TEREYAĞI AKLANDI MI?

Yazı Fontunu Büyült Yazı Fontunu Küçült Yazı Fontunu Sıfırla
anlamamak

İngiliz uzmanlar, doymamış yağ oranına sahip diyetin kalp hastalığı  riskini artırdığını belirterek, margarin yerine tereyağ tüketilmesinin  daha sağlıklı olduğunu açıkladı.

İngiltere’nin önde gelen  kardiyologlarından Dr. Aseem Malhorta, British Medical Journal’de  yayımlanan makalesinde doymamış yağ tüketimine dayanan beslenmeyi “40  yıllık bir hata” olarak nitelendirerek, bu tür beslenme yüzünden  milyonlarca kişinin kolesterol hapları kullanmak zorunda kaldığını  belirtti.

“Margarin yerine köy tereyağı ve zeytinyağı tüketin. Omega3  insan vücuduna girmelidir. Salam, sosis de trans yağlar içerdiği için  bir o kadar zararlı. Tereyağı tüketmenin sınırı yok, mideniz gözünüz  doyana kadar tereyağı tüketin” dedi. ABD’nin haftalık dergisi TIME da 23  Haziran baskısında ‘Tereyağı tüketin’ diyerek konuyu kapağına taşıdı.

Biz de uzmanlara sorduk, “Herkes istediği kadar tereyağ tüketebilir mi?  Kolesterol hapı boş yere mi kullanılıyor? Tereyağı aklandı mı?”

‘Boş yere kolesterol hapı kullanıldı’ iddiası doğru değil’

Türk Kardiyoloji Derneği Hipertansiyon Grup eski başkanı Prof. Dr. Doğan ERDOĞAN:
Yeni bir şey değil. Tereyağı hem doymuş hem de doymamış yağ içeriyor ama  doymamış, tehlikesiz yağ oranı doymuş olan tehlikeli yağ oranına göre  yüksek. Ama siz yüksek ısıda, örneğin kızartmalarda kullanırsanız  doymamış halden doymuş hale geçiyor. Bu nedenle orada kasdedilen ham  tereyağ. Mesela bizim kahvaltılarda kullandığımız veya yemeklerin  üzerine eritilip ilave edilen şekildi. Yoksa tereyağ kızartmalarda  kullanılırsa yine kalp damar hastalıklarına yol açma olasılığı artan bir  yağ. Onun haricinde kolesterol haplarını kullanmaya gerek kalmazdı  iddiası doğru değil. Öyle bir bilimsel veri yok. Tedavinin birincil  önerisi diyet ve yaşam tarzı değişiklikleri. Tüm bunlara rağmen  kolesterol inmezse kolesterol hapı kullanılmasını öneriyoruz. Kolesterol  hapı için 10 hastanın 8’nde mecbur kullanıyorsunuz ama Türkiye’de yaşam  tarzı değişikliği çok iyi yapılır, düzenlenirse o zaman belki 10  hastadan 4’ünde kolesterol hapı kullanmak durumunda kalırsınız. Belki de  daha az oranda. Açıkçası ben de güncel hayatımda taze, sürme halinde  veya eriterek, yakmadan kullanıyorum. Sadece tereyağ yiyerek tedavi  olmaz. Egzersiz, bu yaşam tarzı değişyikliğinin en önemli parçası. Bunun  harcinde şişmanlık varsa şişmanlığın önlenmesi, şeker varsa bunun  düzenlenmesi, tuz oranının düşürülmesi gibi yaşam tarzı değişiklikleri  gerekiyor.

‘Hakiki tereyağı önerimdir’

İstanbul Florence Nightingale Hastanesi’nde iç hastalıkları ve gastroentroloji uzmanı Dr. Süleyman URAZ:
Tereyağı Türk mutfağının aslında temel taşı olan bir besinimizdir.  Yemeklerimizin büyük kısmını tereyağı ile yaparız. Ancak bu hakiki  tereyağı olmalıdır. Hakiki tereyağı vücut ısısında erir. Kaliteli bir  kalori kaynağıdır. Çok fazla ve aşırı kullanmadan, makul ve yeterli  ölçülerde kullandığınızda mahsuru olmadığı gibi faydasını göreceğimiz  bir yiyecektir. Yağda yapılmış bir yumurta ve pilav gerçekten  lezzetlidir, ve düzgün ölçülerde kullanıldığında, mesela bir yemek  kaşığı kadar, asla sakınılmamalıdır. Çünkü iyi bir tereyağı kolestrol  açısından kötü bir yağ türü değildir. Kalp-damar hastaları için makul  ölçülerde köy tereyağını ve sızma zeytin yağını öneriyoruz. Kaliteli bir  tereyağı, köy tereyağıdır. Gerçek bir tereyağında, katkı maddesi  bulunmamalıdır. Rafinerize değil, geleneksel yöntemlerle yapılan ve  damar duvarında donmayan tereyağlarını öneriyoruz. Tüketilmesini tamamen  önerdiğim 2 yağ türü sızma zeytinyağı ve hakiki tereyağdır. Margarin ve  tarzındaki yağları asla önermiyorum.

‘Bol bol yiyebilirsiniz demek doğru değil çünkü herkese her formül uymaz’

Türk Kardiyoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Lale TOKGÖZOĞLU:
KATI margarinlere göre tereyağın daha sağlıklı oluduğu biliniyordu. Bu  çok yanlı ve dramatize edilmiş bir şey. Zaten lehte ve aleyhte yazılar  çıkıyordu ve sağlıklı kişiler için zaten tereyağın hiçbir mahsuru yoktu  ama bazı özel hasta gruplarına biz kısıtlıyorduk. Tabi ki katı  margarinlere tercih edilebileceğini baştan beri söylüyorduk ancak  ‘tarayağı aklandı’ diye bir şey yoktur. Zeytinyağı her zaman birinci  tercihtir ve en son tercihler katı margarinlerdir. Sıvıları ayırıyorum  çünkü onların niteliği farklı. Yapılandırılmış margarinlerin de aynı  dezavantajı taşımadığını görüyoruz. Onun dışında görüşlerde böyle  gazetelere haber olacak dramatik değişiklik yok. Sağlıklı kişiler için  hiçbir zaman zaten kısıtlama yoktu ama kalp hastaları için ciddi  değişiklik yok. Bol bol terayağ yiyebilirsiniz demek de doğru değil  çünkü herkese her förmül uymaz.

‘Her tür besinin azı karar çoğu zarar’

Marmara Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik Bölüm Başkanı Prof. Dr. Funda ELMACIOĞLU:
BESLENME açısından yağları değerlendirdiğimizde doymuş yağlar yani  tereyağı veya kırmızı etlerdeki yağlar, diğer ifadeyle katı yağlar  normalda kötü kolestrolü yükseltir ama iyi kolestrolü de yükseltir.  Çoklu doymamış yağlar yani ayçiçek, mısırözü gibi yağlar, kötü  kolestrolü düşürür ama aynı zamanda iyi koleströlü de düşürür.  Zeytinyağı, kötü veya iyi kolesterole etki etmez ama tek başına  trigliseritleri etkiler. Aynı zamanda zeytinyağı vitamin D açısından çok  zengin olduğu için antioksidan özelliği de vardır. Asıl olan, her türlü  yağdan, organizmanın gereksinimi kadar ve sınırı koruyarak alacaksın.  Tek başına zeytinyağı, tek başına tereyağı ye demek son derece  yanlıştır. Bilime de insan sağlığına da aykırıdır. Bugün ABD Kardiyoloji  Akademisi’nin görüşü de aynen bu noktadadır. On yıllardır damarı  tıkanan, enfarktüs geçiren, kalpten ölen, kalp damar problemi yaşayan  insanlarda hangi yağ olursa olsun çok miktarda tüketimin zarar verdiği  görülmüştür. Toplam yağ miktarını azaltacaksın. Bunların içerisinde en  fazla kullanabileceğin tekli doymamış zeytinyağıdır. Örneğin tavukla  hindiyi derisiyle yersen katı yağ alırsın, derisini atarsan hiç katı yağ  almazsın ki buna dikkat etmek lazım. Bir kardiyoloğun bu tür söylemi,  safsatadan başka bir şey değildir. Tek başına tüketilen bol miktardaki  tereyağın, hele hele o ülke insanlarının kalp damar hastalığına genetik  yatkınlığı varsa çok daha büyük sıkıntı yaratır. Dünyada beslenmide en  önemli şey, ihtiyacın kadar tüketmedir. İhtayaçtan fazla tüketilen  yağlar, yine hekimin önerisiyle tedavi ve kontrol altına alınmalıdır.  İhtiyaçtan fazla yenilen her türlü besinin vucuttan atılmasını artık çok  zordur ve yağa dönüşürler.

‘Doymuş yağlardan uzak durulmalı’

Medical Park Fatih Hastanesi iç hastalıkları uzmanı Prof. Dr. Ziya MOCAN:
TEK tek yapılmış olan izole çalışmalar bize her zaman doğruyu göstermez.  Bu makalelerin bilimsel tıp dergilerinde yayınlanmış olması gerekir ki  tıp otoritecilerince kabul görsün. Bu nedenle magazinsel haberlerin  bizim açımızdan hiçbir önemi yoktur. Doymuş yağlardan kuyruk yağlar  başta olmak üzere uzak durmamız gerekir. Burada tek istisna tereyağıdır.  Tereyağı doymuş yağ olmasına rağmen nitrojenize olmaması, iç organ  yağlanması yapmaması nedeniyle belirli bir miktarda yenebilir. Ancak  hiçbir zaman kuyruk yağları, iç organ yağları dünyadaki tıp  otoriterlerinin kabus ettiğin bir beslenme şekli değildir. Bu nedenle  halkımıza yanlış bilgi verilmesi çok tehlikeli olacaktır. Doymuş  yağlardan fakir diyet hiçbir zaman şeker hastalığına ya da obeziteye yol  açmaz. Dünyadaki obezitenin artışının nedeni fazla enerji alımı ve  bunun harcanmasının az olmasıdır.

Kaynak: http://www.haberturk.com/polemik/haber/962246-tereyagi-aklandi-mi

Siz de yorumunuzu paylaşın: