Halk aşıdan ürker, tırsar diye doğrular söylenmez, hele de abartılı ifadeler kullanılırsa halk aşıdan daha çok kaçar. Halk kendisine doğruları söyleyenlere, yanlış yaptıklarında da “Rabbim bizi affetsin” diyenlere ölene kadar inanır, bağlanır. Dünyada halkın korkutularak, tehdit edilerek yola getirilebildiğinin tek bir örneği yoktur. Bu, tıp için de geçerlidir.

9 tıp derneği Canan Karatay’ a verip veriştirme bahanesiyle senelik olağan “grip aşısı olmazsanız ölürsünüz” korkutmasını yapmışlar ama kimsenin onları dinleyeceğini sanmıyorum. Dernekler neden toplumu ikna edemediklerini, insanların neden kendilerine değil de Karatay’a ilgi duyduğunu sakin kafayla düşünmeliler. Tavsiyem, samimi olmaları, endüstrinin menfaatlerini düşünmeden tam ve doğru bilgilendirme yapmalarıdır.

Her ilaç gibi insülin de bir cinayet  aracı olabilir, bu kriminel bir durumdur ve polisi ilgilendirir. Bu sebeple gerçekten ölenler oldu mu kaç kişi öldü bilemem ama ilaçların gereksiz ve yanlış kullanımı yüzünden tüm dünya her sene milyonlarca insanın öldüğü ve sakat kaldığı söylenebilir. İnsülin de bana göre tip 2 diyabet hastalarında çoğu zaman yanlış […]

Amerika’ lılar ve tabii ki tüm dünya yeni bir beslenme tuzağının pençesine atılıyor. Bundan böyle yiyeceklerin üzerinde kaç kalori olduğu yazacak, insanlar buna göre yediklerinin kalorisini sayarak obeziteden kurtulacakmış. Kalori saymanın delinin pösteki saymasından hiçbir farkı yok. Bundan sonra obezite ve ilgili hastalıkların daha da artacağına kalıbımı basarım.

Magazin tıbbını yerden yere vuran Temel Yılmaz’ dan sorularıma heyecanla cevap beklerken o hikâye anlatmaya devam ediyor. Canı sağ olsun, “Elizabeth’in hikâyesi ve diyabette açlık diyeti tedavisi” başlıklı yazısı gerçekten güzel. Obezite ve diyabet hakkında yazıp çizmeyi bırakıp bu tür magazin yazılarına devam etmekle iyi ediyor.