FAUCİ, KORONAVİRÜSÜN LABORATUVARDAN SIZDIĞI İDDİASINI ÖRTBAS MI ETTİ?

Yazı Fontunu Büyült Yazı Fontunu Küçült Yazı Fontunu Sıfırla
kasa fişi

Dikkat: Yazının sonunda ek var!

***

İndependent Türkçe‘ nin haberi:

ABD’nin pandemiyle mücadeledeki bir numaralı halk sağlığı uzmanı Dr. Anthony Fauci’nin Mart-Nisan 2020’de yaptığı, 866 sayfa tutan e-postaları Bilgilenme Özgürlüğü Yasası’na başvuran basın kuruluşları tarafından yayımlandı.

Koronavirüs pandemisinin henüz ilk aylarında yapılan bu yazışmalar gündeme bomba gibi düşerken gazeteciler ve uzmanlar arasında da Fauci tartışması başladı. Avustralyalı araştırmacı gazeteci Sharri Markson, Fauci’nin, koronavirüsün Çin’deki bir laboratuvardan sızdığı iddiasını “örtbas ettiğini” öne sürünce tartışmalar alevlendi.

“Bu büyük bir örtbastır”

Konuyla ilgili e-postalarda Fauci’nin aslında virüsün laboratuvardan kaçtığı iddiasını pek ciddiye almadığı anlaşılıyor.

Örneğin 2 Şubat 2020 tarihli bir yazışmada Fauci, Hindistan’daki bir grup araştırmacının yazdığı bir makaleyi “gerçekten de saçma” diye niteliyor. Söz konusu makalede, yeni tip koronavirüsün HIV-1’e benzediği ve bunun bir tesadüf olmadığı öne sürülüyor.
 

hindistan.png
 
Fotoğrafta Fauci’nin Hintli araştırmacıların çalışmasıyla ilgil yazışması görülüyor (Buzzfeed)

22 Şubat’ta ise Weill Cornell Tıp Fakültesi’nden bir dermatoloji uzmanı Fauci’ye “Virüsün Çin’in biyoteknoloji bölgesi Vuhan’daki bir laboratuvardan sızmış olma ihtimali olduğunu düşünüyoruz” diye yazıyor. Fauci ise söz konusu e-postaya cevap vermek yerine onu bir çalışma arkadaşına yönlendiriyor ve “Şunu lütfen halledin” ifadelerini kullanıyor.

Tartışmaya neden olan en önemli e-posta ise yine ABD’nin önde gelen hastalık uzmanlarından Kristien G. Andersen’e ait. Andersen, 1 Şubat 2020’de yazdığı e-postada Fauci’ye virüsün insanlar tarafından “tasarlanmış olabileceğini” gösteren olağandışı özellikler tespit ettiklerini söylüyor. Fauci ise “Sizi yakında arayacağım” diye cevap veriyor.

andersen.jpg
 
Andersen ve Fauci’nin yazışmaları gündeme oturdu (Sharri Markson / Twitter)

Andersen ve Fauci arasında geçen bu yazışmayı sosyal medyada paylaşan gazeteci Markson, tüm bunların “büyük bir örtbas” olduğunu öne sürdü. Markson, “Bu e-postadan kısa bir süre sonra o bilim insanları virüsün doğal olduğunda ısrar eden bir makale yazdı ve Fauci de kamuoyuna aynı şeyi söyledi. Bu büyük bir örtbastır” diye yazdı.

Andersen: Örtbas değil, bilimin ta kendisi

Söz konusu iddianın hemen ardından Dr. Andersen, Twitter hesabından bir açıklama yayımladı. Markson’a seslenen Andersen, “Çok sıradan gelecek biliyorum ama aslında ‘büyük bir örtbas’ değil Sharri. Bu sadece bilim. Sıkıcı, biliyorum ama belirsizlik zamanlarında epey yararlı” ifadelerini kullandı.

Andersen daha sonra, saygın bilimsel yayın Nature’da yayımlanan o makaleyi de paylaştı. 17 Mart 2020 tarihli makalede “Analizlerimiz, SARS-CoV-2’nin bir laboratuvar ürünü veya kasıtlı olarak manipüle edilmiş bir virüs olmadığını açıkça göstermektedir” deniyor.

 

Makaleyi paylaştığı Twitter gönderisinde Andersen, “Birçok kez söylediğim gibi, laboratuvar sızıntısı olasılığını ciddi bir şekilde düşündük” diyor.

Ancak önemli yeni veriler, kapsamlı analizler ve birçok tartışma, bizi makalemizdeki bu sonuca götürdü. E-postanın gösterdiği şey, bilimsel sürecin açık bir örneği.

Laboratuvar teorisi nedir?

Kovid-19 hastalığına neden olan Sars-Cov-2’nin kökenine dair iki temel teori var. “Doğal köken teorisi” diye anılan ilki, virüsün zoonotik (hayvandan insana geçen) bir patojen olduğunu savunuyor. Buna göre koronavirüs, yarasalarda yıllar boyunca evrimleşti ve başka bir hayvan aracılığıyla insana sıçradı. Sıçramanın meydana geldiği en olası mekanlardan biri de Vuhan’daki ıslak hayvan pazarı olarak belirlendi.

Laboratuvar teorisinde ise Kovid salgınının, bilim insanlarının yarasa kaynaklı virüsleri araştırdığı Vuhan Viroloji Enstitüsü’nde başlamış olabileceği öne sürülüyor. Bu laboratuvarda olası bir sızıntıyı engellemek için katı protokoller uygulanıyor. Ancak teoriye göre temel bir insan hatası, koronavirüsün kaçmasına neden olabilir.

vuhan reuters.jpg
 
İddiaların odağındaki Vuhan Viroloji Enstitüsü (Reuters)

Laboratuvar teorisini destekleyenlerden çoğu, virüsün bir kaza sonucu sızdığını düşünüyor. Fakat bazı komplo teorisyenleri, Çin’in virüsü bilerek sızdırdığını iddia ediyor.

Fauci, Vuhan Viroloji Enstitüsü’ne para mı verdi?

Fauci’nin laboratuvar teorisini örtbas ettiği iddiasının temel dayanaklarından biri, uzmanın Vuhan Viroloji Enstitüsü’yle kurduğu ilişkiler.

Zira Fauci’nin yönetimindeki ABD Ulusal Alerji ve Bulaşıcı Hastalıklar Enstitüsü, söz konusu viroloji enstitüsündeki bazı araştırmaları finanse ediyor. Özellikle Trump destekçileri, enstitüye verilen hibeler nedeniyle Fauci’yi sorgulamaya devam ediyor.

Gündemdeki iddialarla ilgili açıklama yapan Fauci ise viroloji enstitüsündeki araştırmaların Çin’in siyasi emelleriyle ilişkilendirilmesine karşı çıkıyor.  Fauci, 2000’lerin başındaki SARS salgının ardından enstitüde, yarasa virüslerinin insana bulaşma ihtimalini araştırmaya başladıklarını ifade ediyor.

Burada Çin Komünist Partisi’nden veya Çin ordusundan bahsetmiyoruz. Yıllardır ilişkimiz olan bilim insanlarından bahsediyoruz.

Fauci ayrıca laboratuvara sağlanan fonun nispeten az olduğunu söylüyor:

Vuhan laboratuvarı çok büyük bir laboratuvar. Yüz milyonlarca dolarlık bir yer. Bahsettiğimiz hibe ise 5 yılda 600 bin dolardı.

Laboratuvar teorisini reddeden araştırmalar ne diyor?

Kovid-19’un hayvandan insana geçen zoolojik bir hastalık olmadığı, insanlar tarafından üretildiği ve Vuhan’daki laboratuvardan sızdığı iddiaları, ilk olarak Donald Trump ve diğer Cumhuriyetçi siyasetçiler tarafından dile getirilmişti.

im-342487 (1).jpg
 
Buhan Viroloji Enstitüsü’nde çalışmalar yapan bilim insanları (AFP)

Ancak sonraki genetik çalışmalar, bu iddiaların “komplo teorisi” diye nitelenmesine ve uzun bir süreliğine rafa kalkmasına neden olmuştu.

O çalışmalardan biri 26 Şubat 2020’de New England Tıp Dergisi’nde yayımlanmıştı. Araştırmacılar, konuyla ilgili şu ifadelere yer vermişti:

Elbette bilim insanları bu koronavirüsün bir kavanozdan kaçmadığını söylüyor. RNA dizileri yarasalarda sessizce yayılan virüslere çok benziyor. Epidemiyolojik bilgi de Çin’in canlı hayvan pazarlarında satılan ve tanımlamayan hayvan türlerini enfekte eden yarasa kaynaklı bir virüse işaret ediyor.

Bunun ardından Dr. Andersen ve ekibinin yukarıda bahsi geçen analizi gelmişti. O makalede virüsün sivri uçlu proteinlerinin, insan hücrelerindeki belirli reseptörleri hedeflemede son derece etkili olduğu ve mevcut teknolojinin böyle bir yapı oluşturmasının mümkün görünmediği ifade edilmişti.

Mayıs 2020’de Current Biology’de yayımlanan bir başka araştırmada ise koronavirüsün genetik açıdan bilinen en yakın akrabası yarasalarda bulunmuştu. SARS-CoV-2’nin sivri uçlu proteinlerinin S1 ve S2 alt birimlerini birleştiren eklentilerin, RmYN02 ismi verilen bu yeni virüsle büyük oranda aynı olduğu aktarılmıştı.

Laboratuvar teorisini reddeden son görüşler de Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) birkaç ay önce virüsün kökenini araştırmak üzere Vuhan’a gönderdiği heyetten gelmişti. Heyetin Mart 2021’de hazırladığı raporda, salgının bir laboratuvarda başlamış olma ihtimalinin “aşırı derecede az” olduğunu belirtilmişti.

DSÖ’ye sert eleştiri: “Laboratuvar teorisi gözardı edilemez”

Laboratuvar teorisinin gözardı edilmemesi gerektiğini savunan uzmanlar ise DSÖ’nün söz konusu araştırmasını yetersiz bulmuştu. Hatta bu soruşturmanın yanıttan çok soru işareti doğurduğu söylenmişti. Buna göre laboratuvar teorisi kesin olarak kanıtlanamıyor ama aynı zamanda kesin olarak reddedilemiyor.

skynews-who-china-hubei-wuhan_5323734.jpg
 
DSÖ heyeti Vuhan laboratıvarında denetleme yapıyor (AP)

DSÖ raporuna yönelik en büyük eleştiri, 14 Mart 2021’de saygın bilimsel dergi Sciens’ta yayımlanan bir makaleyle gelmişti.

18 bilim insanının kaleme aldığı makalede “Yeterli veriyi elde edene kadar virüsün doğal yollarla ve laboratuvar sızıntısıyla bulaştığı hipotezlerini ciddiye almalıyız” ifadeleri yer almıştı.

Makaleye göre DSÖ heyeti, Çin’de yapılan araştırmada virüsün laboratuvardan kaçma ihtimalinden çok hayvandan gelme ihtimaline odaklanmıştı.

Tartışma büyüyor

Salgınla mücadelede öne çıkan bir diğer uzman Angela Rasmussen ise bu makalenin iyi niyetli olduğunu ama olumsuz sonuçlar doğurabileceğini vurguluyor. Kanadalı virolog, makalenin yazarlarının laboratuvar teorisi üzerinden yaratılan bölücü siyasi ortamı besleyebileceğini söylüyor.

Mektubun başyazarı, Stanford Üniversitesi’nden mikrobiyolog David Relman’a göreyse sonuçları ne olursa olsun uzmanların fikrini açıklaması çok önemli. “Virüsün bir laboratuvardan sızdığına inandığımı söylemiyorum” diyen Relman, DSÖ’nün konuyla ilgili bir sonuca varmak için yeterli veriyi toplayamadığını savunuyor.

Baylor Tıp Fakültesi’nde moleküler viroloji ve mikrobiyoloji profesörü Peter Hotez’in uyarıları da Batı medyasında geniş yer buluyor. Hotes “Kovid-19’un kökenlerini tam olarak anlamazsak Kovid-26 ve Kovid-32 de çıkacak” diyor.

İşte bu sürecin ardından uzmanlar arasında, virüsün laboratuvardan sızmış olma ihtimalinin “daha yakından incelenmesi gerektiği” konusunda giderek güçlenen bir uzlaşı ortaya çıktı.

BBC Türkçe’ye göre DSÖ Başkanı Dr. Tedros Adhanom Ghebreyesus da yeni bir soruşturma yapılması çağrısı yaptı ve “Bütün hipotezler hala açık ve daha fazla çalışılması gerekiyor” dedi.

Dr. Fauci de şimdi virüsün ‘doğal yollardan çıktığına ikna olmadığını’ söylüyor. Bir yıl önce Covid’in hayvanlardan insanlara yayıldığını düşünen Dr. Fauci de artık laboratuvardan çıktığı ihtimalini değerlendiriyor.

552731-163341584.jpg

Dr. Fauci 2020 boyunca, pandeminin ele alınması hususunda Trump’la kamuoyu önünde bir dizi anlaşmazlık yaşamıştı. Başkan seçilen Joe Biden, Dr. Fauci’yi sağlık ekibine hemen dahil etmişti (AFP)

Fauci ve Biden’ın fikri nasıl değişti?

Eski Başkan Trump’ın yönetiminde laboratuvar teorisi, adeta Çin’e karşı siyasi bir koz haline gelmişti. Çin, virüsün aslında ABD’de ortaya çıktığını savunurken Trump da Sars-Cov-2’ye “Çin virüsü” ismini takmıştı.

Bu çekişmenin ardından Trump, laboratuvar teorisinin incelenmesi için bir soruşturma birimi kurmuş ama Biden yönetimi daha sonra bu birimi kapatmıştı.

Ancak iki hafta önce sızdırılan bir ABD istihbarat raporu, laboratuvar teorisini yeniden gündeme getirdi ve Biden’ın da fikir değiştirerek teorinin üzerine gitmesine neden oldu.

Fauci de ABD senato komitesine 11 Mayıs’ta yaptığı açıklamada, “İhtimal her zaman var. Böyle bir şeyin yaşanmış olabileceğine ilişkin kapsamlı bir soruşturma yürütülmesinden yanayım” dedi.

İstihbarat raporunda ne yazıyor?

Wall Street Journal’da yayımlanan, daha önce açıklanmamış bu istihbarat raporu, laboratuvar teorisi yeniden tartışmaya açtı. Raporda, Çin’deki laboratuvarda görevli üç bilim insanının, virüs yayılmaya başlamadan önce Kovid-19’la uyumlu semptomlar yüzünden hastaneye kaldırıldığı aktarıldı.

Rapora göre üç araştırmacının hastalanması, Kasım 2019’a denk geliyordu. Ancak Pekin, teyit edilen ilk vakanın 8 Aralık 2019’da tespit edildiğini açıklamıştı.

Çin iddiaları reddediyor

DSÖ heyetinin raporuna atıfta bulunan Çinli yetkililerse yeniden gündeme gelen bu iddiaları kesin bir dille reddediyor. 

Yine Wall Street Journal’a açıklama yapan Çin Dışişleri Bakanlığı, “ABD, laboratuvar sızıntısı teorisini abartmaya devam ediyor. Amacı kaynağın izini sürmek mi yoksa dikkati başka yöne çekmek mi?” ifadelerini kullandı.

merlin_167674983_6e989424-7214-43fa-a7eb-2aa652aeebd0-superJumbo.jpg
 
Çin, salgının kaynağı olduğu düşünülen ıslak pazarları yasaklamıştı (AFP)

Pekin ayrıca koronavirüsün aslında ABD’de çıkmış olabileceği teorisini de yeniden dile getiriyor. ABD’deki Fort Detrick askeri üssünde bulunan bir laboratuvara işaret eden Çinli yetkililer, DSÖ’nün diğer ülkeleri de araştırmasını istiyor.

Çin devlet gazetesi Global Times’ta yayımlanan bir yazıda ise Saddam yönetimindeki Irak’ın işgali öncesi ABD’nin Irak’ta Kitle İmha Silahları bulma çabaların hatırlatıyor. Gazete, Biden’ın adımının da bundan farksız olduğunu iddia ediyor.

Ayrıca Çinli bilim insanlarının, ülkedeki prestijli bilimsel yayın organlarında yayınlanmak üzere, iddiaları çürütecek bir mektup üzerinde çalıştıkları ifade ediliyor.

Kaynak: https://www.indyturk.com/node/368471/sa%C4%9Flik/e-postalar%C4%B1-g%C3%BCndeme-oturdu-fauci-koronavir%C3%BCs%C3%BCn-laboratuvardan-s%C4%B1zd%C4%B1%C4%9F%C4%B1-iddias%C4%B1n%C4%B1

***

EK 1 (7.6.2021): ARTIK O İDDİAYA İNANMIYORUM
Böyle giderse Kovid-19 virüsünün Wuhan’daki laboratuvarda imal edildiği veya sızdığı iddialarına kapımı kapatacağım…
Çünkü bir iş çevriliyor…
İddiaları aylarca “komplo teorisi” diye yaftalayıp sansürleyen Facebook ve Youtube şimdi neredeyse “haydi bu iddiayı seslendirmenin şimdi tam zamanı” tavrı takınıyorsa, orada durmak gerek!
Bu “zihin kontrol” şebekeleri tarafından neresi işaret ediliyorsa, oraya doğru yönelmek gerçekten “düşünen insan” tutumu olabilir mi? Kaynak: https://www.sabah.com.tr/yazarlar/babaoglu/2021/06/07/zihnimizdeki-alman

***

EK 2 (7.6.2021): ARSLAN BULUT

Koronavirüsün biyolojik silah olma ihtimalini gündeme getirenler, bütün dünyada “komplo teorisyeni” diye suçlanıyordu! ABD Alerji ve Bulaşıcı Hastalıklar Enstitüsü Direktörü Dr. Anthony Fauci’nin e-postaları sızdırıldı ve halka “doğal mutasyon teorisi”ni anlatırken, ekibini “laboratuvar teorisi”ne göre araştırma yapmaya sevk ettiği ortaya çıktı! Fauci’nin, herkesin maske takması kuralını getirirken, maillerde sadece enfekte olanların takması gerektiğini söylediği de anlaşıldı!

Çinli Dr. Li-Meng Yan ise Çin hükümetinin koronavirüsü laboratuvarda biyolojik silah olarak ürettiğini ve dünya çapında birçok hükümet yetkilisinin bundan haberdar olduğunu ileri sürdü!

***

Dünya çapında birçok hükümet yetkilisi, koronavirüsün nasıl ortaya çıktığını biliyor olabilir de bunun laboratuvar ürünü olduğu iddiası şimdilik sadece bir teori!

Üstelik ABD Başkanı Biden’ın istihbarat kuruluşlarına “koronavirüsün kaynağını araştırın ve 90 gün içinde bir rapor hazırlayın” talimatı vermesinden hemen sonra Fauci’nin mailerinin sızdırılması şüphe çekiyor!

İnsanları hasta eden asıl sebep, laboratuvarda üretilen koronavirüs değil, teknoloji merkezi Vuhan’daki yoğun 5G uygulaması da olabilir! “Elektromanyetik titreşimlerin aralığının kısalması, kan hücresindeki eksozomları patlatarak organ yetmezliğine sebep oluyor” iddiasının üzerinde kimse durmuyor. Hastalığın, Türkiye dahil bütün dünyada öncelikle 5G denemelerinin yapıldığı merkezlerde ve bu sistemin kullanıldığı gemilerde ortaya çıkması ve oralardan yayılması tesadüf olabilir mi?

***

Eski ABD Başkanı Donald Trump ise salgından sorumlu tuttuğu Çin’in dünya ülkelerine 10 trilyon dolar tazminat ödemesi gerektiğini söyledi. Trump, ülkelerin Çin’e olan borçlarını ödememesini tavsiye etti.

Bu konuşmadan, asıl konunun dünya ekonomisi olduğu anlaşılıyor! Halbuki Vuhan’daki laboratuvarda ABD’nin de İngiltere, Fransa ve Almanya’nın da dahli var!

“Salgın”ın Dünya Ekonomik Forumu tarafından “Big Reset” yani “Büyük Sıfırlama” için kullanılacağının açıklanması da asıl konunun ekonomi ve nüfus politikaları olduğunu teyit ediyor. Zira dünyanın mevcut nüfusu kaldırmadığını, aşılarla nüfusun azaltılabileceğini açık açık söyleyenler var! Bill Gates gibi…

Kaynak: https://www.yenicaggazetesi.com.tr/dijital-paraya-gecis-zemini-pandemi–455924h.htm

***

EK 3 (8.6.2021): Dünyayı etkisi altına alan koronavirüsün (Kovid-19) Çin’deki bir laboratuvardan sızdığı iddiası ABD’den gelen yeni bir rapor ile yeniden gündemde. Wall Street Journal, ABD hükümetine bağlı bir laboratuvarın Kovid-19’un kökeni hakkında hazırladığı gizli rapora ulaştı. İşte raporda yer alan ezber bozan ifadeler…

Yaklaşık 2 yıldır hayatımızda olan koronavirüs – Çin bağlantısı ile ilgili ABD’den çarpıcı bir rapor geldi. Wall Street Journal (WSJ), ABD hükümetine bağlı bir laboratuvarın Kovid-19 kökeni hakkında hazırladığı gizli rapora ulaştı. Söz konusu rapor, virüsün Wuhan’daki bir Çin laboratuvarından sızdığını iddia eden hipotezin makul olduğu ve daha fazla araştırılmayı hak ettiği sonucuna vardı. WSJ’nin haberine göre, çalışma Mayıs 2020’de Kaliforniya’daki Lawrence Livermore Ulusal Laboratuvarı tarafından hazırlandı. Haberde söz konusu raporun Trump yönetiminin son aylarında Dışişleri Bakanlığı’na gönderildiğinin altı çizildi.

WSJ, Lawrence Livermore’un değerlendirmesinin Kovid-19 virüsünün genom analizine dayandığını yazdı. Ancak habere konu olan laboratuvar iddialar ile ilgili herhangi bir yorumda bulunmadı. WSJ, daha önce Wuhan Viroloji Enstitüsü’ndeki üç araştırmacının Kasım 2019’da yani koronavirüs salgınından önce bilinmeyen bir hastalıkla hastaneye kaldırıldığına dair bir rapor da dahil olmak üzere bir dizi belge yayınlamıştı. Bunun üzerine ABD Başkanı Joe Biden bu iddiaların araştırılması emrini vermişti. Biden açıklamasında şu ifadelere yer vermişti; ‘İstihbarat Topluluğundan, bizi kesin bir sonuca daha da yakınlaştıracak bilgileri toplama ve analiz etme çabalarını iki katına çıkarmalarını ve bunu bana 90 gün içinde rapor etmelerini istedim’. Eski Başkan Trump ise görev süresi boyunca pek çok defa Çin’i suçlamış, Çin’in tazminat ödemesi gerektiğini iddia etmişti.

Kaynak: https://www.msn.com/tr-tr/haber/dunya/son-dakika-abd-nin-gizli-kovid-raporu-s%C4%B1zd%C4%B1/ar-AAKPyWE?ocid=msedgntp

***

EK 4 (8.6.2021): Dünyayı etkisi altına alan koronavirüsün (Kovid-19) Çin’deki bir laboratuvardan sızdığı iddiası ABD’den gelen yeni bir rapor ile yeniden gündemde. Wall Street Journal, ABD hükümetine bağlı bir laboratuvarın Kovid-19’un kökeni hakkında hazırladığı gizli rapora ulaştı. İşte raporda yer alan ezber bozan ifadeler…

Yaklaşık 2 yıldır hayatımızda olan koronavirüs – Çin bağlantısı ile ilgili ABD’den çarpıcı bir rapor geldi. Wall Street Journal (WSJ), ABD hükümetine bağlı bir laboratuvarın Kovid-19 kökeni hakkında hazırladığı gizli rapora ulaştı. Söz konusu rapor, virüsün Wuhan’daki bir Çin laboratuvarından sızdığını iddia eden hipotezin makul olduğu ve daha fazla araştırılmayı hak ettiği sonucuna vardı. WSJ’nin haberine göre, çalışma Mayıs 2020’de Kaliforniya’daki Lawrence Livermore Ulusal Laboratuvarı tarafından hazırlandı. Haberde söz konusu raporun Trump yönetiminin son aylarında Dışişleri Bakanlığı’na gönderildiğinin altı çizildi.

WSJ, Lawrence Livermore’un değerlendirmesinin Kovid-19 virüsünün genom analizine dayandığını yazdı. Ancak habere konu olan laboratuvar iddialar ile ilgili herhangi bir yorumda bulunmadı. WSJ, daha önce Wuhan Viroloji Enstitüsü’ndeki üç araştırmacının Kasım 2019’da yani koronavirüs salgınından önce bilinmeyen bir hastalıkla hastaneye kaldırıldığına dair bir rapor da dahil olmak üzere bir dizi belge yayınlamıştı. Bunun üzerine ABD Başkanı Joe Biden bu iddiaların araştırılması emrini vermişti. Biden açıklamasında şu ifadelere yer vermişti; ‘İstihbarat Topluluğundan, bizi kesin bir sonuca daha da yakınlaştıracak bilgileri toplama ve analiz etme çabalarını iki katına çıkarmalarını ve bunu bana 90 gün içinde rapor etmelerini istedim’. Eski Başkan Trump ise görev süresi boyunca pek çok defa Çin’i suçlamış, Çin’in tazminat ödemesi gerektiğini iddia etmişti.

Kaynak: https://www.msn.com/tr-tr/haber/dunya/son-dakika-abd-nin-gizli-kovid-raporu-s%C4%B1zd%C4%B1/ar-AAKPyWE?ocid=msedgntp

***

EK 5 (9.6.2021): Eski FDA direktörü Scott Gottlieb, Dr Anthony Fauci’nin geçen baharda dünya liderlerine koronavirüsün Wuhan’daki bir laboratuvardan çıkma olasılığının olduğunu söylediğini açıkladı. Kaynak: http://ms.spr.ly/6015n6i81

***

EK 6 (9.6.2021): ABD’li uzmanlardan çarpıcı iddia: “Kovid-19’un laboratuvardan kaçtığına dair iki kanıt var”.

İki ABD’li uzman, koronavirüsün Çin’deki bir laboratuvardan kaçtığına yönelik iddiaları savunan bir yazı kaleme aldı. Wall Street Journal’ da yayımlanan yazı, koronavirüsün genom diziliminin laboratuvar teorisini kanıtladığı öne sürüldü. ABD istihbarat yetkililerinin de desteklediği laboratuvar teorisi, koronavirüsün, Vuhan Viroloji Enstitüsü’nde yarasa virüslerinin incelendiği bir laboratuvardan sızarak tüm dünyaya yayıldığını ve Kovid-19 pandemisini başlattığını savunuyor.  Son günlerde giderek artan sayıda uzmanın “İddia daha detaylı araştırılsın” demesiyle birlikte bu teori, dünya gündemine oturdu. İddiayı destekler nitelikteki köşe yazısını ise Kalifornia Berkeley Üniversitesi’nde fizik profesörü Richard Muller ve Atossa Therapeutics’in kurucusu Dr. Stephen Quay kaleme aldı. İki uzman, laboratuvar teorisini destekleyen kanıtların koronavirüsün genom diziliminde zaten mevcut olduğunu iddia etti.

Gen diziliminde 4 temel harf (A, G, C, U) yer alıyor. Bunlar değişik karbon, hidrojen, nitrojen ve oksijen seviyelerine sahip kimyasal bileşenlerin (Adenin, Guanin, Citosine, Urasil) ilk harflerini teşkil ediyor. Kovid-19 genomu da bu 4 harfin değişik kombinasyonlarla bir araya geldiği 29 bin 903 harften oluşuyor. İşte o dizilimde yer alan 12 harflik “CCU CGG CGG GCA” bölümü bu virüsün gücünün sırrı olarak kabul ediliyor. Çünkü bu dizilim sayesinde Kovid-19 insan hücresine kolayca girebiliyor. Bu bölümün ortasındaki çift CGG, yeni tip koronavirüsün son derece bulaşıcı olmasını sağlıyor. Öte yandan Dr. Muller ve Dr. Quay’a göre bu bölüm aynı zamanda koronavirüsün insan yapımı olduğunu gösteriyor. İki uzman, yeni tip koronavirüsü de içeren virüs sınıfında CGG-CGG kombinasyonunun yer almadığını ifade ediyor. Bu da virüsün, çift CGG kombinasyonunu evrim sürecinde diğer akrabalarından alamayacağı anlamına geliyor. Çift CGG’nin virüslerde doğal olarak bir araya gelmesi “nadir” bir olay diye niteleniyor. Ancak iki uzmana göre laboratuvar çalışmalarında bunun tersi geçerli. Yazıda konuyla ilgili şu ifadeler yer alıyor:

(Laboratuvar deneylerinde) çift CGG, tercih edilen dizidir. Bunun nedeni, hazır ve kullanışlı olması ve bilim insanlarının onu yerleştirmede çok deneyimli olmasıdır. İki uzman buradan hareketle virüsün zoonotik (hayvandan insana geçen) olduğunu savunan bilim insanlarına şöyle sesleniyor: Zoonotik kökenli olduğunu savunanlar, yeni koronavirüsün mutasyona uğradığında neden favorisi olmayan bir kombinasyonu, yani çift CGG’yi seçtiğini açıklamalıdır. Neden laboratuvardaki araştırmacıların yapacağı seçimi tekrarladı? Evet mutasyonlar yoluyla rastgele olmuş olabilir. Ama bu kadarı tesadüf mü?

Aynı iddia daha önce de gündeme gelmişti

Öte yandan Dr. Muller ve Dr. Quay’ın dile getirdiği bu iddia, 2020’de laboratuvar teorisinin ortaya atıldığı ilk günlerde de gündeme gelmişti. Bazı uzmanlar bu iddiayı desteklerken bazıları da buna büyük önem atfetmemişti. Örneğin The Wire’a  konuşan Glasgow Üniversitesi’nden virolog David L. Robertson, bu kombinasyonun her ne kadar zor görünse de doğal yollarla bir araya gelmesinin mümkün olduğunu söylemişti. “Virüsler olağandışı olaylarda uzmandır” diyen virolog, sözlerini şöyle sürdürmüştü: Bu virüslerde rekombinasyon doğal yollarla çok ama çok sık meydana gelir. Sivri uçlu proteinde rekombinasyon kırılma noktaları vardır. Bu dizilerin olağandışı görümesinin nedeni de bizim yeterince örnek toplamamış olmamız.

Ünlü bir virolog ve Kaliforniya Teknoloji Enstitüsü’nün eski başkanı David Baltimore ise koronavirüsün genetik diziliminde çift CGG’yi gördüğü anda bunun virüsün kökenine işaret ettiğini düşündüğünü aktarmıştı. Baltimore, “Bu özellikler, virüsün doğal kökenli olduğu fikrine güçlü bir meydan okuma” demişti.

“Virüs neden insanlarda gelişmeyi sürdürmedi?”

Öte yandan Dr. Muller ve Dr. Quay’a göre koronavirüsün laboratuvardan çıktığını kanıtlatan tek şey çift CGG dizilimi değil. İki uzman aynı zamanda, doğal kökenli olduğu doğrulanan SARS ve MERS’in “insan nüfusunda yayıldıkça, en bulaşıcı formlar egemen olana kadar gelişmeyi sürdürdüğünü” söylüyor.

Buna karşılık Kovid-19’a neden olan Sars-Cov-2’nin tespit edildiği ilk andan itibaren epey bulaşıcı olduğu görülmüştü.

Muller ve Quay işte bu noktalardan hareketle “Bilimsel kanıtlar, virüsün bir laboratuvarda geliştirildiği sonucuna işaret ediyor” sonucuna varıyor.

Ancak Sars-Cov-2’nin tespit edildiği anda son derece bulaşıcı olması daha önce de bazı uzmanlar arasında tartışmalara neden olmuştu.

Laboratuvar teorisine karşı çıkan uzmanlar, virüsün insanda bu denli hızlı yayılma yeteneğini henüz yarasalardayken geliştirdiğini savunmuştu.

Bu teze göre, koronavirüsün insan sıçramadan önce büyük bir değişim geçirmesine gerek yoktu çünkü zaten insan hücrelerine etkili bir şekilde saldırma yeteneğine sahipti.

Laboratuvar teorisi nedir?

Kovid-19 hastalığına neden olan Sars-Cov-2’nin kökenine dair iki temel teori var. “Doğal köken teorisi” diye anılan ilki, virüsün zoonotik (hayvandan insana geçen) bir patojen olduğunu savunuyor. Buna göre koronavirüs, yarasalarda yıllar boyunca evrimleşti ve başka bir hayvan aracılığıyla insana sıçradı. Sıçramanın meydana geldiği en olası mekanlardan biri de Vuhan’daki ıslak hayvan pazarı olarak belirlendi. Laboratuvar teorisinde ise Kovid salgınının, bilim insanlarının yarasa kaynaklı virüsleri araştırdığı Vuhan Viroloji Enstitüsü’nde başlamış olabileceği öne sürülüyor. Bu laboratuvarda olası bir sızıntıyı engellemek için katı protokoller uygulanıyor. Ancak teoriye göre temel bir insan hatası, koronavirüsün kaçmasına neden olabilir. Laboratuvar teorisini destekleyenlerden çoğu, virüsün bir kaza sonucu sızdığını düşünüyor. Fakat bazı komplo teorisyenleri, Çin’in virüsü bilerek sızdırdığını iddia ediyor.

Laboratuvar teorisi neden yeniden gündemde?

Kovid-19’un bir hayvandan insana geçen zoolojik bir hastalık olmadığı, Vuhan’daki laboratuvardan kazara sızdırıldığı ilk olarak Donald Trump ve diğer Cumhuriyetçiler tarafından dile getirilmişti. Bazı uzmanlar söz konusu iddiayı “komplo teorisi” diye niteleyip reddetse de son günlerde Biden yönetimi ve ABD basını, aynı teoriyi yeniden dile getiriyor. Örneğin Wall Street Journal, daha önce açıklanmayan, ABD istihbaratına ait bir raporu haberleştirdi. Raporda, Çin’deki laboratuvarda görevli üç bilim insanının, virüs yayılmaya başlamadan önce, Kasım 2019’da Kovid-19’la uyumlu semptomlar yüzünden hastaneye kaldırıldığı aktarılıyor.

Diğer yandan Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) Çin’e koronavirüsün kökenini araştırmak üzere gönderdiği heyetin Mart 2021’de hazırladığı bir diğer rapor, bu iddiayı reddetmişti. Raporda, salgının bir laboratuvarda başlamış olma ihtimalinin “aşırı derecede az” olduğunu belirtilmişti. Öte yandan DSÖ, buna rağmen ileri araştırmaların yararlı olacağını ifade etmişti.

Kaynak: https://www.indyturk.com/node/370346/sa%C4%9Flik/abdli-uzmanlardan-%C3%A7arp%C4%B1c%C4%B1-iddia-kovid-19un-laboratuvardan-ka%C3%A7t%C4%B1%C4%9F%C4%B1na-dair-iki

***

EK 7 (10.6.2021):

 

Resim

***

EK 8 (11.6.2021): Trump’ın yardımcılarından Peter Navarro, ABD Ulusal Alerji ve Bulaşıcı Hastalıklar Enstitüsü müdürü Dr. Anthony Fauci’yi “pandemi”yi yaratmada rolü bulunmakla, virüsün kaynağı konusunu örtbas etmekle suçladı ve “Ellerinde kan var” dedi. Kaynak: https://www.yenicaggazetesi.com.tr/fauciyi-neden-ilhlara-kurban-ettiler-456877h.htm

***

EK 9 (16.6.2021): Kovid-19 virüsünün Aralık 2019’da ABD’ye ulaşmış olduğuna dair kanıtlar artıyor

Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi’nin (CDC) geçen yılın başlarında 24 bin Amerikalıdan alınan kan örnekleri üzerinde yaptığı geniş çaplı analize göre, Kovid-19 vakalarının Aralık 2019’da ülkenin bazı bölgelerinde görüldüğüne olan inancın arttığı belirtildi.

CDC yetkilisi Natalie Thornburg, “Çalışmalar oldukça tutarlı. Muhtemelen burada bildiğimizden daha önce çok seyrek de olsa vakalar vardı ancak şubat sonuna kadar yaygınlaşmadı.” dedi.

Kovid-19, 2019’un sonlarında Çin’in Wuhan kentinde ortaya çıkmış, 15 Ocak’ta Wuhan’dan dönen ve 19 Ocak’ta Washington eyaletinde bir klinikte tedaviye alınan bir Amerikalıda görülen enfeksiyon ise ABD’de görülen ilk vaka olarak kabul edilmişti.

Aralık 2020’de yayımlanan ve Amerikan Kızılhaç kan bağışlarından alınan 7 bin örneği analiz eden CDC liderliğindeki bir çalışma da virüsün Aralık 2019’un ortalarından itibaren bazı Amerikalılara bulaşmış olabileceğini göstermişti.

Kaynak: https://www.aa.com.tr/tr/dunya/kovid-19-virusunun-aralik-2019da-abdye-ulasmis-olduguna-dair-kanitlar-artiyor/2275081

***

EK 10 (21.7.2021): Beyaz Saray’ın baş tıbbi danışmanı Fauci’nin koronavirüs pandemisi hakkındaki açıklamalarına şüpheyle yaklaşan bilim adamları, endişelerini halka açıklamak istemiyorlar. Fauci, tüm finansmanı kontrol ediyor, bu yüzden bilim adamları ondan ölümüne korkuyor. Kaynak: https://nypost.com/2021/07/20/rand-paul-says-researchers-afraid-to-speak-out-against-fauci/

***

EK 11 (29.7.2021): FAUCİ: “Aşılanmış kişiler, COVID delta varyantı ile enfekte olduklarında burun ve boğazda aşılanmamış kişilerle aynı viral yüke sahiptir.” Kaynak: https://twitter.com/HollywoodLANews/status/1420447538738384896?s=20

KORCAN AYATA: “Fauci ayıp etmiş, bizim bilim yobazlarına sorsaydı, doğrusunu öğrenirdi: Aşılılar virüs kapmıyor, bulaştırmıyor, hasta olmuyor, yoğun bakıma girmiyor, hayatını kaybetmiyor. Neyi anlamıyorsunuz ki?” Kaynak: https://twitter.com/korcanayata/status/1420634002122330113?s=20

***

EK 12 (30.7.2021): HİKMET GEÇKİL: Yeni…Utanmazlık! Virüsün “yapay” olma ihtimalinin de göz ardı edilmemesini söyleyenleri “komplocu” olmakla suçlayan, Ancak, hiç bir veriye dayanmadan, virüsün %100 doğal olduğunu @NatureMedicine‘da ilan eden “utanmazlar” şimdi ne düşünüyor acaba! Kaynak: https://twitter.com/HikmetGeckil/status/1419746333313863684?s=20

***

EK 13 (8.9.2021): HİKMET GEÇKİL “Yeni belgeler… Virüs! Yapay mı?; Doğal mı? NIH’in getirdiği yasağın Bilgi Edinme Özgürlüğü Yasası gereği kaldırılması ile ortaya saçılan kirli ilişkiler… Fauci’nin müdürü olduğu kurum NIAID, Wuhan Viroloji Enstitüsü ve Ecohealth’in kirli ilişkisi… theintercept.com/2021/09/06/newKaynak: https://twitter.com/HikmetGeckil/status/1435485439788339201?s=20

***

EK 14 (23.11.2021): “Komplo” teorileri “komple” doğru çıkıyor. Kaynak: https://twitter.com/drahmetrasim/status/1463044809413873664?s=20

***

EK 15 (12.1.2022): HİKMET GEÇKİL ” Çanlar kimin için çalıyor!!!  Virüsün (orijinal virüsün!) lab sızıntısı, genetik manipülasyon, WIV’ye akan paralar konusunda sıkıştığı köşeden, görevi bırakarak paçayı kurtaran (şimdilik!) NIH direktörü, giyotinin ucunda İtalyan’ı bıraktı!!!

Resim

Kaynak: https://twitter.com/HikmetGeckil/status/1481207083248795655?s=20

***

EK 16 (10.6.2022): HİKMET GEÇKİL “Tüm aşılara ilham kaynağı olan ilk SARS-CoV-2 genomunu yayınlayan Çinli gruptan: “CoV-2 kesinlikle Wuhan canlı hayvan marketinden gelmedi. Yarasalar dahil bu bölgedeki hiç bir havan virüsüne benzemiyor. İncelediğimiz hiçbir betakoronavirüste ACE2 bağlanma bölgesi yok” Bu ölçekte yapılan bu çalışmadaki bu ifadeler; virüsün evrimleşerek, zoonotik olarak insana geçtiğini düşünen en fanatik “doğalcıları” bile yola getirip “yapaycı” yapar!…

Makale adı: Coronaviruses in Wild Animals Sampled in and Around Wuhan in the Beginning of COVID-19 Emergence

K: https://academic.oup.com/ve/advance-article/doi/10.1093/ve/veac046/6601809?login=false

Kaynak: https://twitter.com/HikmetGeckil/status/1535140416584040449?s=20&t=B2JQM3ZALxeYb2kdySSbVw

***

EK 17 (20.9.2022): Dünyanın önde gelen tıp dergisi BMJ, Kovid pandemisinin bir laboratuvar sızıntısı ile tetiklenmiş olabileceğini ve virüsün bilim adamları tarafından tasarlanmış olabileceğini kabul etti.

K: https://www.dailymail.co.uk/news/article-11223335/Covid-19-Worlds-medical-journal-finally-says-virus-come-lab-leak.html

***

Siz de yorumunuzu paylaşın: