BU DÜZMECE, ADİ BİR ARAŞTIRMA

Yazı Fontunu Büyült Yazı Fontunu Küçült Yazı Fontunu Sıfırla
Mehmet Serin

Ekonomi-finans uzmanı Mehmet Serin’ in yazısı:

“Plasma Phospholipid Fatty Acids and Prostate Cancer Risk  in the SELECT Trial” (1) başlıklı araştırmanın eleştirisi:

Bilim dünyasında araştırmalar ikiye ayrılır:

Bir tanesi ve en önemlisi “neden-sonuç” ilişkisini açıklayarak yapılan araştırmalar ki ses getirir.

Diğeri ise nedenselliği açıklanamayan olgular arasındaki ilişkiyi, bağıntıyı (association) yakalamaya çalışır.

İkinci tip araştırmalar iyi tasarlanırsa, uygulanırsa ve açık açık her şey anlatılırsa birincisi kadar itibar edilebilir.

Yukarıdaki araştırma da böyle bir ilişki kuruyor!

Bakalım ne kadar tutarlı?

USA Ulusal Kanser Enstitüsi tarafından fonlanan SELECT adlı araştırma 2008 yılında 35500 hasta üzerinde yapılmış.

Gerçekte E vitamini ve selenyum mineralinin prostat kanserini önlemedeki rolü üzerine tasarlanmış.

Tahmin edeceğiniz gibi bunlar işe yaramamış.

Hatta E vitamininin kanser riskini artırdığını saptamışlar.

Standartlara uygun droglar kullanılmadığı için araştırma temel konusunda da itibar görmemiştir.

Neyse, koyunun postunu yüzmüşler ama bir post daha çıkaralım diyerek bir de omega 3 lerin prostat kanseri üzerindeki etkilerini görelim demişler.

Yani araştırmanın ana konusu omega 3 değil.

Araştırmanın sonunda prostat kanserli 834 kişiyi ve bunlarla karşılaştırmak için bu 35000 kişi içerisinden sağlıklı 1394 kişi kontrol grubu olarak (göya) rastgele seçmişler.

Sonra bunların kanlarındaki omega 3 düzeylerine bakmışlar.

Pardon, bu omega 3 leri nereden ve nasıl almış diye sormuştunuz!

Efendim elle tutulur hiç bir kayıt yok:

Balık mı yemişler?

Kapsül mü almışlar?

Ne kadar süre ve miktar tüketmişler?

Hangi ürün kullanmışlar?

Yok, vallahi yok!

Ne var?

Anket var…

Bu vatandaşlara sormuşlar işte balık mı yediniz, suplement mi aldınız falan.

Neyse biz devam edelim:

Diyeceksiniz ki, canım nasıl olsa omega 3 düzeylerini ölçmüşler.

Evet ölçmüşler; ama omega 3 testlerini merak eden arkadaşlar burayı iyi okusun.

Uzun süreli bir maddenin ölçümü hücreler (eritrosit, RBC) içindeki miktarına bakarak anlaşılır.

Mesala HbA1c eritrositler yoluyla üç aylık kan şekerinizin ortalamasını ölçer.

Aynı şekilde eritrositlerdeki omega 3 seviyesi (2-3 ay için anlaşılır) ölçülebilir ve anlamlı bir fikir verir.

% 8 in üzerindeki bir düzey yeterli olarak kabul edilir.

Yani birileri omega 3 alıyorsa son 2-3 aylık kullanımının sonucu bu testte görülür.

Ama bunu ölçmemişler.

Ölçtükleri anlık, kan serum içindeki omega 3 miktarı.

Açlık ya da tokluk kan şekeri ölçümü gibi.

Yani adam balık yemiş, onunki yüksek çıkar o an; diğeri yememiş düşük çıkar tabii ki.

Sıkı durun, bunu da topu topu bir kez ölçmüşler…

Sonuçlar daha da komik:

Kanserlilerde % 4.66, kontrol grubunda %4.48.

Aradaki farkın önemini size bırakıyorum.

Bu bindelik omega 3 farkı kanser yaratıyor!

GOED (EPA ve DHA Global Organizasyonu) adlı kuruluş açıktan meydan okudu bu araştırmayı yapanlara.

Prostat kanseri hastalarının büyük bir çoğunluğun aile geçmişinden dolayı yatkınlığı olduğunu ortaya çıkarmışlar.

Yukarıda association-ilişkiden bahsettik ya, bakın nasıl başka ilişkiler bulmuşlar.

Bu kanserli hastaların neredeyse tamamı sigara ve alkol kullanmıyor ama kontrol grubunu çoğu kullanıyor.

Alın size ilişki…

İç sigara, alkol, bişecikler olamaz.

Yeter ki omega 3 kullanma.

Kanıta dayalı bilim!

Omega 3 ler zararlı ama linoleic asit faydalıymış, prostat kanserini önlüyormuş.

Yani soyada, mısırda, ayçiçeğinde bulunan omega 6 yağ aitleri…

Bu Ulusal Kanser Enstitüsü’nün (NCI) adını değiştirmek lazım: “USA Ulusal İlaç Firmaları Kanser Enstitüsü“.

Bu enstitünün giderlerinin bir kısmını devlet bir kısmını kanser ilacı üreten firmalar karşılıyor.

Firmalar proje bazında ve bağış şeklinde finansman sağlıyorlar.

Yani şarta bağlı, isteğe bağlı.

Çalışanların çoğu ellerinde anlayacağınız.

En büyük finansörde ünlü meme kanseri ilacı Tamoxifen’in üreticisi AstraZeneca.

NCI doktoru Bernard Fisher Tamoxifen’ in meme kanserini %50 önlediğini birçok kez rapor etmişti.

Gerçek yıllar sonra ortaya çıktı:

Sadece %1.3 önlüyordu.

http://www.lef.org/featured-articles/Fi … iction.htm

http://www.greenmedinfo.com/blog/how-se … e-big-news
http://robbwolf.com/2013/07/11/prostate … ga-3-fats/

Not: Araştırmanın tam metnini okumam için 35 Dolar ödemem gerekiyor, sizce değer mi? Bence değmez. O yüzden bu araştırmaya yapılan eleştirilerden derleme yaptım. Bu eleştirilere cevap verilemedi.

KAYNAK:

1. http://jnci.oxfordjournals.org/content/early/2013/07/09/jnci.djt174.abstract

Siz de yorumunuzu paylaşın: