GDO REZALETİ TAM GAZ

Yazı Fontunu Büyült Yazı Fontunu Küçült Yazı Fontunu Sıfırla
kasa fişi

Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’na bağlı BiyoGüvensizlik Kurulu uzun bir aradan sonra yeni bir skandala daha imza attı. Daha önce çok sayıda GDO’lu soya ve GDO’lu mısırın kullanımına izin veren Kurul şimdi de 3 GDO’lu soya ve 1 GDO’lu mısırın piyasaya arzına izin verdi.

GDO REZALETİ TAM GAZ

 Süleyman Baş- Özel Haber

Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’na bağlı BigoGüvensizlik Kurulu uzun bir aradan sonra yeni bir skandala daha imza attı. Daha önce çok sayıda GDO’lu soya ve GDO’lu mısırın kullanımına izin veren Kurul şimdi de 3 GDO’lu soya ve 1 GDO’lu mısırın piyasaya arzına izin verdi. Yağ ve gıdalarda da kullanılmasına izin vermek üzere iken, kamuoyundaki ciddi tepkiler sonrası geri adım atmak zorunda kalmışlardı. Kurulun son kararı ve çiçeği burnunda bakanın gelir gelmez Monsanto gibi küresel şeytanî ifsad şirketlerin kararlarını onaylayıp yayınlaması tepkilere yol açtı. Dr. Yavuz Dizdar, Dr. Ahmet Rasim Küçükusta ve Gıda Hareketi yetkilileri gelişmeyi Yeni Söz’e değerlendirdi.

TARIM BAKANLIĞI TOPLUMU DİNLEMİYOR

Batıya kafadan bağlı bazı akademisyen ve bürokratlar dışında toplumun tamamına yakınının GDO’lu ürünlere karşı olmasına rağmen Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın, millete GDO’lu ürün yedirme konusunda ısrarcı olmasına anlam verilemiyor. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’na bağlı adı ‘BigoGüvensizlik Kurulu’na çıkan Biyogüvenlik Kurulu’nun, 3 GDO’lu soya ve 1 GDO’lu mısırın piyasaya arzına izin vermesi şaşkınlığa yol açtı. Konuyu yakından takip eden hekimler ve sivil toplum örgütleri gelişmeye sert tepki gösterirken, sosyal medya da çalkalandı.

DİZDAR: GDO, ENDÜSTRİNİN TALEBİ

Kanser uzmanı olmasına hasebiyle GDO ve diğer endüstriyel ürünlerinin insana etkilerini en iyi müşahede eden Dr. Yavuz Dizdar, GDO’yu ABD’nin dayatması ve endüstri şirketlerinin talebi olarak değerlendiriyor. Dizdar tepkisini şöyle dile getirdi: Yapılan talebin üzerine istenen soylar inceleniyor. Ama nesine bakıyor ve hangi veri çerçevede bakıyor derseniz, hiç bir şeye bakmıyorlar. Nesine bakabilirler ki? Tek yaptıkları başka ülkelerde kullanıyor mu diye incelemek ve ABD müsaade etmiş mi diye kontrol etmek. Eğer ABD’nin müsaadesi varsa bizde de bu şekilde geçiyor.

‘GDO’LAR HAYVANLARDAN İNSANA GEÇER’

Yeni Söz yazarı ve Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta ise GDO’lu ürünlerin hayvan yemi olarak kullanılmasının da asla doğru olmadığı görüşünde. “Bunlar yem vasıtasıyla hayvanların sistemine geçiyor. Dolayısıyla kendi yemediğimiz şeylerin hayvanlara yedirilmesi doğru değil” diyen Küçükusta, “Bakanlık niye müsaade ediyor bilmiyorum. Tabi bu iş siyasi bir mesele, baskılar yapılıyor demek ki ‘bunları kullanacaksınız’ diye. Öyle düşünüyorum başka bir açıklama getiremiyorum. Ama ben tıp adamıyım siyasi yönünün bilemem, sadece GDO’nun zararlarını anlatabilirim” dedi.

CENNET GİBİ BİR ÜLKEDE GÂVURUN İNSAFINA KALMAK ACI VERİCİ

Sağlık ve Gıda Güvenliği Hareketi’nden yapılan yazılı açıklamada ise ürünlerinde GDO’lu soya veya mısır kullanmak isteyen firmaların toplumdan tepki almaktan korktukları için derneklerin arkasına gizlendikleri belirtilirken, “bakanlık ise bu örgütlerin oyuncağı gibi davranıyor” ifadeleri kullanıldı. “Cennet gibi bir ülkenin, gâvurun insanlığı ve kâinatı ifsad etmek için canlıların genetik yapısını yani yaratılışını bozduğu gıdalara mahkûm edilmesi büyük bir züldür” görüşünü savunan Gıda Hareketi açıklamasında, şunları kaydetti: Her konuyu konuşan ilahiyatçıların, yaratılışın ifsadına yol açan bu icraat konusundaki cehalet ve suskunlukları insanın kanına dokunuyor. Bu zulüm konusunda sesiz kalan Diyanet yönetimi kahraman ilan ediliyor. Bu konuda susan ilahiyatçılar utanmadan sokağa çıkabiliyor. Bu hususta karar veren siyasetçiler alkışlanabiliyor. İnsanın ağlayası geliyor.

GDO’LU GIDAYA BİLE İZİN VERMEK ÜZEREYDİLER

GDO’lu 3 soya, 21 mısır, 3 kolza, 1 şeker pancarı ve 1 patatesin gıda amaçlı kullanılması Türkiye Gıda ve İçecek Sanayi Dernekleri Federasyonu,  GDO’lu 3 soya çeşidinin gıda amaçlı kullanılması ÜNAK Gıda ve Kimyevi Maddeler San. Tic. Ltd. Şirketi, GDO’lu 3 soya çeşidinin gıda amaçlı kullanılması için ise Tüm Gıda Dış Ticaret Derneği müracaat etmiş BigoGüvensizlik Kurulu 11. toplantısında başvuruların kabulün ve bilimsel komite değerlendirmelerinin beklenmesine karar vermiş. Kamuoyundan yükselen tepki üzere müracaat sahipleri geri çekmek zorunda kalmıştı.

KURUL KİMLERDEN OLUŞUYOR

Mevcut BiyoGüvensizlik Kurulu, Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesinden Prof. Dr. Gültekin Yıldız, Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğünden Dr. Nevzat Birışık, Sağlık Bakanlığı Türkiye Halk Sağlığı Kurumundan Doç. Dr. M. Kemal Başarılı, Ekonomi Bakanlığı, İthalat Genel Müdürlüğünden Ahmet Erkan Çetinkayış, Gıda ve Kontrol Genel Müdürlüğünden Muharrem Selçuk, Orman ve Su İşleri Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğünden Hüseyin Avni Çatal, Hacettepe Üniversitesi Gıda Mühendisliğinden Prof. Dr. Sait Aykut Aytaç, Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Doç. Dr. Erbil Kalmış, Çevre ve Şehircilik Bakanlığından Osman Öztürk şeklindeki bürokratlardan oluşuyor.

Kamuoyunun yakından tanıdığı Onkolog Dr Yavuz Dizdar Yeni Söz’ün sorularını cevapladı. İşte Dr Dizdar’ın GDO’lu ürünler konusundaki görüşleri:

Hocam, BiyoGüvenliksizlik Kurulu 3 soya bir mısır GDO’lu, bunların hayvan yemi olarak ülkeye sokulması konusunda izin çıktı. Bununla ilgili görüşlerini almak istiyorum. Özellikle de toplumda bu kadar tepki varken nasıl buna izin çıkabilir?

YAVUZ DİZDAR: Bu kısmı inanın ben de anlamıyorum. Bu küresel bir sistem. Biz bunun nereden kontrol edildiğini görmüyoruz. Başka bir açıklama da getiremiyorum. Çünkü bu insanlar da aptal değiller. Bu insanlar da GDO’ya karşı hakikaten mesafeliler. Ama sonuçta bir şey oluyor, geçen sene rendering yem meselesi vardı. Bu beyaz et üreticileri tarafından istenmiş olan bir düzenleme. Beyaz et üreticileri hayvanların artıklarını yeme çeviriyorlardı. Bu 2016’da yasaklandı. Fakat bunlar 2016’da da işte biraz medyanın etkisiyle ‘bizim daha çok genetiği değiştirilmiş organizmaya ihtiyacımız var’ dediler ve bu şekilde ortaya çıktılar. Ama ben güvenlik kurulunun mantığını anlayamadım. Bu kadar tepki varken nasıl bunlar çatır çatır geçiyor? Çatır çatır tüketime sokuluyor ben çözemedim.

Bunun rantla bir ilgisi var mı?

Benim anladığım kadarıyla Avrupa bundan vazgeçiyor. Diğer ülkelerde de yine vazgeçme eğilimi var. Bu pazar yerleştirmesi. Bizimkilerin de bu konuda pek etkisi olduğunu zannetmiyorum. Yani elde bu ürün var bunu alacaksınız. Uluslararası ticaret gördüğümüz kadarıyla böyle dönüyor. Siz bunu alacaksınız, ister alırsınız ister almazsınız. Ha ne gerekiyor? Gereken şey bununla ilgili düzenlemenin yapılması. Dolayısıyla giriyor. Özellikle talep ederek alıp aldıkları konusu bence bir tartışma.

Zaten bununla ilgili detaylı bir açıklama yapılmadı. Sadece belli şartları taşıyan deniliyor. O şartlarla ilgili de bir açıklama yapılmıyor.

Onu nasıl sattırdıkları bile açık değil. Bizde bu kadar sofistike, yani işte şu yem şu kadar verilecek diye karar verecek kimse yok zaten. Dolayısıyla bunun kararını kim veriyor? Muhtemelen bunu uluslararası ticaret zinciri bize tavuk hammaddesi satarken, çünkü bunlar entegre sistem, sadeye yem meselesi değil. Bununla ilgili hayvan var ilaçları var hepsini bütün olarak veriyorlar. O zaman sizin eliniz bağlı. Bunun almıyorum deme şansınız yok.

Adam dediğiniz ABD mi?

Tabi ABD. Benim izahım o. Avrupa istemiyor. Ülkeleri kendi kararına bırakıyor. Ülkeler de istemiyor. GDO talebinde bulunan endüstri. O talebin üzerine istenen soylar inceleniyor. Ama nesine bakıyor ve hangi veri çerçevede bakıyor derseniz hiç bir şeye bakmıyor. Nesine bakabilir ki, başka ülkelerde kullanıyor mu diye bakıyor kullanıyorsa ABD müsaade etmiş diyor müsaade etmişse bu şekilde geçiyor.

Yeni Söz yazarı ve Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta Yeni Söz’ün sorularını cevapladı. İşte Dr Küçükusta’nın GDO’lu ürünler konusundaki görüşleri:

Hocam, BiyoGüvenliksizlik Kurulu 3 soya bir mısır GDO’lu, bunların hayvan yemi olarak ülkeye sokulması konusunda izin çıktı. Bununla ilgili görüşlerini almak istiyorum. Özellikle de toplumda bu kadar tepki varken nasıl buna izin çıkabilir?

KÜÇÜKUSTA: Bunların hayvansal yem olarak kullanılması, doğru değil. Çünkü bunlar yem vasıtasıyla hayvanların sistemine geçiyor. Dolayısıyla kendi yemediğimiz şeyleri hayvanlara yedirilmesi doğru değil. Bakanlık niye müsaade ediyor bilmiyorum. Tabi bu iş siyasi bir mesele, baskılar yapılıyor demek ki bunları kullanacaksınız diye. Öyle düşünüyorum başka bir açıklama getiremiyorum. Ama ben tıp adamıyım siyasi yönünün bileme sadece zararlarını anlatabilirim. Bunu halkın nabzını yoklamak için deneme olarak da çıkarmış olabilirler. Tepkilere göre durum alıyorlardı. Geçtiğimiz aylarda zeytinlik meselesi vardı herkes itiraz edince geri çekildi. Bunda da böyle bir ön yoklama yapıp toplumun reaksiyonu ölçülmek isteniyor olabilir.

CENNET GİBİ BİR ÜLKEDE GAVURUN İNSAFINA KALMAK ACI VERİCİ

Sağlık ve Gıda Güvenliği Hareketi ise şu açıklamayı yaptı:

“Hayvan yemlerinde GDO’lu soya ve mısır kullanımı yeni değil. Yeni olan şey, üç soya ve bir mısır çeşidinin daha yem olarak kullanılmasına izin vermek. Ürünlerinde GDO’lu soya veya mısır kullanmak isteyen firmalar toplum tepkisinden korktukları için BESD-BİR adlı örgütlerinin arkasına gizleniyorlar. Bunun anlamı şu: Bu derneğe üye olan her firma mutlaka GDO’lu yem kullanıyor demektir. Ayrıca piyasada hayvan besiciliği yapıp da GDO’lu yem kullanmayan birini bulmak neredeyse imkânsız.

Cennet gibi bir ülkede gâvurun insanlığı ve kâinatı ifsat etmek için canlıların genetik yapısını yani yaratılışını bozduğu gıdalara mahkûm edilmesi büyük bir zulümdür. Nasipsizlik, bedbahtlıktır. Her konuyu konuşan ilahiyatçıların yaratılışın ifsadına yol açan bu icraat konusundaki cehalet ve suskunlukları insanın kanına dokunuyor. Bu zulüm konusunda sesiz kalan Diyanet yönetimi kahraman ilan ediliyor. Bu konuda susan ilahiyatçılar sokağa çıkabiliyor. Bu hususta karar veren siyasetçiler alkışlanabiliyor. İnsanın ağlayası geliyor. Kahrolmamak elde değil. İçine düştüğümüz acıklı icraatı solcular yapsaydı Müslümanların çoğu ayağa kalkardı. Şimdi hepsi dut yemiş bülbül gibi sus pus olmuşlar. Ziraat faaliyetini geliştirmek yerine talan eden, ziraat alanlarına konut diken ve eğlence sahasına çeviren bir akıl, yakında bizi maydanoz ithal eder duruma düşürürse, şaşmayız.

Yeni Tarım Bakanı’na seslenmek istiyoruz. Bu yaşanan açıklı hâle son verme makamındalar. Bunu yaparlarsa millet ve Hakk indinde kıymetleri artar. Yapmazsa selefleri gibi hayırla anılmaz insanlar safına geçerler.

GDO’lu yem konusunda temel sorun; bu yemle beslenen hayvanların etlerini, sütlerini, yumurtalarını biz insanların yemesi. Neden her dört çocuktan biri artık engelli doğuyor. Engelli doğumlar neden felaket düzeyine ulaştı? Neden bu kadar fazla hasta var? Sağlık harcaması neden enerji harcaması ile yarışıyor? Bunları meşru görenleri, aracılık edenleri, sessiz kalanları, tüketerek destek verenleri Allah’a havale ediyoruz. Biz haklarından gelemedik ama Allah bu dünya da ahirette mutlaka hesaplarını görecek. O bugün onların halini seyretmekten büyük keyif alacağız inşallah”

Kaynak: http://www.yenisoz.com.tr/gdo-rezaleti-tam-gaz-haber-23858

 

Yazı için 2 yorum yapılmış:

  1. ismet badem dedi ki:

    Sonra da en büyük en modern hastaneler bizde diye kasım kasım kasılın bakalım…

  2. Hayri dedi ki:

    GDO diye yazılır ZEHİR diye okunur

Siz de yorumunuzu paylaşın: