Şekersiz sakızlarda, naneli şekerlerde, diş macunlarında, gargaralarda, öksürük şuruplarında ve çiğnenebilir vitaminler gibi sayısız ürünlerde bulunan ksilitolün kan pıhtılaşmasını artırdığı, kalp krizi, felç ve ölüm riskini iki misli artırdığı tespit edildi.

FDA onayı olan suni tatlandırıcıların (aspartam, sukraloz, sakarin, neotam, advantam ve asesulfam potasyum) bağırsak bakterilerine toksik tesirleri olduğu bildirildi. Suni tatlandırıcılar kalorileri olmadığı gerekçesiyle hem kilo almak istemeyenlere hem fazla kiloları ve diyabet gibi hastalıkları olanlara tavsiye ediliyor.

Suni tatlandırıcı sukralozun bilinenin aksine hem metabolize olduğu hem de yağlı dokularda biriktiği bildirildi. Sukralozun kanserojen olduğu, diyabet riskini artırdığı, dost bağırsak bakterilerini azalttığı, migreni tetiklediğini gösteren araştırmalar da var. İnsan vücudunun tanımadığı kimyasalların güvenli olduğunu ispatlamak hiç de kolay değildir, doğrusu bunlardan külliyen uzak durmaktır.

Aspartam ve asesulfam gibi suni tatlandırıcıların 3 hafta gibi kısa bir sürede obezite ve diyabete zemin hazırlayan metabolik değişikliklere yol açtıkları ortaya çıktı. Daha önce de kilo vermeye bir faydaları olmadığı ve kanser riskini artırabileceği gösterilen suni tatlandırıcıların soframızda yeri olmaması gerekiyor. Ağzımız tatlı olsun derken hayatımız zehir olabilir.

Tüm dünyada milyonlarca insan tarafından kilo almamak veya kilo vermek için yaygın şekilde tüketilen suni tatlandırıcıların işe yaramadığı gibi zararlı oldukları ortaya çıktı. Kısa adı CMAJ olan dergide yayınlanan makalede 420 bine yakın kişi üzerinde gerçekleştirilen 37 araştırma yeniden değerlendirildi.