Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta

Bizde daha çok Koç Ailesinden Suna Kıraç ve futbolcu Sedat Balkanlı ile ünlü fizikçi Stephen Hawking’ in hastalığı olarak bilinen ve kısa adı “ALS” olan “amiyotrofik lateral skleroz” yaz aylarında baştan aşağı “bir kova buz dökme” hareketi ile gündeme gelmişti.

Bu sefer ALS ile ilgili haber Tayvan’ dan geldi.

Tzu-Chi Lee ve arkadaşları tarafından yapılan bir çalışmada tüm dünyada yüksek tansiyon tedavisinde kullanılan ACE-inhibitörü sınıfı ilaçların ALS riskini azalttıkları sonucuna varıldı.

Araştırmaya göre, bu ilaçları 4 seneden fazla zamandır kullananlarda ALS riski bu ilacı almayanlara nazaran yüzde 57 daha düşük oluyor.

İstemli kas hareketlerini kontrol eden sinir hücrelerinin (motor nöronların) bir hastalığı olan ALS’ de kaslarda ilerleyici atrofi sebebiyle konuşma, yutma ve solunum güçlükleri gelişiyor.

Hastaların çoğu belirtiler başladıktan 3-5 sene içinde kaybediliyor.

Kesin sebebi henüz bilinmeyen ALS’ li hastaların yüzde 5-10 kadarında genetik bir geçiş var.

Bugün için ALS’ yi önleyecek veya tedavi edecek bir ilaç yok.

JAMA Neurology isimli dergide yayınlanan araştırmada yeni ALS teşhisi konan 729 hasta ile 14 bin 580 kişiden oluşan kontrol grubu karşılaştırıldı.

Araştırmaya göre, ACE inhibitörlerini düşük dozda alanlarda ALS riskinin bu ilacı almayanlara nazaran yüzde 17, 4 seneden beri yüksek dozda alanlarda ise yüzde 57 daha az olduğu belirlendi.

Bu araştırma sebep-sonuç ilişkisini göstermiyor ve sadece bir birlikteliği ortaya koyuyor.

ACE-inhibitörlerinin hangi yolla ALS’ yi önledikleri tam olarak bilinmiyor ama bu ilaçların Alzheimer ve Parkinson gibi sinir hücrelerinin harabiyetiyle seyreden hastalıklara karşı da koruyucu olması, bunların sinir koruyucu etkilerinin olabileceğini düşündürüyor.

Araştırmada diğer sınıflardan tansiyon ilaçları ile kortizon, aspirin ve romatizma ilaçlarının da ALS ile ilişkisi araştırıldı ve unlar içinde aspirinin de ALS riskini azaltabileceği görüldü.

Gelelim neticeye

BİR: Bu araştırmadan ACE-inhibitörlerinin ALS önleyici olarak kullanılabileceği gibi bir sonuç çıkarmak elbette doğru değil, bu verilerin ileriye dönük çalışmalarla doğrulanması gerekiyor.

İKİ: Bu çalışmanın henüz bilinen bir önleyici ve iyileştirici tedavisi olmayan ALS için yeni ilaçlar geliştirilmesine katkısı olabilir de olmayabilir de.

Kaynak:

http://archneur.jamanetwork.com/article.aspx?articleid=1921784&resultClick=3

Siz de yorumunuzu paylaşın: