DİYABET HAYAT BOYU SÜREN BİR HASTALIK DEĞİLDİR

Yazı Fontunu Büyült Yazı Fontunu Küçült Yazı Fontunu Sıfırla
kasa fişi

Dikkat: Yazının sonunda ek var!

***

Ben tip 2 diyabetin bir “hastalık olmadığını”, beslenme hataları ve hareketsizlik gibi iki temel hayat tarzı yanlışına bağlı “önlenmesi ve tedavisi mümkün olan geçici bir rahatsızlık” olduğunu savunuyorum.

Diyabet ve metabolizma dünyası ise tip 2 diyabeti maalesef “ömür boyu ilaç kullanmayı gerektiren bir hastalık” olarak görüyor.

Üstelik de diyabet ilaçları pazara kadar değil “mezara kadar kullanman gerekir” korkutmasıyla yazılıyor.

Bu âlemin “ağababası” Prof. Dr. Temel Yılmaz diyor ki:

Diyabet, doğumdan itibaren her yaşta ortaya çıkan, ortaya çıktığı zaman da yaşam boyu süren bir hastalık, radikal bir tedavisi yok (1).

Tip 2 diyabet kilo vererek bile düzelebilir

Oysa tip 2 diyabet “adam gibi beslenerek” ve “yeteri kadar hareketli olarak” tek bir hap bile yutmadan hem önlenebilir hem de tedavi edilebilir.

Lancet’ de yayınlanan ve kısa adı DIRECT olan yeni bir çalışma da tip 2 diyabetin tek bir ilaç bile almadan, “sadece bir kilo verme programı uygulayarak” tedavi edilebileceği iddiasının doğruluğunu bir kere daha ispatlıyor (2).

Araştırma ile ilgili bilgileri “15 ve üzerinde kilo veren hastaların çoğu tip 2 diyabeti yendi” başlıklı haberde bulabilirsiniz (3).

Bir itirazım var

Bu araştırma benim iddiamı desteklemekle beraber birkaç noktada itirazım var.       

BİR: İnsanlara hedef olarak “kilo vermenin” dayatılması, önlerine bir hedef konması son derecede yanlış buluyorum.

Yapılması gereken “adam gibi beslenmenin” öğretilmesidir.

Adam gibi beslenen için rakam olarak kilonun hiçbir önemi yoktur.

İKİ: Adam gibi beslenme, sağlıklı olmanın temel unsurlarından “sadece” biridir.

Yeteri kadar hareketli olmak, gece 7-8 saat uyumak, stresten uzak kalmak, sigara-alkol kullanmamak başta olmak üzere sağlıklı hayat tarzının tüm icaplarını yerine getirmek de şarttır.

ÜÇ: Bu araştırmada uygulanan diyeti de asla doğru bulmuyorum.

Bizimkiler “cambaza bak oyunu oynuyor”

Tip 2 diyabeti “yaşam boyu süren bir hastalık, radikal tedavisi de yok” diye tarif eden bir zihniyetten diyabete çözüm beklemek mümkün değil.

Nitekim Türk diyabet âlemi, Boğaziçi Köprüsü’ nün mavi ışıklarla aydınlatarak; diyabet festivali, diyabet köyü, diyabet parlamentosu, diyabet resepsiyonu gibi “Amerikan usulü” propagandalarla uğraşıyor (1, 4).

Bunlar, memleketin yarasına merhem olmayan, sadece ilaç şirketlerinin işine gelen pazarlama oyunlarıdır.

Sanki kimse farkında değilmiş gibi Metin Şentürk’ ün bile “gördüğü” acı gerçek için “diyabet farkındalık günü” alafrangalığıyla da ȃdeta milletle dalga geçiyor (5).

Elbette tip 2 diyabet hastalarının bir takım meseleleri vardır ve bunlara çare bulmak da şarttır ama bu ışıklandırma, diyabet parlamentosu gibi zıpır projeler yoğun bakımdaki hastaya “makyaj” yapmaktan farklı değildir.

Modern tıbbın temel yanlışları

Modern tıbbın beslenme tavsiyeleri de bana göre külliyen yanlıştır ve hatta obezite ve diyabetteki patlamanın da önemli sebeplerindendir.

BİR: Üç ana üç ara öğün yerine günde iki defa beslenilmelidir.

İKİ: Temel yağlar olarak tavsiye edilen ayçiçek, mısırözü ve kanola gibi omega 6 deposu yağların zerresi bile ağza konmamalıdır.

Mutfağımızda bulunması gereken iki yağ, köy tereyağı ve soğuk sıkma zeytinyağıdır.

ÜÇ: Hararetle tavsiye ettikleri layt ürünler ve suni tatlandırıcılar asla yenip içilmemelidir.

DÖRT: Yağsız süt ürünleri yerine tam yağlı yoğurt, ayran, peynir tercih edilmelidir.

BEŞ: Tahıllar temel gıda olmamalı, işlenmemiş tam tahıl mamulleri makul miktarda tüketilmelidir.

Gelelim neticeye

Diyabet âleminin yanlış beslenme tavsiyeleri ve  “diyabet yaşam boyu devam eder, radikal tedavisi yoktur” ısrarı diyabetli hasta sayısını her geçen gün katlanarak artıracak, memleketimize yakın gelecekte “insülin boru hattı” döşenmesi kaçınılmaz olacaktır.

Şunu da bilin ki bu adamlar “Bakın kapınıza kadar insülin getirdik” diye omega 6 yağlar gibi üste de çıkarlar, bunu da şimdiden söylemiş olayım.

Kaynaklar:

1. http://www.haberturk.com/yazarlar/prof-dr-temel-yilmaz/1718745-diyabet-parlamentosunun-kahramanlari

2. http://www.thelancet.com/journals/lancet/article/PIIS0140-6736%2817%2933102-1/fulltext?elsca1=tlpr

3. http://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-42235961

4. http://ahmetrasimkucukusta.com/2014/11/13/yazilar/tip-yazilari/beslenme/mavi-isiklandirmanin-diyabetlilere-ne-faydasi-olacak/

5. http://www.haberturk.com/yazarlar/prof-dr-temel-yilmaz/1709238-siz-de-diyabetli-olabilirsiniz

***

EK 1 (9.12.2023): NEVA ÇİFTÇŞOĞLU BANES “Ne mutlu ki artık “ilaç kullanmaktan başka çaresi yok” denen bazı hastalıkların artık ilaçsız “tedavi edilebilir” olduğu yavaş yavaş kabul edilmeyen baslandı YENİ BİLİMSEL MAKALE | Tip 2 diyabet & insulin rezistans “Hastaların, özellikle gıda tüketim düzenlerinde yaşam tarzı değişiklikleri yapmaya istekli olmaları koşuluyla” tedavi edilebilir bir hastalık olduğu görülmektedir. Genetik yatkınlığı artmış olanlarda bile önemli iyileşme mümkündür.” Bu yeni makale Journal of American Physicians and Surgeons’ta yayınlanmıştır. 

K:  https://x.com/NevaCiftcioglu/status/1733346606332760558?s=20

Kaynak: https://www.jpands.org/vol28no4/marik.pdf

Makale: Potential Dietary and Lifestyle Interventions for Decreasing Insulin Resistance

***

EK 2 (4.2.2024): KUBİLAY KARŞIDAĞ 60 yaşında Tip 2 diyabetik “İlaç kullanmak çok kötü” olduğu için ilaçları hep reddetmiş HbA1c % 12 olmuş hep Çok ağır bir sinir hasarı var İnsulinden başka hiçbir şey veremeyeceğimi söyleyince tedaviyi reddeti ve gitti Medyada hastaları yanlış yönlendirenlerin yatacak yerleri yok

Kaynak: https://x.com/kubilaykarsidag/status/1753730626719535391?s=20

FERHAT ARSLAN Kıymetli meslektaşım izninizle birkaç soru soralım. Sosyal medyada hastaları polifarmasi ve ilaç konusunda uyaranlardan biri olarak hedef alanınızda olan biri olduğumu düşünmüyorum ama benimkisi bilimsel merak mucibinden sorular olsun.

1- Yıllarca reddeden ve sinir hasarı gelişen bu hasta o kişilere değil de size gelmişse demek ki aslında farklı bir tedavi şekline niyet etmiş ve size başvurmuş olmalı. Sinir hasarının çeşidi nedir? Polinöropatik olduğunu düşündüğüm bu hastada ayırıcı tanı yapmanız gerekmez miydi? Nöropatik olan hastalarda insülin elzemiyetini ortaya koyan klinik çalışma hangisidir? Bu çalışmaların sonuç değişkeni hastalığı durdurmak mıdır yoksa geri döndürmek midir?

2- İlaçlarını düzenli kullanan hastalarda nöropati, retinopati oranları nelerdir? Hiç mi olmamaktadır?

3- Tip 2 DM larda insülin direnci ( bu söze ben alışamadım) var ve hiperinsülinemik hastada hormon replasman tedavi süreçlerine aykırı olarak neden insülin eklemek zorundayız? İnsülinin bu hastada bittiğini gösterir bir veri mi elde ettiniz? C-peptid mi ölçtünüz? Kan şekerini sıkı regüle etmek isteyişinizi anlıyorum ama kronik bir hasarla temellendirmenizi biraz anlayamıyorum. Yani ketotik , non-ketotik komalardan muzdarip birisi deseydiniz evet makul geliyor derdim. Bunu merak ediyorum.

4- Böylesine ilaç karşıtı bir hastada zaten yüreklenmeye hazır sıkı bir diyet ve egzersiz programı (yapabileceği şeyler) önerip takiplerinizde, seyir sırasında tedavi modülasyonu yapmak varken kestirip atmanız onun da hasta olarak kestirip atması iletişim ve hasta yönetim kusuru olarak atfedilecekken hedefi özel manada belirsiz bir suçlama yaparak kime hizmet ediyorsunuz? Hastaya mı, kendinize mi?

5- Sayın hocam insanların tedavi önerilerinizi reddetme hakkı vardır. Bunu eğer hastadakı farik ve mümeyyiz olma hali dışında bir duruma bağlıyorsanız yetkililere veya yakınlarına bildirirsiniz yok bu hasta gibi sizce yanlış kendince doğru bir bilinçli seçim sadece saygı duymanızı ama hatalı bulmanızı da veya bunu ifade etmenizi anlamlı kılabilir lakin küçümseyemezsiniz.

6- Şimdi o söylediğiniz zevatın biri kalkıp insülin veya diğer oral antidiyabetiklerden herhangi birini veya kombinasyonlarını kullanırken gelişen makro veya mikro komplikasyonları veya doğrudan o sentetik madde ile ilgili başına gelmiş yaygın veya çok nadir bir klinik tabloyu anlatarak sizlerin her yaptığını hedef alsa mantıklı olur mu? Geliniz kayıkçı kavgasını bırakınız. Sizler uluslararası rehberler eşliğinde işler yaparken körleştiriliyor olamaz mısınız?

7- Yıllarca sekretegog adı verilen ilaçları yazarak Tıp 2 DM hastalarında hem komplikasyonları önleyemediginiz hem de insülin rezervlerini erkenden bitirdiğiniz bir sürü hasta varken bir hastada henüz illiyet bağını net tanımlanmamış olduğunuz bir süreci dile dolaşarak topyekun bir suçlamaya meslektaşlarınızı hedef yapmak umarım sadece bilimsel bir kaygıdır ve özel muayenecilik retoriği değildir.

Kaynak: https://x.com/Ferhatarslandr/status/1753972165064507547?s=20

***

 

Yazı için 13 yorum yapılmış:

  1. baha dedi ki:

    katılıyorum, diabet hastalık değildir. bir yaşam tarzı kusurudur

  2. Müşfik Kamacı dedi ki:

    ANLAYAN İÇİN ÇOK AĞIR ELEŞTRİ.

  3. Zeynep dedi ki:

    bana şekerim yüksek olmadığı halde matofin diye bir hap yazdılar. 3kilo fazlam varmış, göbeğim varmış (yalan) içmek istemedim.

  4. emine dedi ki:

    İnsanın yüzüne bile bakmadan bilgisayardaki tahlillere bakıp bana da hemen ilaç yazdılar. Neymiş şekerim 110 çıkmış. iyi de insan bir öneride bulunur, şunu ye bunu yeme de der ama ne gezer. hapı iç 2 ay sonra gel tekrar şekerine bakalım dediler, bir torba ilaçla eve gönderdiler beni.

  5. sezin dedi ki:

    Diyabet tıp ve doktorlar sayesinde ömür boyu devam eden bir hastalık olmuştur.

  6. İç hastalıkları asistanı dedi ki:

    Söyleyecek bir şey yok mükemmel bir analiz mükemmel bir eleştiri. Bakalım Temel Hoca size cevap verecek mi yoksa görmezden mi gelecek.

  7. Gönül Yalkın dedi ki:

    İyi günler. Ben 18 senedir tip 2 diyabetim. İki senedir günde dört defa insülin kullanıyorum. Diyetime dikkat ederim. Fazla kilolu değilim. Günde dört defa insülin kullanmaktan da hiç hoşlanmıyorum. Hareketli bir yaşamım var. Haftanın en az dört beş günü yürürüm. Ama üç aylık şeker ölçümlerim yüksek. Şimdi bana öneriniz nedir. Sayın Doktorlarım.

  8. Selçuk Noyan dedi ki:

    Şekeri yüksek olmayana bile şeker ilacı veriliyorsa daha neyi tartışıyoruz. Doktorların şapkalarını önlerine koyup biz nerde nerde yanlış yaptık diye bir özeleştiri yapmaları kaçınılmaz.

  9. Asu dedi ki:

    iyi de dahiliyeci doktorlar öyle demiyorlar. mutlaka ömür boyunca ilaç alman gerekir diyorlar. kime inanalım

  10. suzan telli dedi ki:

    2 ögün besleyerek tip 1 diyabetli bir çocuğu nasıl büyütmeyi düşünüyorsunuz ayrıca diyabet parlamentosunda sadece tip 1 diyabet konusu tartışıldı yazdığınız yazıda sadece tip 2 diyabetten bahsediyorsunuz bana biraz kafa karıştırmaya çalışıyormuşsunuz gibi geldi.Bence Tıp camiasının kendi arasındaki hesaplaşmalarını insanlara bu şekilde yansıtması hiç etik değil.

  11. Hikmet dedi ki:

    2010 senesinde 72kg ile tip 2 tanısı kondu bir haftada 10kg verdim şu an 60 kiloyum yiyeceklerime çok dikkat ediyorum tek glifor ve tansiyon ilacı kullanıyorum ne zaman tamamen geçti diyebiliriz üç aylık ortalamam 6 – 6.3 glifora ömür boyu devam mı diyeceğiz tşkler

  12. Mesut Kortan dedi ki:

    Saygılar ve Selamlar Sayın Hocam Size Ne Kadar Teşekkür Etsem ,Ne Kadar Dua Etsem Azdır. Allah Razı Olsun ,Rabbim Yolunu Açık Etsin. Sizin Yazılarınızın Sayesinde Tip 2 Şeker Hastalığından Kurtuluyorum. 08/12/2017 De Tesadüfen Şeker Ölçümü Yapan Gezici Sağlık ekibine ölçüm Yaptırdım .Burada Şekerimin çok yüksek Çıkması ve Doktora gitmemi Söylemeleri Üzerine Eskişehir Devlet Hastanesi’ Endokrinoloji Uzmanına gittim. Tahlillerim Sonucunda Doktorumuz Şekerin 186 Sen Şeker Hastasının Dedi ve Hemen Glifor ve Forziga isimli ilaçları yazdı. Ömür boyu İlaç kullanacaksınız dedi . HbA1C 8 çıktı. Moralim Sıfır Olarak Eczaneye Geldim ve ilaçları Aldım.Eve Geldiğimde İnternette Araştırırken Sizin Yazılarınızı Okudum Ve Biranda Hayata Döndüm. Tavsiyeleriniz Üzerine Düzgün Düşük Kalorili Gıdalar ve Hergün 3 Km Yüksek Tempolu Yürüyüşler Yaparak Şekeri Düşürmeye Başladım . 10/12/2017de Diyete yürüyüşe başladım Son 15 Gündür de Açlık Şekerim 100/ 105 Seviyelerinde Gidiyor. Tokluk Kan şekerimde 150/155 Seviyelerinde Gidiyor. Bu Hastalığın Çaresiz Olmadığını ve Kalıcı Olmadığını Sizden Öğrendim ve Sizden Aldığım Cesaretle Yenmeye Başladım. 20 Gündür de Kabul Tarçın ve Karanfili 4 Gün Suda Beklettikten Sonra Sabah Akşam Yarım Bardak İçerek Sağlıklı Bir Şekilde Hastalığı Bitirecek Hale Geldim. Yaşım 54 veBoyum 1.75 Kilom 100 dü. Yürüyüşle 4 Kilo Verdim ve Devam Ediyorum ,Şuan Çok İyiyim ve Çok Moralim Düzgün Sayenizde. Allah Ne Muradınız Varsa Versin, Rabbim Size Sağlıklı Uzun Ömürler versin inşallah. ÇOK ÇOK TEŞEKKÜRLER SAYIN HOCAM
    MESUT KORTAN 05425125551
    ESKİŞEHİR

  13. MESUT KORTAN dedi ki:

    Selamlar sayın hocam Ahmet rasim küçükusta sizin gibi duyarlı, bilinçli ve bilgisini, karekterini menfaat için ilaç endüstrisine satmammış tüm doktorlarımıza Selam olsun.sizler sayesinde şeker hastalığnını ömür boyu bir hastalık olmadığnın ve düzgün beslenme ve yaşam tarzını düzelterek sizin deyiminizle adam gibi yiyerek , yaşayarak düzeltmenin mümkün olduğunu öğrendik. çok şükür 08/12/2017 de hastalığımın teşhisinden beri birtek şeker hapı kullanmadan düzgün beslenme ,yürüyüş ve düzgün diyetle bu ömür boyu kalıcı denen hastalıktan kurtuldum. Hastalığımın belli olduğu o tarihten beri doktorun verdiği glifor veya benzeri hiç bir şeker (diyabet) hapı ilacı kullanmadan düzgün yaşayarak ömür boyu denen hastalıktan hiç bir eser yok çok şükür.Tüm tip 2 şeker hastalarına tavsiyem sizin yazılarınızı, canan karatay,ın yazılarını ve ümit aktaşın yazılarını okumadan ilaç kullanmasınlar. Hastalarını ilaç endüstrisinin menfaat çarkına teslim eden doktorlarada yazıklar olsun SEVGİ SAYGI VE SELAMLAR PROF. DR AHMET RASİM KÜÇÜKUSTA

Siz de yorumunuzu paylaşın: