Hayvansal doymuş yağların damarları tıkamadığı ve kalp hastalıklarına yol açmadığı ve esas hazır gıdalardan uzak durulması gerektiği bildirildi.  Makaleye göre, sağlıklı olmak için her gün 22 dakika yürümek, stresi azaltmak ve gerçek gıdaları tüketmek yeterli. Benim gibi kısaca “adam gibi beslenin, adam gibi yaşayın” diyorlar, hepsi bu.

Liften zengin diyetin oto-immün bir hastalık olan tip1 diyabetin ortaya çıkmasını da önlediği bildirildi. Daha önce bu hastaların bağırsak mukozasında daha fazla enflamasyon olduğu, bağırsak mikrobiyotasının farklı olduğu belirlenmişti. “Adam gibi beslenmenin” sağlıklı yaşamanın temeli olduğu her geçen gün daha iyi anlaşılıyor.

Tuzlu yemenin susattığını herkes bilir ama yeni bir araştırmaya göre uzun vadede (aylar!)  tuzlu yiyecek tüketenler daha az su içtikleri gibi açlık hisleri de artıyor. Diyetimizdeki tuzu makul seviyede tutmak için elimizde artık yeni bir dayanak daha var. İştahlarının fazlalığından şikâyetçi olanlara ehemmiyetle duyurulur.

İnsanlara senelerce içinde kolesterol olmadığı için kalp dostu yağ olarak margarin ve sıvı bitkisel yağlar yedirildi ama zararlı olduğu saklanamaz hȃle gelince bu sefer de yasaklamalar başladı. Kısa zamanda kalp krizlerinin azalmaya başladığı ortaya çıktı. Trans yağlara “yağ çekenler”, margarin şirketleriyle seviyeli birlikteliğe girenler şimdi neredeler acaba?

İnsanların binlerce senedir afiyetle yiyip içtikleri gıdaların “mühendislik bilimi” ve “teknoloji” yüzünden bozulmaya başladığına inanıyorum. Çığ gibi artan kronik hastalıkların en önemli sebebi işlenmiş un, şeker, trans yağ ve katkı maddeleriyle üretilen “mühendislik ürünü” paketlenmiş gıdalardır. Yol kenarında satılan açık dondurmaya kurban olurum!