İŞLENMİŞ GIDALARIN 10 TEMEL HUSUSİYETİ

Dikkat: Yazının sonunda ek var!
***
İşlenmiş gıdaların on temel hususiyeti:
BİR: Genellikle ilave şeker ve yüksek früktozlu mısır şurubu ile doludur ve diyetteki en büyük ilave şeker kaynağıdır.
İKİ: Şeker, boş kalorilerin yanı sıra, insülin direnci, yüksek trigliseritler, kolesterol ve karaciğer ve karın boşluğunda artan yağ birikimi ile ilişkilendirilmiştir. Şeker tüketiminin ayrıca kalp hastalığı, diyabet, obezite ve belirli kanser türleri ile güçlü bir bağlantısı vardır.
ÜÇ: Aşırı tüketim için tasarlanmıştır. Bu yiyecekler özellikle beyni mükâfatlandırmak için tasarlanmıştır ve bu da aşırı tüketime yol açabilir.
DÖRT Suni malzemeler ihtiva eder. Üreticiler, bu gıdalarda koruyucular, renklendiriciler, tatlandırıcılar ve kıvam vericiler dâhil olmak üzere çeşitli sebeplerle suni kimyasallar kullanırlar.
“Aşırı mükâfatlandırıcı” olacak şekilde tasarlandıkları için bağımlılık yapabilir. İşlenmiş/abur cuburdaki bileşenler tüketildikten sonra bazı insanlarda oluşan yoğun dopamin salınımı beynin biyokimyasına zarar verebilir.
BEŞ: Genellikle rafine veya basit karbonhidratlardan zengindir. Bu karbonhidratlar hızla parçalanır ve hızlı kan şekeri ve insülin artışlarına yol açar. Bunlar da, kan şekeri seviyeleri normale döndüğünde, sadece saatler sonra karbonhidrat arzusuna sebep olabilir.
ALTI: İşlenmemiş gıdalara kıyasla besin değeri düşüktür. İşlenmiş gıdalardan zengin bir diyet, hakiki gıdalardaki vitamin, mineral, antioksidan ve diğer eser besin ögelerinin eksikliğine yol açabilir.
YEDİ: Liften fakirdir. İşlenmiş/abur cubur yiyecekler genellikle lif bakımından çok fakirdir çünkü işleme sırasında kaybolur veya kasıtlı olarak çıkarılırlar. Hakiki gıdalarda bulunan çözünür, fermente edilebilir lifler, çeşitli önemli sağlık yararlarına sahiptir.
SEKİZ: Sindirilmeleri için daha az zaman ve enerji gerektirir. İşlenmiş gıdalar daha kolay çiğnenir ve yutulur. Daha kısa sürede daha fazla yenebilir, bu da daha az enerji yakılırken daha fazla kalori alımı ile sonuçlanır.
DOKUZ: Trans yağlardan zengindir. İşlenmiş gıda üretiminde kullanılan rafine bitkisel ve tohum yağları genellikle hidrojenize edilir ve yüksek miktarda omega-6 yağ asidi ihtiva eden trans yağlar haline gelir; bu da vücutta oksidasyona ve iltihaplanmaya sebep olur.
ON: İşlenmiş gıdalarda prebiyotik ve probiyotiklerin miktarı çok azdır veya hiç yoktur, bunların besin desteği olarak ayrıca alınmaları icap eder.
***
EK 1 (25.5.2022):
Türkiye’deki bu durumu, endüstrileşmenin artmasıyla beraber değişen yeme alışkanlıkları ve yaşam tarzına bağlayan Günal, şöyle konuştu: “Süpermarketlerin artması ve buralarda satılanların endüstriyel yani rafine edilmiş, hemen kana karışabilecek gıdalar olması bu konuda önemli rol oynamaktadır. Zira bir gıda kana ne kadar çok çabuk karışır veya kanın şeker düzeyini ne kadar çabuk yükseltirse o kadar süratle insülin düzeyini artırmaktadır. Artan insülin düzeyi vücutta yağlanmaya neden olmaktadır. Bu şekilde insanlar yağlanarak, obez kişiler haline dönüşmektedir. Şehirleşme ve stresli yaşam koşulları, yeme alışkanlıklarının düzensiz beslenme şeklinde değişmesi, pakete girmiş, aperatif tarzı gıdaların sıklıkla tüketilmesi obezitenin başlıca nedenleri olarak kabul edilebilir.”
Prof. Dr. Ömer Günal, obezitenin Türkiye’de önlenmesi için yapılması gerektiğini düşündüğü önerileri şöyle sıraladı:
“İnsanları doğal beslenmeye yönlendirmeliyiz. Bu nasıl olacak bilemiyorum. Çünkü süpermarketlerdeki gıdaların yüzde 99’u rafine, paketlenmiş, işlenmiş, katkı maddeleri olan gıdalar. Şehir hayatının yorucu ve psikolojik olarak yıpratıcı temposundan insanları kurtarmak lazım. İnsanlar kazanç için büyük şehirlere gelip, mücadeleler içerisine girdikçe strese giriyorlar. Stres de insanı yediren faktörlerden biri. Büyük şehirlere göçü durdurmak, refahı yükseltmek, diğer bölgelerdeki şehirleşmeyi ve iş olanaklarını artırmak birinci unsur olmalı. Sanki beslenmeyle çok alakasızmış gibi geliyor ama doğrudan alakalı. Endüstriyel gıdaların azalması da insanların kendi gıdalarını üretme fırsatlarını elde etmesiyle olacaktır. Bu da hükümet politikasıyla olacak bir şey.”
***
EK 2 (30.11.2022): İşlenmiş gıdalar sigara (tütün) kadar bağımlılık yapıyor.
Kaynak: https://onlinelibrary.wiley.com/doi/10.1111/add.16065
***
EK 5 (27.3.2023): NOVA sınıflama sistemi:
Group 1: Unprocessed or minimally processed foods. This refers to fruits, vegetables, seeds, eggs, fungi or milk that are consumed in their natural state or altered to remove inedible or unwanted parts, like stems or shells. The foods might be dried, filtered, roasted, frozen or packaged to preserve their natural state, store them or make them more palatable.
Group 2: Processed culinary ingredients. These items are derived from Group 1 or nature, and include oils, butter, lard, sugar and salt. They’re usually used to prepare Group 1 foods and are rarely consumed on their own.
Group 3: Processed foods. These foods are produced by adding items, like salt, sugar, or oil (Group 2 items) to Group 1 foods. Examples include pickles, canned fish, cheese, canned fruits or vegetables, bacon or fresh bread. The foods usually retain their basic identity and some original characteristics.
Group 4: Ultra-processed foods. These items are created by industrial processes, like hydrogenation or adding emulsifiers, artificial colors, artificial flavors or preservatives. They include prepared meat, pasta or pizza; packaged bread, cookies or cakes; and soft drinks, candy, chicken nuggets or fast food. Ultra-processed foods tend to be highly palatable, inexpensive, convenient and contain multiple ingredients.
Kaynak: https://www.huffpost.com/entry/what-are-ultra-processed-foods_l_64186cdce4b0cfde25c60853
***