ANTİPSİKOTİK İLAÇLAR GEREKSİZ VE FAZLA YAZILIYOR

Yazı Fontunu Büyült Yazı Fontunu Küçült Yazı Fontunu Sıfırla
antipsikotik ilaçlar

Dikkat: Yazının sonunda ek var!

***

American İç Hastalıkları Kurulu’ nun  (American Board of Internal Medicine) “Akıllı Seçim” adı verilen bir girişimi var.

Bugüne kadar 50’ den fazla tıp grubunun katıldığı kampanya, çok fazla kolonoskopi istemekten üşütme için antibiyotik kullanmaya kadar çeşitli uygulamalar için doktor ve hastaların “akıllı seçim” yapmalarını sağlayacak tavsiyelerde bulunmayı amaçlıyor.

Kısa adı APA olan Amerikan Psikiyatri Derneği (American Psychiatric Association) de bu girişime “Doktor ve hastaların sorgulaması gereken beş konu” başlıklı bildirisiyle katılıyor.

APA bu bildiriyle, “atipik antipsikotik ilaçların” muhtemel kötüye kullanımına odaklanıyor ve bu ilaçların yaşlılarda demans, çocuklarda davranış problemleri ve erişkinlerde uykusuzluk için ilk seçilecek ilaçlar olmadıklarının altını çiziyor.

Atipik antipsikotik ilaçlar adıyla bilinen yeni ilaçlar daha yaygın olarak çocuklarda ve gençlerde saldırgan davranışlar için kullanılıyor.

Bu ilaçlar içinde ülkemizde de kullanılan Risperdal, Zyprexa, Seroquel ve Abilify var.

APA, doktor ve hastaları şu konularda uyarıyor:

BİR: Antipsikotik ilaçları, uygun bir başlangıç değerlendirmesi ve süregelen uygun takipleri olmayan hastalarda kullanmayın.

Herhangi bir endikasyonla antipsikotik ilaç alanlarda metabolik, nöro-musküler ve kardiyo-vasküler yan etkilere sık rastlandığı için kullanımlarının yerinde olduğu başlangıç değerlendirmesiyle ve yan etkilerinin takibinin garanti altına alınması icap eder.

İKİ: Aynı zamanda iki veya daha fazla antipsikotik ilacı rutin olarak yazmayın.

Araştırmalar, ayaktan tedavilerin yüzde 4-35’ inde, yatarak tedavilerde ise yüzde 30 ila 50’ sinde iki veya daha fazla ilaç yazıldığını gösteriyor.

Oysa birden çok ilacın emniyeti ve etkinliğini gösteren kuvvetli deliller olmadığı gibi bu durumlarda ilaç etkileşimleri, ilaca uyumsuzluk ve ilaç hataları riskleri de artıyor.

Genel olarak, iki veya daha fazla antipsikotik ilacın kullanılmasından tek ilaçla yapılan üç tedaviden da netice alınamadığı durumlar dışında kaçınılmalıdır.

Bu üç denemeden birinde mümkünse clozapine bulunmalı veya ikinci antipsikotik ilaç doz azaltarak tek ilaçla tedaviye geçme planıyla eklenmiş olmalıdır.

ÜÇ: Antipsikotik ilaçlar, demansın ajitasyon veya agresyon, anksiyete, irritabilite, depresyon ve apati gibi davranışsal ve psikotik belirtileri için ilk tercih edilecek ilaçlar olmamalıdır.

Bu grupta antipsikotik ilaçların serebro-vasküler, parkinsonizm veya ekstrapramidal belirtiler, sedasyon, konfüzyon ve diğer bilişsel bozukluklar ve kilo artışı gibi riskleri muhtemel faydalarından daha fazladır.

Antipsikotiklere, ilaçsız tedbirlerin fayda etmediği ve hastanın semptomlarının kendisi veya çevresi için bir tehdit oluşturduğu durumlarda başvurulmalıdır.

DÖRT: Antipsikotikleri rutinde erişkinlerdeki uyku bozuklukları için  ilk ilaç olarak yazmayın.

Antipsikotiklerin primer veya bunun dışında psikiyatrik veya diğer tıbbi durumlara bağlı uyku bozukluklarındaki etkinlikleri hakkında yeterli delil yoktur; az sayıdaki araştırmada karışık sonuçlar elde edilmiştir.

BEŞ: Antipsikotik ilaçları, çocuk ve gençlerde psikotik hastalıklar dışındaki durumlar için rutin olarak yazmayın.

Son 10-15 senede çocuklarda antipsikotik ilaç kullanımı neredeyse üç misli arttı; gelirleri düşük ailelerin ve azınlıkların çocukları ve dışsallaştırıcı davranış hastalıkları olan çocuklarda bu artışın uygunsuz olduğu görülüyor.

Antipsikotik ilaçların çocuk ve gençlerdeki etkinliği ve toleransına ait yeterli deliller olmaması yanında kilo artışı, metabolik yan etkiler ve kardiyo-vasküler değişikliklere eğilimle ilgili ciddi endişeler var.

Gelelim neticeye

Bu rapordan alınması gereken önemli dersler var:

BİR: Sadece antibiyotik, kolesterol, reflü, tansiyon ilaçları değil psikiyatri ilaçlarının yazılmasında da büyük bir “laubâlilik” olduğu gözler önüne seriliyor.

Çok ciddi yan etkileri olan ilaçların çalakalem yazıldığını görüyoruz.

İKİ: APA’ nın sadece hekimlere değil hastalara da seslenmesini çok önemli buluyorum.

Ben de her zaman toplumun tam ve doğru olarak bilgilendirmesi taraftarı oldum ve “hiç çekinmeden” hep böyle davrandım.

ÜÇ: Antidepresanların bile birçok hekim tarafından gereksiz yazıldığını, birçok insan tarafından gereksiz yere kullanıldığını söylediğiniz zaman psikiyatri camiası üzerinize yürür.

Hastaların kafası karışır” benzeri tehditler havada uçuşur ama esas karışık olan doktorların kendi kafalarıdır.

Gerçekleri saklamak, “het-hüt” marifet değildir; herkesin anlayabileceği şekilde güzelce anlatmak gerekir.

DÖRT: Gereksiz ve yanlış antipsikotik veya herhangi bir ilaç kullanımın yetersiz ve yanlış eğitim, ilaç endüstrisinin pazarlama oyunları, defansif tıp başta olmak üzere pek çok sebebi var.

BEŞ: Bugünlerde İzmir’ de Ulusal Psikiyatri Kongresi var.

Bu kongrelerde, hiç bu tür yanlış ve gereksiz ilaç kullanımı ile ilgili bir oturum-panel yapılır, bildiri sunulur mu veya doktorları, halkı uyaralım diye dile getirilen endişeler var mıdır, merak ediyorum.

Bir bizim hastalarının kulaklarına gereksiz ve yanlış ilaç kullanıyor olabilecekleri şeklinde bir kar suyunun kaçmasını “hasta hainliği” ile eş tutan “dediğim-dedikçi psikiyatristlerimize” bir de APA’ ya bakın, ister gülün ister ağlayın.

KAYNAK

http://www.choosingwisely.org/doctor-patient-lists/american-psychiatric-association/

http://www.usatoday.com/story/news/nation/2013/09/21/antipsychotic-dementia-children/2844419/

http://www.medimagazin.com.tr/ana-sayfa/guncel/tr-ulusal-psikiyatri-kongresi-izmirde-basladi-1-11-53721.html

***

EK 1 (1.5.2023): GÜLÜMSER HEPER “Tıp Bilimi ağır yıkımda. Özellikle Psikiyatri! İlaç lobisi yıllarca her insanı bir hastalıkla yaftaladı. Şimdilerde ise ağır hastalıklı durumları normalleştirmeye çalışıyorlar. (Yine para!) Misal Pedofili özgürlüğü! Korkarım ki iş cani bir psikopatın özgürlüğüne kadar gider”

Kaynak: https://twitter.com/Gulumser_Heper/status/1652596973353029637?s=20

***

EK 2 (18.8.2023): Araştırmalarda, klinik olarak anlamlı bir fayda sağlayamayan ve ölüm riskini artırdığı belirlenen antipsikotik ilaç brexpiprazol bunaması olan yaşlılarda ajitasyon tedavisi için FDA’ dan onay aldı.

Kaynak: https://www.bmj.com/content/382/bmj.p1801

Makale: How the FDA approved an antipsychotic that failed to show a meaningful benefit but raised the risk of death

***

Yazı için 13 yorum yapılmış:

  1. izzet güllü dedi ki:

    Güncel sıkıntılara hastalık denilmese psikiyatristler kliniklerde kedi avlar. bunu istemedikleri için her uyduruk soruna hastalık muamelesi çekip ilaç veriyorlar. böylece durup dururken beyin kimyaları alabora edilen yığınla kişi bu kliniklerin abonesi olmaya başlıyor. kendi pastasını yaratıyor, ayrıca kalıcı kılıyorlar.

    İşin en garip yanı da 100 kişiden sadece 12’sine doğru teşhis konulduğu ortaya konuldu. tek bir psikiyatrist buna çıtını dahi çıkarmadı.

    Psikiyatri yalanlar ve suistimaller üzzerine kurulmuş modern saltanattır. Bu yüzden her zaman söylüyorum: Psikiyatri tedavi etmiyor, hasta ediyor. Önce zarar verme ilkesini ihlal ediyor. Bence acilen bu branş yasaklanmalıdır.

  2. izzet güllü dedi ki:

    Mantığa bakın ayrıca:

    Antipsikotik ilaçlar psikoz ilaçlarıdır, ağır akıl ve düşünce bozukluklarında kullanılır.

    Ama anksiyetede, çocuklarda vb ilk tercih olmamalı vs. deniyor.

    Yani bir duygu durum sorununda bir psikoz / akıl hastalığı ilacı verilebilirmiş ama ilk tercih olmamalıymış.

    Mesaj bu. Bu mesajdaki cinnet halini fark edebiliyor musunuz!

  3. İzzet Güllü -Psikolog dedi ki:

    RUHUNUZU RUHCULARDAN KORUYUN

    Eskiden ki anlayışı Mevlana özetlemiş:
    “Gönülde şimdi gam var. Ey neşe, şimdi gelme. Misafir Üstüne Misafir Olmaz!”

    Şimdiki algı ise şu:

    “Ey vatandaş! Ruhunda hüzün değil, depresyon var! Sen hastasın! Şimdi gelmezsen riski çok yüksek! Bir saniye kaybetme, hemen gel!”

    UYARIYORUM:

    Ruh sağlığını korumanın birinci yolu psikiyatri söz, demeç, yazı ve uygulamalarından şiddetle uzak durmaktır! Tıpkı dede ve ninelerimiz gibi!

    Bu statüko ve onun özgüveni düşük yaveri psikoloji önce hastalık algısı sonra hasta icat ediyor. Çünkü hastalık algısı oluşunca hastalık zaten oluşur! Tıpkı kanser inancı oluşunca çökerten kanser psikolojisinin oluşması gibi…

    Böylece merdiven çıkarken kalbi çarpan gülüp geçiyor ama adına panik atak dediği zamanki çarpıntıdan doktora koşuyor millet! Bu statükonun inşa ettiği hastalık algısı yüzünden!

    Hüzne depresyon adı takarak önce sen hastasın diyor; evvela buna ikna ediyor. Sonra da, “Aaa ben hastaymışım, hasta ne yapar dr’a gider, O zaman ben de öyle yapayım bari” inancı ve eğilimi inşa ediyor.

    Hangi depresyon bir anda en sevdiği yakınını kaybeden kişinin acısından daha ağırdır? Biri normal de diğeri niye anormal oluyor?

    Çünkü birine normal diğerine hastalık demişler. Öyle buyurmuşlar. Statüko böyle tanımlamış. Bozuk felsefi kanaatini bilim diye yutturarak! Serotonin, anomali, patoloji, prevelansı, epidemiyolojisi vs. diyerek, böyle alengirli kavramlarla bilimsel süsü vererek!

    Sevgi de hüzün de korku da duyguların değişik yaşanma türleridir. Bunlar birer duygu biçimidir sadece. Her duygu yaşanmalıdır. Her duygunun bir yaşanma yeri ve vakti vardır. Düğünde sevinç duygusu cenazede elem ve yas duygusu yaşanır. Her şeyi tanımlama ve kategorize etme hakkını kendinde gören bu statükoya göre birinin çoğu makbül; diğerlerinin çoğu ise hastalıktır. Maşallah! Mantık bu!

    Bu mantıkla inşa olmuş beyinler de sınav öncesinde heyecan arttığı için psikologa, evlilik sürecinde ise heyecan azaldığı için mahkemeye koşar! Görüyorsunuz birinde varlığı diğerinde yokluğu sorun: Niye böyle? Böyle tanımlamışlar, bizi böyle inandırmışlar! Mesele patoloji meselesi değil; algı meselesi.

    Ama bizi etkiliyormuş. Borç çilesi de insanı etkiler, ayrılık acısı da… İnsanı her etkileyen şey hastalık olur mu! Psikiyatri ise olur! Ama uzun sürüyormuş. 15 gün falan… Borç çilesi bazen 120 ay sürüyor. Aldığınız krediye bağlı. Mantık bu işte! Devlet antidepresana ödeyeceğine bu kişilere düşük faizli kredi verse daha iyi eder bence.

    Uyarıyorum:

    Boş yere kimyasal yükleyerek beyin kimyanızı allak bullak eden bu statüko şifa sağlamıyor; hastalık ve hasta üretiyor. Abone yaratıyor kendisine…

    Adeta kendisi olmazsa ruhumuz mahvolurdu havasındaki bu statüko 100 sene öncesine kadar ruh sağlığımızın daha iyi olduğunu bile göremiyor!

    Ruhsal sorun artışındaki en büyük neden psikiyatrist ve ona özendikçe kendisini daha değerli hisseden psikolog sayısındaki artıştır.

    Çünkü bunlar arttıkça hatalı mesaj daha fazla çoğalıyor. Böylece hasta eden hastalık algısı daha fazla yaygınlaşıyor.

    Dedelerimizin ninelerimizin serotoninleri niye hiç düşmüyordu? Çünkü onların beyninde ruhsal hastalık algısı yoktu. Bu gözle bakmıyorlardı yaşadıklarına.

    Sonuç:

    Yıllardır, “Hasta değilsiniz; hastalık algısı hasta ediyor sizi.” diyorum ben! Bu inancı statüko kuruyor beyinlerinizde diyorum.

    “Yalancıktan hastalanan sahiden hasta olur diyor ta 1400 sene öncesinden; peygamber efendimiz H.z Muhammed (SAV)

    Kaygısız bakan, zihnini belli duygulara ipotek etmemiş her aklın yolu bir çünkü.

    Psikolog
    İzzet Güllü

  4. izzet güllü dedi ki:

    Tüm mesleki kitaplarda hastalık değil bozukluk yazar.

    Ama ünvanları ruh sağlığı ve hastalıkları uzmanıdır.

    Çarpıklık dakika bir gol bir ile başlıyor zaten…

  5. aslı dedi ki:

    Sayın Izzet Güllü; Yazınızın çoğu yerinde haklı çıkarımlarınız olmasına rağmen, bipolar duygulanım bozukluğu teşhisi konulmuş bir hastanın, hastalığın alevlenme yani nöbet manik döneminde, hastalığı gözlemlemeden psikiyatri dalının gerekli olup olmadığı kritiğini yapma hakkını nereden buluyorsunuz çok merak ediyorum.

  6. Ahmet dedi ki:

    Ruh sağlığındaki bozuklukların temel sebebi beyinden kaynaklanır kişinin ruhuyla alakası yoktur. Eğer öyle olsa insanların %99’unun hasta olması gerekirdi. Bu tür vakıaların tedavisinde de tek yetkili branş psikiyatridir. Çünkü beyin yolunda gitmeyen bazı durumlar vardır ve bu durum psikolojik telkinle çözülemez. Açıkcası Psikologların ruh sağlığı tedavisindeki yerini merak ediyorum. Bana yaşam koçluğu yapabilecek bi insanın kusursuz bir hayat sürmesi gerekir. Kendileri hiç sorun yaşamıyormuş gibi size ahkam keserler oldukların farklı gözükürler. Oysaki belkide insani ilişkiler noktasında hasta denilen insanlardan bile başarısızdırlar. Eğer insan davranışlarını kontrol etmek istiyorsa bunu ancak Peygamberimiz Hz. Muhammed’in öğretilerini yerine getirerek yapabilir. Çünkü O yaptıklarıyla söyledikleri bir olan bir kuldu. Bunun dışındaki beyin problemleri ise ancak tıbbi tedavilerle ortadan kalkar. İş alanının daralması endişesiyle bu işe yıllarını vermiş insanların emeklerini hiçe sayanlar ancak muhakeme yeteneğini kaybedecek kadar yıpranmış insanlar tarafından rağbet görür.

  7. Erhan dedi ki:

    Psikolog izzet güllü, ağır bir psikiyatrik hastalığı olan birinin toplum için nasıl yıkıcı etkileri olabileceğini bizlere canlı canlı göstermektedir.

  8. FEYZA dedi ki:

    KÜÇÜCÜK YAZMIŞSINIZ ÇOK KOLAY OKUNUYOR SAĞOLUN

  9. sonmemduh dedi ki:

    Tanrı bilir

  10. taklamakan dedi ki:

    ben 6 yıl antipsikotik kullandım hayatım söndü

  11. Altan dedi ki:

    İzzet Güllüye katılıyorum.
    Bazı psikiyatristler bildiniz psikiyatrik katil!Selam veriyorsun 5 kutu ilaç yazıp yolluyorlar.Tıpki benim psikiyatristim gibi.Belli başlı sorunlar için müracet ettigim dr.2 dk da bipolar teşhisi koymuş benide fazla birseyin yok diyerek gönderen bir tip.
    Sayesinde ilaçlara mahkum yaşıyorum.Herhangi bir atakda geçirmedim ve hastanede bile yatmadım.

    Katil psikiyatristlerden uzak durun!!!

  12. Karaagac dedi ki:

    Piskiyatri bilmi iyiki var snirkrizi gecirip hastaneye gelen hasta piskiyatri ilacı ve ignesiyle iyi oluyor rahatliyor bu iyi tarafi birde dr gidiyosun piskiyatriye dr ilac yazacaksa ilacin aliskanlik yapip yapmiyacagini ilacın bırakılırken ne gibi olumsuzlar yasatacagını hasta dedigi kisiye anlatacak ilac bir çozum degil hatta zamanla doz artışı olmazsa ilac etkisini yitiriyor bunlar onemli seyler VE ASLA VE ASLA İLAC BİRDEN BIRAKILMAZ dr komtrolunde bırakacaksın ve belli bir zamana yayacaksin bir ilaci bir yil kullandiysan onu birakma suresini dr karar verecek oyle 1 hafta 2 hafta yok üç ay vesaire surelerde ilac bırakilir demek kimseye verilen bir bazife degildir .ancak tipın bir bölümü olan piskiyatriye aittir piskiyatri dr bilir anlar çözer yillarca tip okur bransinda tecrube kazanir piskiyatrist olur
    1 piskiyatrist ve pisikolok kontrolunde ilac birakilir
    2 ilaclari kullandigin sure ve konulan tanilar onemlidir ilac birakma suresinde onemli yeri vardir
    3 Piskiyatri ilaclarini birakirken uzun bir zamana ihtiyac var .
    4 bu ilaclar yavas yavas agır agır dozları azaltilarak bırakilir
    5 bazen ilaclar birakilirken yerine baska ilaclar konularak kontrollü bir biçimde ilaclar birakilir
    6 1 yil ilac kullandiysan ilaci 3 aya yayarak dozajı azaltarak yavasca birak
    7 ilaclari 5 yildan fazla kullandiysan 1 yilda birak 100 mg 3 ay kullan 75 mg 3 ay kullan 50 mg 3 ay kullan 25 mg uc ay kullan sonra 1 hafta 15 mg 1 hafta 10 mg 1 hafta 5 mg kullan ve inanki cok az sorun yasarsin.
    8 birden birakirsan kaybettiklerini birdaha geri getiremen.
    9 birden ilacin dozunu normalden fazla kullanirsan yan etkiler carpar ornek antipiskotigi 300 mg kullanirken bir anda 800 mg cikarirsan yada dr cikarirsa ben boyle bir dr taniyorum akatizi olursun
    10 tüm piskiyatri ilaclari genis zaman ayrilarak dozlari yavas yavas düşurulerek dr kontrolunde sabirla bırakılır.
    11 İNTERNETTE PİSKİYATRİ İLACLARİNİ BİRDEN BİRAK DİYENLER BENCE CANİDİR ASLA BU GİBİ DİYALOGLARİ KURMAYİN.
    12 tekrar soyluyorum piskiyatri ilaclari birakilirken
    a doktor kontrolunde olmali
    b genis zamana yaymali
    c dozlar yavas yavas genis zamana yayarak azaltilmali
    d dr doktor takip etmeli

    Ve gelelim ilaclara lutfen her sinirliyim obsesifim takintiliyim agrılıyım sancıliyim diyene ilac yazmayin yazacanmi bilgilendir.
    Piskoterapi birinci yöntem olmali ilaclar sigara gibi uyusturucu gibi bagımlilik yapabilir yapiyorda
    Adam geliyo dr doktor bey evin kapisini kitliyorum birkacdefa kontrol ediyorum kitledimmi kitlemedimmi diye buna obsesif kompkusif bozukluk tanisi koyarsan ilaci yazarsan o adamda ilactan ilaca tanidan tanıya atlarsa ne olur yazık olur intiharlari düşünun ilac yazicaksan yazmadan once ilac bu insana uygunmu diye bir on arastirma yap insanlar milyonlarca kutu piskiyatri ilaci almis ulke resmen depresyonda birde kayit dısi kullanilan ilaclar maddeler var milyonlarca kutu ne oluyor ya bundan 30 sene once bukadar piskiyatri hastasi yoktu belirli rahatsizligi olan insanlar vardi bu akil ve ruh sagligi sorunu ya dogustan yada trawmadan sonra olusan hastaliklardi simdi 2020 deyiz cesit cesit piskiyatri hastaligi ismi var cesit cesit ilaclar var cesit cesit yontemler var beynin nekadarini kesfettiniz hangi bölgesi ne islev gorür nekadar detay var sigmund freud bilgileriylemi bu insanlar tedavi ediliyor ilaclar nasil uretiliyor yan etkileri nasil biliniyor inaninki cok ince detaylar gizli piskiyatride ve daha kesfedilmeyi bekleyen bircok kavram tani tedavi var bunlar kesfedilirse piskiyatri ilaclari belirli hastalar haric
    Yazilmaz hasta cogalmasi hastalik cogalması ilaç cesidi cogalması cözüm degil PİSKOTERAPİ BİRİNCİ YÖNTEM OLMALİ ASLA VE ASLA BU YÖNTEM UYGULANMADAN HERSEYE İLAC YAZİLMAMALİ

  13. Karacadag dedi ki:

    PİSKİYATRİSTLERE PİSKOLOKLARA ASLA GERÇEK HASTALAR GİTMEZ GERÇEK HASTALARIN HASTA ETTİKLERİ GİDER

Siz de yorumunuzu paylaşın: