HABERİNİZ OLSUN
ETİBBA DİYOR Kİ
DERDİME BİR ÇARE
TABİBAN-I CİHAN İÇÜN
BENİM ŞARKILARIM
METABOLİK CERRAHİ KALP KRİZİ, FELÇ VE ÖLÜMLERİ ÖNLÜYOR
Cleveland Klinik tarafından yapılan geniş kapsamlı bir araştırmada metabolik cerrahinin tip 2 diyabetiklerde ve obezlerde kalp damar hastalıklarıyla ilgili kalp krizi, felç ve ölümleri tıbbi tedaviye göre yüzde 40 oranında azalttığı ortaya çıktı.
Araştırmaya göre ameliyat olan hastalar daha fazla kilo verdiler, diyabetleri daha iyi kontrol altına alındı ve diyabet ve kalp hastalıkları için daha az ilaç kullandılar.
Araştırma metabolik cerrahi uygulanan 2287 ve benzer özelliklere sahip olup da tıbbi tedavi gören 11.435 hastanın karşılaştırılması suretiyle yapıldı.
Hastalara gastrik bypass, sleeve gastrektomi, gastrik bant veya duodenal switch olmak üzere dört tür ameliyat uygulandı.
8 sene süreyle takip edilmiş olan her iki grup kalp krizi, felç, böbrek hastalığı ve ritim bozukluğu (atrial fibrilasyon) ve ölümler bakımından kıyaslandı.
Bu süre zarfında kalp-damar hastalıklarıyla ilgili olaylar ve ölümler bariatrik cerrahi uygulananların yüzde 30.8’ inde tıbbi bakım altındaki hastaların ise yüzde 47.7’ sinde görüldü.
Bu, cerrahi uygulananlarda ölüm ve komplikasyonların tıbbi tedavi uygulanan gruba göre yüzde 40 az olduğu manasına geliyor.
Komplikasyonlara tek tek bakıldığında, cerrahi grupta, kalp yetersizliği yüzde 62, koroner arter olayları yüzde 31, serbrovasküler olaylar yüzde 33, nefropati yüzde 60 ve atrial fibrilasyon yüzde 22 daha az görüldüğü anlaşılıyor.
Bir başka ifade ile de 13 hastanın ameliyat edilmesiyle 1 hastanın hayatının kurtulmuş olduğu görülüyor.
Cerrahi grupta yer alanlar ortalama olarak yüzde 15 daha fazla kilo kaybetti, HbA1c seviyesi yüzde 1.1 düşerek 6’ ya yaklaştı. Diyabet, tansiyon ve kolesterol ilacı kullanımı da azaldı.
Kilo kaybı kalp-damar hastalıklarına bağlı kalp krizi ve felç başta olmak üzere birçok olayı önlüyor
Araştırmacılar bu sonuçları ameliyat olan hastalarda uzun süreli olarak önemli miktarda kilo kaybına bağlamakla beraber bundan bağımsız olarak ince bağırsak anatomisinin değiştirilmesinin hormon ve metabolik faktörlere olan etkilerine de dikkat çekiyorlar.
Bu retrospsektif çalışma önemli olmakla ve daha önce yayınlanan bir çalışmada da benzer bulgular elde edilmiş olmakla beraber sadece bir birlikteliği ortaya koyuyor, bir sebep-sonuç ilişkisini göstermiyor (2).
Bu ilişkinin randomize kontrollü bir çalışma ile de tekrar gösterilmesi gerekiyor.
Tip 2 diyabet aslında bir hastalık değildir
Tip 2 diyabet, modern tıbbın yanlış beslenme tavsiyelerinin yarattığı “geçici bir rahatsızlıktır” ama yanlış beslenme tavsiyeleri ve gereksiz ilaç tedavileri sayesinde “gerçek bir hastalığa” dönüşür.
Bir hapla tedavi işe yaramayınca iki hapa, üç hapa geçilir ve nihayetinde de insülin tedavisi Allah’ ın emri olur.
Hastalık kalp krizi, felç, böbrek yetersizliği, körlük gibi komplikasyonlarla hastayı yaşadığına pişman edecek bir vaziyete dönüşür.
Diyabetin memleketimizde her 10 senede yüzde 100 oranında artması esas vazifesi hastalıkları önlemek olması gereken modern tıbbın iflasından başka bir şey değildir.
Zaten tip 2 diyabeti “yaşam boyu süren, tamamen iyileştirilmesi imkansız hastalık” olarak tarif edenlerden diyabeti önlemeleri de tedavi etmeleri de beklenemez.
Gelelim neticeye
Bu araştırma, metabolik cerrahinin tıbbi tedaviye olan üstünlüğünü bir başka deyişle tıbbi tedavinin başarısızlığını, senelerce kullanılan onca ilacın işe yaramadığını gösteriyor.
Böyle bakınca “bizi diyabet ve obezite kongrelerinde konuşturmuyorlar” diye isyan eden cerrahlara hak veriyorsunuz ama işin aslı pek de öyle değil (3).
İnsanın aklına, “Allah insanı yaratırken, ileumu neden mideye bağlamadığı” gibi bir fesat düşünce giriyor ki tövbeler olsun.
Bu araştırma, modern tıbbın iflas belgesidir!
Tip 2 diyabet, obezite ve bunların kalp-damar komplikasyonlarının sebebi ilaç eksikliği veya midenin büyük olması ya da bağırsakların yanlış anatomisi olsaydı ilaç tedavisinin de cerrahi müdahalelerin de gerekçesi olabilirdi.
Biri sizi ömür boyu ilaçlara abone yapalım diğeri yatın masaya keselim biçelim diyor; biri diğerini karalıyor, diğeri ötekini yerin dibine batırıyor (4).
Modern tıp için mühim olan sebebi ortadan kaldırmak değil, en çok para getirecek metodu dayatmaktır.
Al birini vur ötekine!
Tip 2 diyabet de obezite de beslenme hatalarının sonucudur ve çaresi de “adam gibi beslenmedir”.
Bu araştırma bir de “adam gibi beslenenler” üzerinde yapılsa tek bir ilaç bile kullanmadan, bisturiye gerek kalmadan tüm komplikasyon ve ölümlerin sıfırlandığı görülecektir (5).
Hodri meydan!
NOTLAR:
BİR: Metabolik cerrahi midenin küçültülmesi veya ince bağırsak fizyolojisinin değiştirilmesiyle kilo kaybı sağlıyor.
İKİ: Cleveland Klinik’ te kilo verdirici cerrahi için kriterler, ideal kilodan 100 pound fazlalık, vücut kitle endeksinin (VKE) 40’ dan fazla olması, VKE’ nin fazla kiloyla bağlantılı hipertansiyon ve diyabetle beraber 35’den fazla olması ve her türlü diyet ve ilaçlara rağmen kilo verilememesi yer alıyor.
ÜÇ: Tip 2 diyabetiklerde kalp damar hastalıklarına bağlı ölümler diyabeti olmayanlardan iki misli yüksektir.
DÖRT: Ameliyatın erken riskleri arasında kanama, pıhtı, akciğer problemleri, enfeksiyon, sızıntı ve ölüm de var.
Kaynaklar:
1.https://jamanetwork.com/journals/jama/fullarticle/2749478?resultClick=3
2.https://jamanetwork.com/journals/jama/article-abstract/2707461
3.https://www.youtube.com/watch?v=d9nCDNQvDe0
5.http://ahmetrasimkucukusta.com/2019/05/01/kitaplar/tiptan-uzak-saglikli-hayat-6/
İlaçlar diyabeti tedavi etmez alındığı sürece kan şekerini yerinde tutar, bırakılınca da etkileri uçar gider. Obezitenin zaten ilaçlarla bir tedavisi yoktur.
Teyzem de bu ameliyattan oldu özel hastanede ve hem de tonla para verdi eniştem. Kilo verdi vermesine ama sağlığı yerinde değil gene ilaçlara devam ediyor üstelik bazı vitamin falan da alıyor. Bakalım ileride ne olur?