Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta

Bu arada… Amerikan Kalp Birliği, GSK’dan 3.6 milyon dolarlık sponsorluk alınca, “Avandamet” hakkındaki olumsuz yazılara karşı çıktı! Evet, bu işlerin ekonomi-politiğini bilmek şart…

Keza aşılar:

Domuz gribi aşısı 2009 yılında dünya gündemindeyken FDA’nın “Baş Aşı Kontrol Başkanı” Dr. Anthony Morris, “Herhangi bir grip aşısının, grip salgınını önlemede etkili olduğuna dair kanıt yoktur. Üreticiler aşıların değersiz olduğunu bildikleri halde satmaya devam etmekteler” dedi. Ve hemen görevinden alındı!

Dr. Morris yerine kimler el üstünde tutuldu: Domuz gribi için “Relenza” kullanımını öneren Dünya Sağlık Örgütü rehberini hazırlayan üç uzman! Üçü de bu ilacı üreten GSK şirketinden para aldığı ortaya çıkacaktı!

“Talidomit” mağduru çocuklar konusuna girmeyeyim.

GSK şirketini az buçuk tanıdınız. Gelelim asıl konuya:

LOBİNİN BEYNİ

“Kara Kutu-Yüzleşme Vakti” kitabım çıkar çıkmaz saldırı kampanyası başladı.

Kitabın tek sayfasını okumayanların hedefi oldum. Kapitalist tıp anlayışına köklü eleştiriler getiren kitaba kimi solcular da saldırdı! Kendini solda gören yayın organları, STK ve yazarlara ne oluyordu?

Bu lobinin başında “beyaz solcuları” etkileyen biri vardı:

Prof. Dr. Selim Badur! İ.Ü Viroloji ve İmmünoloji Bilim Dalı’nda 15 yıl başkanlık yaptı. Fransa Bilimler Akademisi ve Sağlık Bakanlığı Aşı Danışma Kurulu
üyesi idi.

Aşı konusunda yazdıkları-söyledikleri ayrı yazı konusu.

Peki… Selim Badur’un (dünya aşı pazarının önemli bölümünü de elinde tutan) GSK şirketinde çalışmasına ne demeli?

Israrla “tıbbın ekonomi-politiğini bilmeniz şart” diyorum! Onu yazıyorum.

Lobici Badur’un eli her yanda; NTV‘den Açık Radyo‘ya programlar yapıyor. Sık Sık tv’lerde sağlık programlarına çıkarılıyor. Moda sahilindeki evinde “pek meşhur solculara” davetler veriyor. Bunlardan biri “bilim dergisi” çıkarıyor!

Keza: Selim Badur politik biri, 2008’de “Ergenekon soruşturmaları derinleştirilsin” diyen akademisyenlerden. (Eşi Ayşe Köse Badur da “liberal sol” çevrelere yakın akademisyen. Fuat Keyman ile birlikte “Kürt Sorunu” kitabını yazdı.)

Yani… Bu iş burada bitmez. Küresel ilaç şirketlerinin temsilcileri ve onlarla işbirliği yapanlarla hesaplaşmamız sürecek: İsim… İsim…

Kaynak: https://www.sozcu.com.tr/2019/yazarlar/soner-yalcin/duvara-tosladiniz-hesaplasacagiz-5507079/

***

EK 1 (31.10.2025): Dünya yıkılıyor, bizim psikiyatristlerden çıt çıkmıyor!

“Study 329” adlı, paroksetin etken maddeli antidepresan ilacın (Paxera, Paxil, Seroxat) ergenlerde kullanımına dair ünlü klinik çalışma, açılan dava sonrasında nihayet bir “uyarı ifadesi” ile işaretlendi.

Olayın kısa özeti:

Çalışma Ne Diyordu? 2001’de yayınlanan çalışma, ilacın ergenlerde “genel olarak iyi tolere edildiğini ve etkili olduğunu” iddia etmişti.

Gerçek Neydi? İlacın etkisiz olduğu ve intihar riski de dahil ciddi yan etkilere yol açtığı, hatta çalışmanın bir halkla ilişkiler firması tarafından “hayalet yazarlık” ile kaleme alındığı ortaya çıktı.

Yasal Süreç: GSK, bu çalışmayı etik olmayan bir şekilde pazarladığı gerekçesiyle 2012’de 3 milyar dolar ceza ödedi.

Güncel Gelişme: 20 yılı aşkın süredir devam eden itirazlara rağmen “geri çekilmeyen” çalışma, Eylül 2025’te bir avukatın açtığı dava sonrasında nihayet bir “uyarı ifadesi” aldı.

Dava, Washington DC’li avukat George Murgatroyd III tarafından, Elsevier (yayıncı) ve Amerikan Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Akademisi’ne karşı dava açıldı. Makalenin sonuçlarının “yanlış ve aldatıcı” olduğu, paroksetini etkili gösterdiği ve online satışının DC tüketici koruma yasalarına göre aldatıcı ticaret pratiği olduğu iddia ediliyor. Bu, tıbbi dergilere karşı tüketici koruma yasalarının ilk kez kullanılması. 

Davalılar, Kasım ortasına kadar cevap vermek zorunda. Murgatroyd, 2006-2007 SSRI davalarından elde ettiği GSK belgelerine dayanıyor ve geri çekme için umutlu.

Kaynak: https://x.com/drahmetrasim/status/1984348534439657513

***