Tip 2 diyabet, ömür boyu devam eden ve ölene kadar ilaç kullanılmayı gerektiren bir hastalık değildir. 5:2 aralıklı açlık diyeti uygulayan (beş gün normal yemek yiyen ve iki gün kalori azaltan) katılımcıların kan şekeri seviyeleri standart diyabet ilaçları kullananlara göre daha iyi bulundu ve daha fazla kilo kaybı gösterdiler.

Sepsisi erken dönemde ve kısa bir sürede teşhis etmesi umulan bir test üzerinde çalışılıyor. Test, nötrofil hücre dışı tuzaklarında (neutrophil extracellular traps) bulunan bir proteinin tanınmasına dayanıyor. Kan zehirlenmesi olarak bilinen sepsisi tespit etmek zordur ve şu anda bunu teşhis edecek bir test yoktur.

Pnömonilerin çoğu aşırı teşhistir ve pnömoni için hastaneye yatırılan hastaların yarısında pnömoni olmayabilir. MRSA ve psödomonas pnömonileri toplumda çok seyrektir, geniş spektrumlu antibiyotiklerle ampirik tedavide ölüm oranları yüksektir. Durumu stabil olan hastalarda laboratuar sonuçları gelene kadar tedavi geciktirilebilir.

Yeni bir araştırmada daha birçok doktorun farkında bile olmadığı, tıp fakültelerinin müfredatında yer almayan aşırı tetkik (overtesting) ve aşırı tedavinin (overtreatment) faydadan çok zararlarının olabileceği ortaya kondu. Bu gereksiz tetkiklerin hastaları strese sokmak, iş yükünü artırmak yanında çok ciddi ekonomik kayıplara yol açtığı da unutulmamalıdır.

Her 3 meme kanserinden birini gereksiz teşhis olduğu bildirildi. Bu kadınlar gereksiz yere kanser stresine giriyor, gereksiz yere ameliyat oluyor, kemoterapi ve radyoterapi görüyor ve bir çuval da para harcıyorlar. Meme taramaları “mucize gibi” sunulmamalı, fayda ve riskleri tam ve doğru şekilde anlatılmalı ve onay verenler taramaya alınmalıdır.