Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta

Süleyman Hür‘ ün yazısı:

Şu anki yaşadığımız zaman diliminde şöyle bir baktığımızda hasta olan insanların çoğunluğunun yaşı orta yaşlarda. Nerde bir yaşlı ihtiyar görsek sadece eklem yerleri ile kas ağrıları vardır. Hemen arkasından yapıştırırız kelimeyi eski topraksın sen diye. Eski toprak olmanın avantajını dezavantajını biliyormuyuz.

Eski nesillerde yaşayan insanlarımız ecdatlarımız asla gereksiz yere ilaç kullanmazlarmış zaten doktora gitme falan nerde çok zor bir ihtimal. Durum böyle olunca akla ilk gelen şey sağlıklı beslenme mi hayır doğal beslenme otomatikman doğal beslenme beslenme programında var ise zaten sağlıklı beslenmiş olursunuz.

Durum hal böyle olunca da ister istemez eski toprak daha dinç daha diri ve daha sağlıklı bir birey olmaktadır. Bizler ise hemen bir yerlerimiz ağrıdığında hemen ilaça saldırıyoruz. Ağrıyan yerimize krem sürüyoruz iyileşsin diye peki farkında mıyız acaba kendimizi bilinçsiz vaziyette zehirlendiğimize.

Gereksiz yere kullanılan haplar kremler bu dünyadan uzaklaşmak için birer zehirdir. Durumunuzu bilmeden kullanılan antibiyotik ilaçları ise daha da sağlıksız.

Aklıma Profesör Dr. Ahmet Rasim Küçükusta’nın sözleri geldi. Ne kadar da haklı olarak söylemişti. Mr’ların yüzde 90’ı gereksiz yere çekiliyor. Kanser taramalarının çoğu kandırmaca. İlaçların çoğu boşa veriliyor. Yüzde 37’si çöpe gidiyor. Antibiyotik yazan değil yazmayan doktor makbuldür. Ama bizde tam tersi geçerli maalesef.

Her yıl gereksiz yere binlerce biyopsi yapılıyor röntgen çekiliyor. Kuruyemiş yer gibi anjiyo yapılıyor stent takılıyor. Bunlar da vücuda zarar veriyor. İnsanlarımız kendiliğinden geçecek hastalıklar için kesinlikle hastanelere hemen gitmemelidir. Tahliller tetkikler vücuda radyoaktif ışın veriyor. Gereksiz ilacın faydası yok aksine daha çok ama çok zararı var. Gerçek olan şu ki ya gerçekten hastasın ya da hasta değilsin.

Hayat tarzınızı değiştirmek için ilaçtan çok daha doğal beslenmeye özen gösterip hareket etmeliyiz. Ayrıca bitkisel ilaçlarında birer zarar olduğunu unutmamalıyız. Faydası çok düşüncesi doğru değil. Unutmayalım ki haşhaş tütün zehirli mantar da birer bitki. Her gün bu daha da iyi diye pazarlanan o şampuanların zehirleriyle saçları yıkıyoruz.

Evlerimizi arap sabunu gibi doğal yağlarla üretilmiş bir sabun yerine temiz olsun diye çamaşır suyuyla silip temizliyoruz. Oluşan su buharlaştıkça soluyoruz ve akciğerler tekliyor. En önemlisi ise sonumuz olan toprağa dokunmuyor ve stresten gülümsemeyi unuttuğumuzda bir gerçek.

Herşeyi geçtik lakin bizden sonraki nesil için bari çaba göstermek gerekir milliyetçi davranmak gerekir. Kısacası haplar toplar ilaçlar hepsi boş hasıl olan doğal beslenme düzgün beslenme ve doğru yaşamdan geçmektedir. 

Hoşça ve sağlıcakla kalınız…

Kaynak: https://www.polatliayrinti.com/suleyman-hur/haplar-kremler/haber-48771

Siz de yorumunuzu paylaşın: