Psikiyatrinin mukaddes kitabı olarak bilinen DSM’ nin son güncellenmiş versiyonunu hazırlayan panel üyeleri ve ilaç şirketleri arasında yaygın ve büyük ölçüde açıklanmamış menfaat münasebetleri olduğu tespit edildi. Hadi gelin de bu kitaba güvenin.

Düzenli aerobik yürüyüş yapmak, hafıza oluşturma merkezi olan hipokampüs hacminde yaklaşık %2 artış sağlıyor ki bu, yaşa bağlı kaybı 1–2 yıl geri çevirecek kadar anlamlı bir artış demek. Egzersiz, yalnızca kaslara değil, beyne de “spor” yaptırıyor. Yürüyün, yollar yürümekle aşınmaz ama dikkat ayakkabınız aşınabilir.

Antidepresan ilaçlarını bırakanlarda ciddi yoksunluk belirtilerinin nadir olduğu sonucuna varan meta-analiz bilim dünyasında büyük tartışmalara sebep oldu. Birçok uzman, çok haklı gerekçelerle bu analizin sonuçlarına katılmıyor. Ben de her hastalıkta olduğu gibi kılavuzlara riayet etmek yerine kişisel karar almanın daha doğru olduğuna inanıyorum.

Alzheimer, sadece sinir hücrelerinin ölümüyle sınırlı bir beyin hastalığı değildir. Bağışıklık sistemi, karaciğer, kas, bağırsak, hatta kemik iliği gibi organların da dahil olduğu çok sistemli bir hastalık olması kuvvetle muhtemeldir. Beyindeki proteinleri hedef alan ilaçların işe yaramaması boşuna değildir.

1 ay boyunca günde 24 gram %70 kakao ihtiva eden bitter çikolata yemenin, bilişsel işlevleri (özellikle dikkati ve işlemeyi) geliştirdiği tespit edildi. Ben de bu tür bir çikolata araştırmasına gönüllü denek olmak istiyorum. Beni fındıklı çikolata grubuna koyarlarsa daha memnun olurum.