BALIK YAĞI DİYETİ OBEZİTE VE DİYABETİ ÖNLÜYOR

Yazı Fontunu Büyült Yazı Fontunu Küçült Yazı Fontunu Sıfırla
kasa fişi

Balık yağından zengin diyetin kilo almayı önleyen ve glukoz metabolizmasını düzelten bağırsak bakterilerini artırdığı, domuz yağından zengin diyetin ise enflamasyona yol açan bakterilerin çoğalmasına sebep olduğu ortaya çıktı.

Cell Metabolism isimli dergide yayınlanan araştırmada, balık yağı diyetiyle beslenen farelerin bağırsak bakterilerinin nakledildiği farelerin, domuz yağı diyetiyle beslenen farelere göre diyetle yaratılan kilo alma ve enflamasyona dirençli oldukları belirlendi.

Bu sonuç, bağırsak bakterilerinin diyetle endüklenen obeziteyle beraber olan enflamasyonu artıran bağımsız bir faktör olduğu anlamına geliyor ve bir probiyotiğin yağlı diyetin zararlarını ortadan kaldırabileceğini gösteriyor.

Bir grup fare 11 hafta süreyle balık yağı bir grup ise domuz yağı ile beslendi ve bunlardaki metabolik değişim takip edildi.

Domuz yağı diyetinde olan farelerde Toll-like receptor (TLR) aktivasyonu ve beyaz yağ dokusu enflamasyonun arttığı ve insülin duyarlılığının azaldığı tespit edildi.

Domuz yağı ile beslenen farelerde bağırsak enflamasyonu ile ilişkilendirilen Bilophila türü, balık yağı ile beslenenlerde ise kilo almayı önleyen ve glukoz metabolizmasını iyileştiren Akkermansia muciniphila türü bakteriler üredi.

Her iki diyetin enerji ve lif miktarlarının aynı olmasına karşılık farklı bağırsak bakterilerinin çoğalmasına sebep olmaları diyetin bağırsak bakterileri üzerinden sağlıklı olmayı sağlamadaki önemini ortaya koyuyor.

Araştırmayı gerçekleştiren Gothenburg Üniversitesi uzmanları, bu sonuçların insanların daha sağlıklı olabilmeleri için Akkermansia türü bakterilerin probiyotik olarak verilmesinin faydalı olabileceğini düşündürdüğünü söylüyorlar.

Mikrobiyota her şeyin başı

Bağırsak bakterilerinin sağlıklı yaşamak ve hastalıklardan korunmak için ne kadar önemli olduğunu her geçen gün daha iyi anlıyoruz.

Sağlıklı mikrobiyotaya sahip olmak o kadar da zor değil.

BİR: Rafine şeker ve un ile trans yağların zerresinden bile uzak duracaksınız yani paketlenmiş hiçbir şeyi yiyip içmeyeceksiniz.

İKİ: Fermente gıdalar (yoğurt, ayran, kefir, turşu, sirke, boza, şalgam suyu gibi) sofranızdan eksik olmasın.

Gelelim neticeye

Bu yabancı araştırmacılara bayılıyorum.

İnsanların binlerce seneden beri uyguladıkları sağlıklı beslenmeyi, haftalarca-aylarca deneyler yaparak, masrafa girerek ve zavallı farelere eziyet ederek yeniden keşfediyorlar.

İşin acı tarafı da bu araştırmadan bir “beslenme tavsiyesi” değil, yeni bir ilaç veya besin desteği çıkarma gayreti.

Neymiş, Akkermansia türü bakterileri insanlara “probiyotik” olarak vermenin faydalı olabileceğini düşünüyorlarmış ve bu yönde araştırma yapacaklarmış.

Efendiler, bırakın bu saçma sapan işleri; atalarımızın nasıl beslendiklerine bakın ve onlar gibi yiyin için, keyfinize bakın!

Kaynak

http://www.sciencedirect.com/science/article/pii/S1550413115003897

Siz de yorumunuzu paylaşın: