Harvardlı profesör hindistan cevizi yağı (HCY) için “pür zehirdir, yiyebileceğiniz en kötü gıdadır” diyor. Margarin sektörüyle menfaat münasebetlerinden şüphem olmayan profesör halt etmiş. Endüstriyel işlemlere başvurulmadan ilkel metotlarla, anam-babam usulü üretilen HCY faydalı bir yağdır.

Hiçbir yiyecek ve içeceğin istenildiği kadar veya bol bol tüketilmesini doğru bulmam. Her şeyin makul bir miktarı olmalıdır ve bundan uzaklaşılmamalıdır. Şekersiz Türk kahvesi, evet, sağlıklı bir içecektir ama günde birkaç fincan geçilmemelidir; fazlası zararlı olabilir. Bol bol güneşlenmeyi de doğru bulmam, ideali güneş olan her gün tam öğle vakti 15-20 dakika güneşlenmektir.

Gıdaların işlenmesi sadece endüstrinin işine gelir. Sentetik katkı maddelerinden hiçbirinin besin değerini artırıcı etkisi yoktur. Gıdaların raf ömrünü uzatan katkı maddeleri insanların ömrünü kısaltır. Obezite, diyabet, kalp krizi-felç, kanserler, astım-alerji, Alzheimer, depresyon ve tüm diğer kronik enflamatuar hastalıklardaki artışla hazır gıdalardaki artış birbirine paralel gitmektedir.

Çekirge yemenin dost bağırsak bakterilerini artırdığı ve birçok hastalığın temelinde yatan kronik enflamasyonu (iltihabı) azalttığı bildirildi. Çekirgenin dış kabuğundaki kitin ve kitosin gibi lifler bağırsak bakterilerinin temel gıdası olan prebiyotiklerdir. Sağlıklı yaşamak için, işlenmemiş, tabii gıdalarla beslenmenin ne kadar önemli olduğunu bir kere daha görmüş oluyoruz.

Düzenli olarak diyet meşrubat içenlerde kolon kanseri nüksü ve ölüm riskinin daha düşük olduğu ve içilen meşrubat miktarı arttıkça hayatta kalma sürelerinin de arttığı belirlendi. Araştırmayı yapan Yale Üniversitesi Kanser Merkezi Başkanı Fuchs emekli olduktan sonra meşrubat şirketlerinden birine danışman olmazsa her gün aile boyu diyet meşrubat içmeye söz veriyorum.