KOLESTEROL TEORİSİ ÇÖKTÜ

Yazı Fontunu Büyült Yazı Fontunu Küçült Yazı Fontunu Sıfırla
TIBBİ HATA

Kalp-damar hastalıklarının statinler adıyla bilinen ve karaciğerde kolesterol yapımını azaltan ilaçlarla önlenebileceğine ben bile artık iyice inanmışken, Amerikan Kardiyoloji Kolejinin Chicago’ daki senelik toplantısında sunulan bir araştırmanın kafamı yeniden nasıl karıştırdığını “Kolesterol ilaçlarını boşuna yutturmuşlar” başlıklı yazımda anlatmıştım.

Bu araştırma, kanda LDL-kolesterol yüksekliğinin “kolesterolün kandan temizlenmesindeki bir bozukluktan” kaynaklandığını ortaya koyuyor.

Karaciğerde üretilen ve kısaca PCKS9 adıyla bilinen bu enzim, karaciğer hücrelerinin yüzeylerindeki LDL-kolesterol reseptörlerini parçalayarak kolesterolün yükselmesine yol açıyor. Çünkü kötü kolesterolün kandan temizlenebilmesi için bunların LDL-reseptörlerine bağlanarak hücre içine girmeleri gerekiyor.

Kod adı REGN 727 olan yeni ilacın PCSK9 enzimini bloke ederek LDL-reseptörlerinin sağlam kalmalarını sağladığını ve böylece de LDL-kolesterol seviyelerini yüzde 65’ e varan oranlarda düşürdüğünü yazmıştım.

Chicago’ da devam etmekte olan kongrede bugün sunulan bir bildiri ile Amgen Inc firması da yeni kolesterol ilacı ile ilgili faz Ib çalışma sonuçlarını yayınladı.

Yeni araştırmanın sonuçları

Düşük dozda veya orta derecede yüksek dozda statin alan 51 hasta üzerinde yapılan bu araştırmada kod adı AMG 145 olan ilaç ayda bir zerk edildiğinde LDL-kolesterolün 8 hafta sonra üçte ikiye varan oranda azaldığı görüldü.

Dört hafta arayla iki doz verildiğinde sekizinci haftada ilacın etkisinde çok hafif bir düşme olduğu ama yüzde 66’ lık azalmanın hâlâ devam ettiği belirlendi.

AMG 145, düşük veya orta derecede yüksek dozda statin alan hastalara 2 hafta arayla uygulandığında ise LDL-kolesteroldeki azalmanın 6 hafta sonra yüzde 75’i bulduğu görüldü.

Yüksek dozlarda statin kullananlarda ise LDL’ deki azalmanın yüzde 63’ de kaldığı belirlendi.

Hiçbir hastada önemli bir aksi tesir tespit edilmedi.

Amgen firmasının sözcülerinden C. Dias “Amerika’ da yüksek risk grubunda bulunan hastaların yüzde 60’ ında hedeflenen kolesterol seviyelerine erişilmiyor. Bu ilaç sayesinde, milyonlarca kalp hastasının kolesterolleri tam olarak kontrol altına alınabilecek. Faz II çalışmalarımız da çok iyi devam ediyor” diyor.

Cleveland Kliniğinin kardiyoloji bölüm başkanı S. Nissen de “Anti-PCSK9 ilaçlar ruhsat alırsa kolesterolü yüksek olan her hastada istenilen hedefe ulaşmanın mümkün olacağını” söylüyor ve ekliyor:

“Bu ilaçların uzun vadede emniyetlerinin ve kalp krizi ve felçleri ne oranda önlediklerinin belirlenebilmesi için daha büyük çalışmaların yapılması lâzım ama FDA bu maliyeti yüksek araştırmaların sonuçlarını beklemeden de karar alabilir. Çünkü statinler için onay verirken kolesterol seviyelerini düşürmesini yeterli bulmuştu”.

Nissen’ i tanımam etmem ama FDA’ ya verdiği tekmilden belli ki hayli uyanık bir kardiyolog!

Kasap mal derdinde

Amerika’ nın çeşitli üniversitelerinden birçok uzman anti-PCSK9 ilaçlara öyle methiyeler düzüyor ki hislenmemek mümkün değil fakat bunları tek tek sıralayıp sizi meşgul edecek değilim. Söyledikleri aynı şey: Bu ilaçların onay alması kardiyolojide yeni bir dönemin başlangıcı olacak.

Amerikalı kardiyologları çok iyi anlıyorum. Yeni ilacın yeni “avanta kapısı” olduğunu çok iyi biliyorlar. Ne diyelim, helâli hoş olsun onlara.

İşin püf noktası şu: Endüstri analistleri, onay almaları hâlinde bu ilaçların yıllık satış rakamlarının 20 milyar doları bulacağını tahmin ediyorlarmış.

Anti-PCSK9 ilaçlara şimdiden hoş geldiniz diyorum.

Bu ilaçların ruhsat alabilmesi için daha bir fırın ekmek yemeleri lâzım diye yazmıştım ama görünen o ki bu iş o kadar da zor olmayacak.

Gelelim neticeye

Neticeye gelemiyorum çünkü kafamı kurcalayan birkaç soru var:

BİR: Bizi senelerce kalp-damar hastalıklarının sebebi karaciğerde fazla kolesterol yapımıdır ve çaresi de kolesterol sentezini statinlerle azaltmaktır diyen statin-lobisi bu işe ne diyor?

İKİ: Statin lobisinin, PCSK9-enziminden, bunun fazla üretiminden, bu enzimi bloke eden ilaç çalışmalarından haberi var mıydı yok muydu?

ÜÇ: Anti-PCSK9 ilaçlarla ilgili çalışmaların statinlerin patent sürelerinin dolmasından hemen sonra arka arkaya yayınlanmaya başlaması tesadüf müdür?

DÖRT: FDA’ nın statinlerin etiketlerine şeker hastalığı, bunama ve kas hasarı yapabilir uyarıları konmasını daha bir iki hafta evvel istemiş olmasının arkasında başka sebepler yatabilir mi?

BEŞ: FDA, hâlen piyasada satılan biri statin sınıfından diğeri bağırsaklardan kolesterol emilmesini azaltan iki ilacın kombine formuna neden onay vermemiş olabilir?

ALTI: 50 hasta üzerinde yapılan deneyleri yeterli buluyor olmalı ki, FDA’ ya daha geniş kapsamlı çalışmaların sonuçlarını beklemeden bu ilaçlara onay vermesi için gaz veren Nissen’ in endüstriyle ne gibi ilişkileri var?

YEDİ: Kolesterol yüksekliğinin sebebi yapım fazlalığı değil de LDL-reseptörlerinin PCKS9 enzimi tarafından parçalanması ise insanlara kolesterol sentezini azaltan ilaçları yani statinleri vermek çok büyük bir tıbbi hata değil midir?

İlgili zevatın cevaplarını merakla bekliyorum.

KAYNAK

http://www.reuters.com/article/2012/03/25/us-amgen-cholesterol-idUSBRE82O0CR20120325

Yazı için 5 yorum yapılmış:

  1. Mevlüt Durmuş dedi ki:

    Değerli Ahmet hocam;
    Kendisini çok bilgili sanan bir çok statinsever uzmanın PCSK9’dan haberi olduğunu düşünmüyorum. Bu konuyu gündeme getirmek cesaretine sahip sayılı kişilerden birisiniz, tekrar teşekkürlerimi sunuyorum. Her nekadar biz söylediğimizde anlamıyor numarası yapıyor olsalar da, yabancı yayınlar söylediğinde bir çok kişi bu konuyu anladığını söyleyecek olsa da bu gecikmiş bir kabul olacaktır. Oysa bilmedikleri bir konu değildi bu… Sizin de ifade ettiğiniz gibi defalarca PCSK9 ve diğer reseptörlerdeki bozulmaların kanda birikime neden olacağını, böyle bir durumda kolesterol yüksekliğinin mutlak değil göreceli bir yükseklik olduğunu anlatmaya çalışmıştık. Komik olan şu: Kendini bilimci sanan bazı insanlar ‘genetik kolesterol yüksekliğini’ insanlara, genlerin fazla kolesterol üretmesi, karaciğerin fazla kolesterol yapması olarak anlatıyordu, hala öyle olduğunu düşünenler var. Ve aramızda kalsın ben bu insanlara kendimce gülmeye devam ediyorum…

    Selam ve sevgilerimle
    Mevlüt Durmuş

  2. tuna erinçler dedi ki:

    Karaciğerdeki fonksiyon bozukluğunun sebebi nedir? Neden Eskimolarda (sadece hayvansal besinlerle beslendikleri halde) damar sertliği olmuyordu da onların bugün şehirlerde yaşayan torunlarında oluyor? Kolesterol ilaçlarının reklamını yapanlar buna ne der?

  3. Metin Uğurlu dedi ki:

    Türkiye’deki ‘kolesterol tartışmaları’ sırasında sizlerden kopya almışlar sanıyorum. Türkiyedeki tartışmaları da izlemişlerdir mutlaka. Özellikle biyolog Mevlüt Durmuş’un ‘Kolesterol ve Akıl Oyunları’ kitabından ve blogsitesinden (www.kolesterolmasallar.blogspot.com) oldukça fazla alıntı ve aşırma var gibi geldi. Çünkü ‘kolesterol yüksekliğinin hücresel üretime dayanmayan göreceli bir yükseklik olduğunu’ ilk söyleyen sanıyorum biyolog Mevlüt Durmuş… Kendisini tebrik ediyorum.

  4. ahmet dedi ki:

    bune yaa.olumlu hiç bir şey yok bu sitede.bütün her şey yalan mı şimdi.bende hastayım lipoprotein(a) degeri yüksek.bunu düşürmek için ne yapmalıyım şimdi.diyetle olacak iş degilmiş.ilaç kullanmayım mı?

  5. KENAN TEKTAŞ dedi ki:

    Sistem hasta lehine değişmedikçe, doktorlarda yeminine sadık kalmadıkları müddetçe, bu sahte tedavilerin sonu gelmez. Tüm sağlık çalışanlarına sesleniyorum (Dr-hamşire-özel hastane-eczacı-ilaç şirketleri vs.)lütfen vicdanınızın sesini dinleyin. Bi gün sizide tokatlayabilirler.

Siz de yorumunuzu paylaşın: