AŞIKOLİK

Yazı Fontunu Büyült Yazı Fontunu Küçült Yazı Fontunu Sıfırla
kasa fişi

Dikkat: Yazının sonunda ek var!

***

Melih Altınok‘ un yazısı:

Kategorik aşı karşıtları için söylenmeyen kalmadı.
Hatta yalnızca onlar için değil…
Aşıyla ilgili şüpheni dile getiriyorsan, mRNA teknolojisinin mucidi Harvardlı bir profesör bile olsan Uludağ İlahiyat mezunu Ahmet Hakan tarafından bilim düşmanı, yobaz, lümpen ilan edilebilirsin.
Ya da güven vermeyen resmi istatistiklerden huylanıyorsan…
Sonuçları ve yan etkileri hâlâ sağlıklı bir aşı takip sistemiyle kayıt altına alınmayan sıvılar için “görüp beklemek istiyorum” diyorsan…
Düz dünyacılarla ya da envai çeşit uçukla birlikte “aşı karşıtı” diye bir potaya atılıp linç edilmeye davetiye çıkartmış oluyorsun.
Bir de konuşulmayanlar var…

Aşı müptelaları.

Geçenlerde biri Brezilya’da 6’ncı dozunu olurken yakalanmış!
Bizim buralarda da sayıları hiç az değil…
Aşıların bulaşmayı engellemediğini üretici firmalar da söylediği halde Ben oldum siz de olacaksınız diye kafa ütülüyor, hakaretler savuruyor, tehdit ediyorlar…
Fatih Altaylı gibi, “Ben enayi miyim, siz de enayi olacaksınız, adam olacaksınız” türünden samimi faşizan hüzünlerini dillendirenler hadi neyse de…
Pandemide yüzlerindeki “muhalif” maskesini vestiyere asıp, “Devletin biyoiktidarının kestiği parmak acımaz” diye söylenmeye başlayan bağımlı devrimcilerin hali gerçekten içler acısı.
Tek savunmaları ise, “aşı olan koronayı daha hafif atlatıyor” iddiası…
Dolayısıyla, aşı olmayıp hastanelerdeki yükü arttırmaya kimsenin hakkı yokmuş.
Aralarında “kul hakkına girer” diyen bile var.
Belli ki birinci ve ikinci dozu olup üçüncüyü olmayanın da resmi olarak “aşısız” kayıtlara geçtiğinden bihaberler.
Sinovac üstüne bir doz da BioNTech’ten sonra yoğun bakımlık olanların hikayelerini duymamışlar…
Zira “zihinsel konforlarını” bozacak diye bilmekten, duymaktan korktuklarını düşünmek istemiyorum.
Çünkü korku en güçlü bağımlılıktır
İlerledikçe kimini külliyen aşı karşıtı yapar kimini de aşı müptelası.

***

ŞİMDİ DE PCR KARŞITI MI OLDUNUZ?
Mucidi, çok değerli bir yöntem olan PCR’ın ne yazık ki pandemilerde çalışmadığını söylüyormuş.
Boş verin, delidir deli… Baksanıza Nobel almış, fazla zekadan, normaldir
Turisten PCR istenmiyormuş.
Misafirperver milletiz, idare edin.

İyi de aşılı da virüsü bulaştırıyor, onu ne yapacağız Sayın Bilim Kurulumuz?
Hangi mantıkla bu uygulamayı Sağlık Bakanlığı’na tavsiye ettiniz?
Madem tehlike bu kadar büyük… Ya aşılı diye PCR istenmeyen yolcu hastaysa? Uçağa temiz PCR testini ibraz ederek binmiş sağlıklı aşısızı feda etmiş olmuyor musunuz?
İnanın, bundan sonra göstereceğiniz istatistiklerde “hep aşısızlar pozitif çıkıyor” falan derseniz kimseyi inandırmazsınız.

Kaynak: https://www.sabah.com.tr/yazarlar/melihaltinok/2021/09/06/asikolik

***

EK 1 (8.9.2021): MEHMET CEYHAN NEREYE KOŞUYOR?
Pandemi döneminde ekranların aranan korku figürlerinden Prof. Dr. Mehmet Ceyhan eskiden ayda bir fikir değiştirirdi.
Bugünlerde ise sabah söylediğini akşam inkâr ediyor. Son olarak aşılılardan da PCR testi istenmesi gerektiğini söyleyerek aşı müptelası hayranlarını üzdü. Hocayı Abdurrahman Dilipak‘la kol kola 11 Eylül’de yapılacağı ilan edilen aşı karşıtı mitingde görürseniz şaşırmayın. Kaynak: https://www.sabah.com.tr/yazarlar/melihaltinok/2021/09/08/ne-varmis-barzaniyle-gorusmekte

***

Yazı için 1 yorum yapılmış:

  1. Alişan Yıldıran, Çocuk İmmünoloji-Allerji Mütehassısı dedi ki:

    Vaziyeti gayet sarahatle anlatan bu yazıdan sonra siyasi otoriteye söylenebilecek son bir söz kaldı.

    Merhum ve mazlum Sultan Abdülhâmîd-i sânî’nin meşhur darb-ı meselini yine merhum Hasan Karakaya şöyle anlatırdı;

    Cennetmekân, “çok önemli bir karar” vereceği zaman, hemen “vezir”ini çağırır, “Git, Rus Elçisi’ne sor” dermiş: “Sor bakalım, bu olay konusunda ne diyor?”

    Vezir gider, “Rus Elçisi”ne olayı anlatır ve “Bu konuda ne düşünüyorsun?” diye sorarmış!..

    Rus Elçisi bu;

    Hiç “Osmanlı’nın çıkarları”nı düşünür mü?.. Elbette “kendi ülkesinin çıkarları”nı düşünecek!..

    Elbette “kara”ya ak, “ak”a kara diyecek!.. Olay “Osmanlı’nın menfaati”ne olacaksa “olumsuz” diyecek, “Rusya’nın menfaati”ne ise “olumlu” diyecek!..

    Yine demiş diyeceğini!..

    Vezir de, alırmış cevabını, gelirmiş Sultan Abdülhamid Han’ın huzuruna…

    “Vaziyet böyleyken böyle!”

    Abdülhamid Han, “Tamam” dermiş;

    “Tam tersini yapın!”

    İmdi, günümüzde, Rus elçisini kim temsil etmekdedir? Daima vatan hainlerine kim arka çıkmakdadır?

    O halde onların dediklerinin tam aksini yapmak vatan görevidir!

    Derhal PCR testi uygulamadan kaldırılmalı, Bilkent Üniversitesi’nin tükürükden nanoteknoloji ile gelişdirdiği hızlı test uygulamaya konulmalıdır…

Siz de yorumunuzu paylaşın: