Yeni bir araştırma daha meme kanseri taramalarının sadece kanser teşhisini artırdığını ama meme kanserinden ölümlerde bir azalma sağlamadığını ortaya koydu. Bu sonuç, birçok kadına gereksiz yere kanser teşhisi konduğunu ve kemoterapi, radyoterapi ve ameliyat gibi riskleri yüksek tedavilere maruz kaldığını, boş yere kanser stresine sokulduklarını gösteriyor.

Mamografide yoğun meme dokusu tespit edildiği için istenen ultrason, MR gibi ilave tetkiklerin gerekli olmadığı, diğer risk faktörlerinin de hesaba katılması gerektiği bildirildi. Bu araştırmanın, tetkiklerin giderek artan faturası karşısında zor duruma düşen “sigorta şirketlerinin” hoşuna gideceğine ama mamografiden “nemalanan” grubun buna şiddetle karşı çıkacağına şüphe yok.

Ülkemizin her gün değişen, gerilen, çıkmaza giren gündelik siyaset ve toplumsal gündeminin haricinde bir de aylara, günlere özel gündemi var… İlkinden fena halde içi daralmış, doluya koysa sığdıramayan, boşa koysa olduramayan bir vatandaş olarak ekim ayını “Meme Kanseri Farkındalık” bağlamında ele almak istiyorum…

The European Journal of Public Health’ deki araştırma bir kere daha meme taramalarının işe yaramadığını ortaya koyuyor. Kadınlara meme taramalarının fayda ve zararları anlayabilecekleri bir dille anlatılmadan ve “olurları alınmadan meme taraması yapılması” malpraktis yani hatalı tıbbi uygulamadır ve suçtur.

Avrupa Meme Kanseri Konferansında meme kanserinin erken bir işareti olan “duktal karsinoma in situ” için yapılan ameliyatların yarısının gereksiz olduğu bildirildi. Kanserin erken teşhisiyle uğraşıldığı kadar, neden arttığı üzerine yoğunlaşılsa, kansere sebep olan risk faktörleri ortadan kaldırılmaya çalışılsa daha doğu olmaz mı?