE NY: KALBİNLE sev!…

GAMZE&DUYGU ÖZÇELİK: Aşk önce KALPTE başlar!…

TARIK CERAN: Hayatın ritmine es verip, KALBİNİZİN ritmine kulak verin!…

ÖMÜR GEDİK: Tüm canlılarla KALPLERİMİZ bir!…

METİN AROLAT: KALBİNE sarıl!…

ESRA TÜZÜN : Köpekler KALBİMİZİN bekçisidir!.. 

ENGİN ALTAN DÜZYATAN : KALBİNİZE giden yolları kapatmayın!…

Haberleri dinleyince, okuyunca tüm bunların bir derneğin ani kalp ölümlerindeki artışa karşı “farkındalık yaratmak” amacıyla yaptığı bir “sosyal sorumluluk” tasarısı olduğunu öğreniyoruz.

Sizler ne anladınız bilemiyorum ama bu “kırmızı yastıkların”, bu “mânalı sloganların”  sadece vatandaşa ne faydası olacağını, nasıl olup da ani kalp ölümlerini azaltacağını ben bir türlü kavrayamadım.

Gizli reklâm olabilir mi?

Proje “iyi niyetle” yapılmış olabilir ama sponsor olan özel hastanenin adının televizyonlarda ve gazetelerde sık sık geçmesi bende “gizli reklâm” şüphesi doğurdu.

Milyonlarca liraya yapılabilecek bir tanıtım faaliyetinin çok ucuza gerçekleştirilmiş olması bir tarafa hastane reklâmı yapmanın yasak olduğu ülkemizde sanki özel hastane için “farkındalık” yaratılıyor gibi bir durum ortaya çıkıyor.

Bundan 6 ay kadar önce gazetelerde Sağlık Bakanlığı’ nın özel hastanelere getirdiği reklâm yasağının bu kuruluşları mağdur ettiği; televizyon, gazete ve billboardlara reklâm veremeyen hastanelerin, hasta kaybı yaşamaya başladıkları haberleri yer almıştı.

O haberlerden şu cümle çok çarpıcı:

“Özel hastane yöneticileri, yönetmelik şartlarının çok ağır olduğuna dikkat çekerek, hastanelerinde çalışan hekimlerin, hastanenin adını kullanarak televizyon programlarına katılma ve gazeteye demeç vermesinin bile yasaklandığını, kuralların çiğnenmesi halinde hastanelerine kapatma cezası dahi verileceğini ifade etti.”

Gelelim neticeye

Bu tür sosyal sorumluluk ve farkındalık projeleri için izin almak gerekiyor mu, bunları denetleyen bir mekanizma var mı, her önüne gelen başka amaçlara da hizmet edebilecek tasarılarla ortaya dökülebiliyor mu, bilemiyorum.

Özel hastaneler veya benzeri kuruluşlar gerçekten sosyal sorumluluk iddiasında iseler projelere adlarını saklayarak katkıda bulunmalılar.

Şarkıcılarla, türkücülerle, artistlerle yapılan kampanyaların altında gizli niyetlerin olup olmadığı, bunların kimlerin işine yaradığı iyi düşünülmeli.

Bypassın sadece tıkalı damarlar için değil, reklâm yasağına karşı da çare olması mümkün; ne dersiniz?

KAYNAK:

http://www.medimagazin.com.tr/medimagazin/tr-ozel-hastanelerin-tanitim-ilanlarinda-ilk-tek-ustun-teknoloji-gibi-ifadeler-kullanilamayacak-676-563-10846.html

http://www.saglikaktuel.com/haber/ozel-hastanelere-reklam-darbesi,-adi-dahi-soylenemiyor-23129.htm

Yazı için 1 yorum yapılmış:

  1. tuna erinçler dedi ki:

    Özel hastanelerin reklamları aynen medyadaki sağlık köşeleri veya sağlık öğütleri proramları gibi gerçek hastaların işini zorlaştırıyor çünkü gaza gelen psikoneurotikler bu gibi sağlık kuruluşlarına üşüşünce gerçekten hasta olanlar daha uzun kuyruklarda sıra bekliyorlar. Bu nedenle bu tür reklamların tümüyle yasaklanması gerekir. Hasta olan nasıl olsa hastaneye gider.

Siz de yorumunuzu paylaşın: