Belki bugün görünüşte daha rahat, daha şık, daha güvenli, daha modern evlerde oturuyoruz, ama kesinlikle daha sağlıklı evlerde değil. Üstelik bir de bazılarının ’Amcası, bizim ev bir akıllı, bir akıllı ki…’ diye övündüğü türden evlerde oturuyorsanız iyice yandınız demektir. Hesap ortada, eviniz ne kadar akıllı ise o kadar çok kimyasal maddeye maruz kalıyorsunuz!

Çocukların çok sevdikleri pelüş oyuncaklarda kanserojen kimyasallar bulunduğu bildirildi. Almanya’ da yapılan araştırmada 30 oyuncaktan sadece 8’ i tam not alırken, 22’ si sağlık için riskli bulundu. Alman malı deyince güvenilir ürünler anlaşılırdı ama anlaşılan o ki modern dünyada artık inanılacak, itimat edilecek hiçbir şey kalmadı.

Kozmetikler ve şampuan, tıraş losyonu, deodorant gibi kişisel bakım ürünlerinde yaygın olarak kullanılan “parabenlerin” çok düşük dozlarda bile meme kanserini tetikledikleri belirlendi. Östrojen hormonu taklit eden parabenlerin sperm sayısını ve testosteron salgısını azaltabileceğini gösteren araştırmalar da var. Parabenlerin yasaklanması için neyi bekliyoruz?

Kalp krizi, felç, damar tıkanıkları, obezite, hafıza kaybı ve böbrek hastalıklarını önleyebileceği gösterilen Akdeniz diyetinin meme kanseri riskini de ileri derecede azalttığı tespit edildi. Bilim dünyasının, kanserlerin “adam gibi beslenerek” önlenebileceğini geç de olsa anlamaya başladığını görmek beni mutlu ediyor.

Woman’s Voice for the Earth, kadın hijyenik ürünlerinde endokrin bozucu, kanserojen veya alerjen kimyasallar bulunabileceği uyarısını yaptı. Sadece USA’ da tampon, ped, sprey, toz ve benzeri ürünler için harcanan para 2 milyar doları geçiyor ama bunlarda bulunan kimyasal maddelerin kadın sağlığını nasıl etkilediği araştırılmamıştı.