İşlenmiş gıda, kozmetik ve ilaçlarda yaygın olarak kullanan silika veya silikon dioksit nanopartikülllerinin genotoksik olduğu yani hücrenin genetik materyaline zarar verebileceği bildirildi. Genotoksik etki kanser riskinin artması anlamına geliyor. Hazır gıdalardan ve katkı maddelerinden uzak durmak için yeterli delil yok diyenlere önemle duyurulur.

Amerikan Kalp Derneği’nde (AHA) kalp-damar hastalıkları risk faktörleri konusunda müspet gelişmeler var ama yeterli değil. Hasta olmamanın temel unsuru risk faktörlerinin “tümünden” uzak durmaktır. Risk faktörlerini endüstrinin menfaatlerine göre belirlemek ve oynamak kabul edilemez. AHA’ nın risk faktörlerini onaylamıyor ve saygı da duymuyorum.

Hipertansiyonum var diye karalar bağlamanıza, hemen ilaca başlamanıza gerek yok. Hipertansiyon hayat tarzındaki yanlışların sonucudur ve bunları ortadan kaldırmadan ilaca başlanması abesle iştigaldir. USA’ nın dünyaca ünlü Mayo Klinik’ in de kan basıncını ilaç tedavisine gerek kalmadan kontrol altına alınmasını sağlayacak 10 hayat tarzı değişikliği tavsiyesi var.

Yeni bir araştırmada çocuklardaki astım teşhislerinin yarısının yanlış olduğu ortaya çıktı. Ben de senelerdir astım teşhislerinin çoğunun yanlış olduğunu, teşhis doğru olsa bile gereksiz ve aşırı ilaç tedavilerinin uygulandığını iddia ediyorum. Gereksiz ve aşırı teşhis ve tedaviler ilaç endüstrisinin zaferi, bilim dünyasının ise iflasının göstergesidir.

Kan basıncını 140 altında olan diyabetlilerde tansiyonu daha fazla düşürmenin kalp-damar hastalıklarına bağlı ölümleri artırdığı bildirildi. Diyabeti olanlara kolesterolleri normal olsa bile statin ve tansiyonları 140’ ın altında olsa bile bir tansiyon hapı verilir ve tansiyonları düşük olsa bile ilaçlara devam edilmesi istenir. Modern tıp bir kere daha çuvallamış oluyor.