ÇOCUĞUNUZU ERKEN YAŞTA KREŞE GÖNDERİN
Dikkat: Yazının sonunda ek var!
***
Çocukların çok küçük yaşlardan itibaren topluma girmelerinin hem beden hem ruh sağlığı bakımından çok faydalı olduğunu savunurum. Bu görüşün doğruluğunu gösteren araştırmalara da her geçen gün bir yenisi ekleniyor.
Bunun son örneği Kanada’ da yapılan ve Archives of Pediatrics & Adolescent Medicine isimli tıp dergisinde yayınlanan araştırma. Buna göre, 2 yaşından önce kreşe gönderilen çocuklarda üst solunum yolları enfeksiyonları evde büyütülen çocuklara göre yüzde 60 oranında fazla görülüyor ama çocuklar ilkokul çağına geldiklerinde durum tersine dönüyor. Bu sefer evde büyüyen ve çok az enfeksiyon geçiren çocuklar çok sık hastalanıyorlar. Bu beklenen bir sonuç; çünkü çocukların bağışıklık sistemleri geçirdikleri enfeksiyonlar sayesinde güçleniyor.
Araştırmayı yapan uzmanlar, çocukların erken yaşlarda kreşe gönderilmenin ilkokulda devamsızlıklarının daha az olması gibi bir faydası olduğu şeklinde yorumlamışlar. Bu yorum elbette doğru ama çok eksik; çünkü erken yaşta kreşe gitmenin daha önemli başka yararları da var.
Astım ve alerjiler daha az görülüyor
Küçük yaşlarda yuvaya gönderilen çocuklarda astım ve alerjik hastalıkların daha az görüldüğü bilinir.
‘Hijyen teorisi’ ne göre, çocukların mikroplardan uzak çok temiz ortamlarda büyümeleri, birçok virüs ve bakteriye karşı aşılanmaları, çok fazla antibiyotik kullanılması çocuğun daha az enfeksiyon geçirmesine yol açıyor. Oysa bağışıklık sisteminin olgunlaşması, gelişmesi ve kuvvetlenmesi için özellikle hayatın ilk yılında geçirilen enfeksiyonların büyük önemi var. Çocuk ne kadar küçük yaşlarda ne kadar çok mikropla karşılaşırsa, bağışık sistemi de o kadar iyi gelişiyor ve ileriki yıllarda bazı hastalıklara yakalanma ihtimali de o oranda azalıyor.
Erken yaşta geçirilen ve bağışıklığı güçlendirdiğine inanılan enfeksiyonlardan bazıları şunlar: Kızamık, kızamıkçık, suçiçeği, kabakulak, A tipi hepatit ve nezle.
Kansere bile daha az rastlanıyor
Erken yaşlarda kreşe gönderilen çocuklarda bir çeşit lenfoma, yani lenf bezelerinin kanseri olan Hodgkin Hastalığı riskinin de düşük olduğu gösterildi. Amerika’nın Boston şehrinde Hodgkin’ li 565 ve bu hastalığı olmayan 679 çocuk üzerinde yapılan araştırmaya göre, en az bir yıl süreyle kreşe giden çocuklarda Hodgkin riski yüzde 36 oranında daha az bulundu.
Hodgkin lenfoması, lenf düğümlerindeki hücrelerin anormal çoğalması ile karakterize bir hastalıktır. Boyun, koltukaltı ve kasıklardaki lenf düğümlerinin büyümesi ile kendini belli eder. Tekrarlayan yüksek ateş, gece terlemesi, kilo kaybı ve kaşıntı gibi belirtiler görülebilir. Hastalık, biri 15-30 yaş arasındaki genç erişkinlerde, diğeri ise 50 yaşından sonra olmak üzere iki farklı yaş grubunda daha sık görülür.
Hodgkin lenfomasının sebebi belli değildir. AİDS ve organ nakli yapılmış kişilerde ve kardeşlerinde Hodgkin hastalığı olanlarda risk biraz yüksektir. Ayrıca, özellikle ileri yaşlarda Epstein-Barr virüsü (EB) ile karşılaşılması da Hodgkin lenfoması riskini artıran bir faktör olarak bilinir. Uzmanlar, EB virüsü yanında diğer virüs ve bakterilerle erken yaşlarda karşılaşan çocukların bağışıklık sistemlerinin güçlendiğini ve bundan dolayı da başta astım ve alerjiler olmak üzere birçok hastalığın daha az görüldüğünü ileri sürüyorlar. Son yıllarda Amerika ve diğer ülkelerde Hodgkin lenfoma görülme sıklığındaki azalma da, çocukların pek çoğunun erken yaşlarda kreşe gidiyor olmaları ile açıklanmaya çalışılıyor.
Gelelim neticeye
Çocuğunuzu steril ortamlarda büyütmeyin. Mümkün olduğu kadar küçük yaşta topluma girmesini sağlayın. Yuvaya erken gönderin. Bu sayede, hem çocuğunuzun sosyal ilişkileri daha sağlıklı olacak, hem de daha erken yaşlarda geçireceği birçok ‘tabii enfeksiyon hastalığı’ sayesinde, daha ciddi ve kronik hastalıklara yakalanma riskinde azalma olacaktır.
KAYNAKLAR
http://www.sciencedaily.com/releases/2004/08/040816085512.htm
http://archpedi.ama-assn.org/cgi/content/abstract/164/12/1132
***
EK 1 (20.12.2022): Çocuklarınızı doğru beslemeniz halinde eğer çok nadir olan genetik hastalıklara sahip değillerse hiçbir viral hastalık onlara zarar veremez bilakis onların bağışıklık sistemini eğitir ve daha güçlü kılar. Şarlatan ve pazarlamacı insanlara aldanmayın.
Makale: Take DAT, Flu!
K: https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/28930655/
Kaynak: https://twitter.com/Ferhatarslandr/status/1605041471782096898?s=20&t=X9J2hDvKKsq2MxawMG1JUQ
***
EK 2 (22.12.2022): Bilim insanları, çocukluk çağı lösemisinin, kandaki kanser öncesi hücrelerle karşılaşan yaygın çocukluk enfeksiyonları tarafından yönlendirildiği açıkladı.
İngiltere’deki Londra Kanser Araştırmaları Enstitüsü’ndeki (ICR) uzmanlar, bebeklerin anne karnında lösemi riskini geliştirdiğini, ancak grip gibi viral veya bakteriyel bir enfeksiyon şeklindeki ikinci bir “vuruş” olmadan kanseri geliştirmeyeceğini buldu.
Bebeklik döneminde sosyalleşme önemli
Araştırma, bağışıklık sistemlerini enfeksiyonlara karşı hazırlamak için bebeklerin hayatlarının erken dönemlerinde diğer çocuklarla sosyalleşmelerine izin vermenin önemini vurguluyor.
Araştırmacılar, Leukaemia adlı bilimsel dergide yayımlanan çalışma kapsamında çocuklarda en yaygın kanser türü olan akut lenfoblastik lösemiyi (ALL) başlangıçta yalnızca birinde gelişen ikiz çocukları inceledi. Tek yumurta ikizlerinde; kardeşlerden birinde zaten hastalık varsa diğer kardeşin lösemi geliştirme olasılığının yaklaşık yüzde 15-25 daha fazla olduğu görüldü.
Bilim insanları, ikiz çocukları 15 yıl boyunca takip etti ve yüksek riskin yalnızca tek yumurta ikizlerinin doğumdan önce tek bir plasentayı paylaşmaları durumunda geçerli olduğunu buldu. Tek yumurta ikizlerinin yaklaşık yüzde 60’ı rahimde aynı plasentayı paylaşırken bulgular löseminin rahime kadar izlenebileceğini doğruladı.
Ancak araştırmacılar, klinik olarak sessiz hücrelerin, muhtemelen yaygın çocukluk enfeksiyonlarından kaynaklanan doğum sonrası bir “vuruş” olmadan kansere dönüşemeyeceğini açıkladı.
Akut lenfoblastik lösemi, lösemi vakalarının yüzde 80’ini oluşturuyor
Çalışmanın yazarlarından Prof. Dr. Mel Greaves, “Bu yeni bulgular, lösemi öncesi hücreler ikizlerin ortak kan kaynağı yoluyla yayıldığında, hastalığın rahime kadar izlenebileceğini doğruluyor. Şimdiye kadar bir sır olarak kalan şey, bazen neden sadece bir ikize lösemi teşhisi konduğuydu. Rahimdeki genetik değişikliklere neyin yol açtığını hala kesin olarak bilmiyoruz, ancak genetik değişikliklerin ikinci aşamasının yaygın çocukluk enfeksiyonları tarafından tetiklendiğini düşünüyoruz” dedi.
Diğer taraftan, akut lenfoblastik lösemi, çocuklardaki lösemi vakalarının yüzde 80’ini oluşturan en yaygın çocukluk kanseri türünü oluşturuyor. Araştırmacılar, şimdi doğumdan sonra ikinci enfeksiyon kaynaklı hastalıklara odaklandıklarını belirtti.
Bilim insanları, bağırsakları güçlendirmenin çocukları hastalıklara karşı koruyabileceğini aktardı. Bağırsak mikrobiyomunun, kanser öncesi hücrelere sahip olsalar bile çocukları gelişmekte olan lösemiye karşı korumada önemli bir rol oynayabileceğini bildirdiler.
Greaves, “Akut lenfoblastik lösemiyi (ALL) sezaryen doğum, emzirme eksikliği ve bebeklik döneminde sosyal temasların azlığı ile artar. Tersine, bebeklik döneminde oyun gruplarına katılım koruyucudur. Dolayısıyla, bir dereceye kadar risk, tıbbi müdahale olmaksızın değiştirilebilir” tavsiyesinde bulundu.
***
Erken yasta krese gondermenin suclulugundan kurtuldum sayenizde …tesekkurler