Tıbbi görüntüleme yöntemlerinden maruz kalınan radyasyonun giderek arttığı ve bunun %40’ ının kalple ilgili tetkiklerden kaynaklandığı, bu incelemelerin gelişigüzel istenmemesi, fayda ve zararlarının iyi hesaplanması gerektiği bildirildi. Dualarınıza “Allah’ ım bizi gereksiz tıbbi tetkiklerden koru” cümlesini de eklemeniz iyi olur.

Osman Müftüoğlu’ nun “Taşyapı Four Winds” isimli binaların reklâmına çıkması Hürriyet’ in Okur Temsilcisinin ve bazı okuyucuların hoşuna gitmemiş. Reklâmı sevmem lâkin bu reklâmdan rahatsız olmadım. Hayır, yanlış anlamadınız. “Her türlü reklâma karşı” diye bildiğiniz ben, bu reklâmı aksine eğlenceli bile buldum. Bakın, neden?

Tıp her geçen gün ilerliyor mu? Eğer ölçü olarak daha çok tetkik yapılması, daha çok hastalık teşhis edilmesi, daha çok ameliyat yapılması, daha çok ilaç kullanılması alınıyorsa, evet tıp ilerliyor. Ölçümüz hastalıkların azalması, daha az doktora gidilmesi, daha az ilaç kullanması, daha az ameliyat yapılması ise tıp geriliyor demektir.

SUT da yapılan değişiklikle diyabet, hipertansiyon, KOAH, romatizma gibi kronik hastalığı olanların ilaçlarını reçetesiz eczaneden almaları artık mümkün olmayacak. Bu hem hasta sağlığı hem ilaç israfının önlenmesi bakımından doğru bir uygulamadır. Hastalar ilaç almamız zorlaştı diye ağlaşmasın, olan işi zorlaşan doktorlardır.

Hürriyet gazetesinde Yalçın Bayer’ in köşesinde bir eczacı SGK’ nın “ilaçta taban fiyat politikasını” eleştiriyor. Elbette eleştirebilir ama yazıda “vatandaşın sağlığı önemseniyor görünerek aslında pahalı ilaçlar savunuluyor”. İlaçta taban fiyat uygulaması gayet yerindedir ve “SGK’ nın kendini dolayısıyla da vatandaşı koruması” için de şart olan bir uygulamadır.