71 REKTÖRÜMÜZÜN ULUSLARARASI ARAŞTIRMALARDA ALDIĞI ATIF SAYISI SIFIR!

Yazı Fontunu Büyült Yazı Fontunu Küçült Yazı Fontunu Sıfırla
kasa fişi

Dikkat: Yazının sonunda ek var!

***

Bir televizyon programında şu an görevde olan üniversite  rektörlerinin 68’nin uluslararası yayın sayısının ve 71 rektörün araştırmalarının atıf sayısının sıfır olduğunun bildirilmesinin, medyada rektörlerin ne kadar bilimden uzak kişiler olduğu vurgulanarak verilmesine şaşırmadım ama ben medyamızla aynı kanaatte değilim.

Bu bilgiler bana göre ülkemizde bilime ne kadar çok değer verdildiğinin açık ve net bir göstergesidir. 

Bilim adamının tek derdi bilimdir, araştırma ve deney yapmaktır, bilgi üretmek ve bunların neticelerini yayınlamaktır.

Bilim adamlarının rektörlük gibi tamamen idari ve törensel işlerle uğraşılan bir makamda vakit geçirmeleri bence çok yanlış bir iştir ve bilimin ruhuna da aykırıdır.

Tüm zamanlarını araştırmalarla geçiren bilim adamlarımızın bu makama getirilmemiş olmaları, onların makam ve mevki gibi bir hırslarının olmadığı, tek dertlerinin bilim olduğu şeklinde değerlendirilmelidir.

Bu araştırma ve deneylerin artan yayın ve atıf sayısı olarak kısa zamanda kendini göstereceğine inanıyorum.

Bilim adamı rektör yapılamaz, yapılmamalıdır!

Gelelim neticeye

Açıklamayı yapan Prof. Dr. Engin Karadağ’ ın bilim adamı, bilimsel araştırma, bilimsel yayınları nasıl tarif ettiğini, atıftan tam olarak neyi kastettiğini bilmediğim için daha fazla bir yorum yapmam mümkün değil.

Rektörleri yaptıkları işlerle ve hizmetlerle değil yayın sayısı ve atıflarla değerlendiren birinin bilim adamı, profesör, bilimsel araştırma, bilimsel yayın tariflerini  öğrenmek “müthiş eğlenceli bir tartışma” yaratacaktır, duyururum.

Operation gelungen, Patient tot!

Ah şu kantite merakımız, aaah!

university ile ilgili görsel sonucu

***

Medimagazin’ in haberi:

Akdeniz Üniversitesi Öğretim Üyesi ve ÜNİAR Direktörü Prof. Dr. Engin Karadağ yaptığı araştırmaya dayandırdığı bilgilere göre görevde olan 71 rektörün uluslararası araştırmada aldığı atıf sayılarının 0 olduğunu söyledi. 

Fatih Altaylı’nın HaberTürk TV’deki “Teke Tek Bilim” programına katılan Karadağ akademi için dikkat çekici açıklamalarda bulundu. Karadağ, “Scopus ve Web Of Scıence veri tabanları uluslararası makaleleri derliyor, bütün sıralama şirketleri bu veri tabanını kullanıyor. İki veri tabanında ne kadar çok yayın yapılırsa üniversitenin sıralamadaki yeri o kadar yüksek çıkıyor” dedi.

Karadağ, “Şu andaki üniversitelerin hâlihazırdaki rektörlerinin 68’nin uluslararası sıfır yayınını var. Yayınlarını sadece Türkiye’de yapmış. 71 rektörümüz hayatlarında yaptıkları araştırmada 0 atıf alıyor. Edirne’den çıktıktan sonra kimse onları tanımıyor” diye konuştu. 

Kaynak: http://www.medimagazin.com.tr/guncel/genel/tr-uniar-direktoru-71-rektorumuzun-uluslararasi-arastirmalardaki-aldigi-atif-sayisi-sIfIr-11-681-84619.html

***

EK 1 (15.10.2023): 

1⃣Önce bilim, bilimsel araştırma ve üniversitenin tarifi üzerinde anlaşmak lâzım.
2⃣Akademik unvan elde etmek için yapılan çalışmalardan bilim ve bilgi çıkmaz, yayın çıkar.
3⃣Her bilimle uğraşana ve hatta yayın yapana bilim adamı denmez. Bu tuvale boya süren herkese ressam denmesi gibi olur ki Kenan Evren Picasso ile aynı kategoriye girer.
4⃣Bilim, temel bilimlerde olur. Tıp bilimin uygulandığı bir sahadır. Bizim yaptığımız araştırma (research) değil çalışma (trial) olarak adlandırılabilir.
5⃣Rektörlük idari bir görevdir, yönetim -hizmet makamıdır, bilim üretilen bir mevki değildir.
6⃣Bilim adamı olmak için doçent veya profesörlük gibi unvanlar gerekli değildir. Okuması yazması olmayan bile bilim adamı olabilir.
7⃣Gerçek bilim adamının derdi daha çok yayın yapmak değildir, hatta yayın yapmak da değildir. Derdi kafasındaki sorulara cevap bulmak, bilgi üretmektir.
8⃣Bilim, yayın sayısı ile ölçülmez. Ah şu kantite merakımız, aaah!

Kaynak: https://x.com/drahmetrasim/status/1713479490360250845?s=20

***

EK 2 (15.10.2023): Bir üniversiteye devlet reisi, başbakan, bakan… falan geldiğinde kırmızı halı serdirmek, cüppeli akademisyenleri tören kıtasına dizmek, karşılamak, ikramlarda bulunmak, tesisleri gezdirmek… rektörün görevidir.

Not: Ben devlet başkanı olsam ve bir rektör bana bunları yaparsa, yetkim varsa o adamı rektörlükten anında alırdım.
 
Bilim adamı laboratuarında hücre kültürünün, mikroskobunun… başındadır. Geleni gideni iplemez. İcabında gece kalkar gelir, tatile çıkmaz veya erteler, tören kıtasında saksı olmaz.

Kaynak: https://x.com/drahmetrasim/status/1713485200154341852?s=20

***

EK 3 (15.10.2023): 30 seneye yakın üniversitede bulundum. Belki 5-6 kere hakkım olduğu halde bir kere rektörlük seçimine katıldım. Birkaç saatim gitti. Rektörlük seçiminin tamamen siyasi bir iş olduğunu üstelik de verilen oylara saygı gösterilmediğini gördüğümden bir daha da hiçbir seçime gitmedim.

Kaynak: https://x.com/drahmetrasim/status/1713486252282880292?s=20

***

Yazı için 3 yorum yapılmış:

  1. Ali Aktaş dedi ki:

    Öğrenciler keplerini havalara fırlatarak hocalarının rektör seçilmemiş olmasını mı kutluyorlar.
    Öyle midir hocam?

  2. Yayın sayını söyle sana kim olduğunu söliim:))

  3. Ahh hocam rektörler le kalmıyor hocam, son 20 yılda hele profesör olanlarda işe yarayacak kitap, eser yok, yok oğlu yok. Zaten uzun yıllardır YÖK diye bir şey yok. Zaten tüm kurumlar bu ülkeyi Afrika muz cumhuriyeti haline getirmek için anlaşmış. KALİTESİZLİK SADECE ÜNİVERSİTELERDE DEĞİL Kİ ‘FİĞER KURUMLARLA, SİYASETİN TÜM PARTİLERİNDE, BELEDİYELERDE DÜNYA KALİTESİZLİK YARIŞMASI DÜZENLENSE YARIŞMA BAŞLAMADAN TÜRKİYE İLK SIRALARDA OLUR. EĞER YAZDIKLARIMIZI OKUYANLAR LÜTFEN DEVLET BAŞKANIMIZA İLETSİNLER BİZİ DİNLESİNLER DE… BU SİYASET KADROSU İLE DAHA FAZLA YOL GİDİLMEZ ASLA, KAT’A.
    Ahmet hocam sizin gibi dürüst bilim adamı sayısı da az. Bu ülkenin yanlış idaresinden, hukukun üstüğünün bitmesinden tonla sebep. Nerede sizin gibi millete karşılıksız doğru bilgi veren, sahte ürünlerle milleti zehirleyenleri karşısına alan.

Siz de yorumunuzu paylaşın: